Türkiye’nin güney sınırında PYD aracılığıyla oluşturulan “Kürt kuşağı” karşısında, AKP hükümeti açmaz yaşıyor. PYD’nin IŞİD saldırıları gerekçesiyle Kobani’nin de batısına yöneleceği beklentisi, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK), Suriye’nin Cerablus bölgesinde tampon oluşturulması amacıyla sınır ötesi harekât emri vermesine neden oldu.
Ancak, Suriye’deki bölgesel ve küresel dengelerin yanı sıra Türkiye’nin iç durumu, sınır ötesi harekâtı açmaza dönüştürüyor.
Türkiye’de seçim sonrasında koalisyon arayışlarının olduğu ve istifa etmiş bir hükümetin görevde bulunduğu ara dönemde Cezire Kantonu ile Kobeni Kanton’u arasındaki Tel Abyad’ı ele geçiren PYD, IŞİD’in başkenti olarak bilinen Rakka’ya yöneldi. IŞİD’in Cerablus üzerinden Kobani’ye saldırısı, PYD’nin, koalisyonun hava desteği eşliğinde Kobani’nin batısına yöneleceği beklentisi oluşturdu. Gelişmelerden kaygılanan Ankara, arayışlara girdi.
Sınırın Suriye tarafındaki gelişmeleri MİT, Genelkurmay ve Dışişleri’yle sürekli iletişim halinde izleyen AKP hükümeti ve
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TSK komuta heyetine Kobane’nin batısındaki Cerablus bölgesinde tampon bölge oluşturulması için siyasi talimat verdi.
Genel seçimler sonrasında
“müstafi (istifa etmiş)” konumundaki Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun bu talimatı çok sayıda açmazı da beraberinde getiriyor.
Ankara’da askeri ve diplomatik kulislerde tartışılan açmazlar, ‘
Hükümet belirsizliği’, ‘Uluslararası dengeler’, ‘Harekât bölgesindeki belirsizlikler’ ve ‘İç güvenlik açmazı’ başlıklarıyla öne çıkıyor.
Türkiyenin bölgede güvenli bölge oluşturması için diğer bir yöntem de Şam’daki Esad rejimi ile uzlaşma zorunluluğu olarak gösteriliyor.
Çünkü Türkiye’nin Şam’ın onayını almadan tampon bölge oluşturması uluslararası hukuk açısından başka ülke toprağını
“işgal” anlamına geliyor. Ancak AKP’nin şimdiye kadar Esad rejimini düşürme yönündeki çabaları nedeniyle, bu formülün yaşama geçmesini neredeyse son derece sıkıntılı.
Kaynak: Cumhuriyet