HSYK'nin geçen haftanın son iş gününde kararnameyle atadığı Bölge Adliye Mahkemeleri yargıç ve savcılarının hemen hemen tamamının AKP'nin desteklediği Yargıda Birlik Platformu üye ve destekçilerinden oluştuğu ortaya çıktı.
Yargıçlar Sendikası'ndan yapılan açıklamada, "Bu mahkemeler ölü doğmuştur. Türkiye siyasi islama dayalı faşist bir rejime hızla evrilmekte, yargı da bu evrilmenin hızlandırılmasına araç kılınmaktadır" denildi.
Geçtiğimiz haftanın son iş günü olan 25 Mart 2016 Cuma günü HSYK tarafından yayımlanan Bölge Adliye Mahkemeleri yargıç ve savcıları kararnamesinde, atananların tamamının AKP yanlısı Yargıda Birlik Platformu üye ve destekçisi yargıç ve savcılardan oluştuğu ortaya çıktı. Yargıçlar Sendikası'ndan yapılan açıklamada, Bölge Adliye Mahkemeleri'nin görevine giren davaların sayısına bakıldığında bu mahkemelerin ölü doğduğu vurgulandı.
Yargıçlar Sendikası imzasıyla yapılan yazılı açıklamada, "Türkiye siyasi islama dayalı faşist bir rejime hızla evrilmekte, yargı da bu evrilmenin hızlandırılmasına araç kılınmaktadır.
Siyasi iktidarın yargı üzerinden elini çekme vakti çoktan gelmiş, geçmiştir" denildi.
YARGIÇLAR SENDİKASI'NDAN AÇIKLAMA
Yargıçlar Sendikası'nın açıklaması şöyle:
25 Mart 2016 tarihinde Bölge Adliye Mahkemelerinde görevlendirilen yargıç ve savcıların atanmasına ilişkin HSYK kararnamesi yayınlanmıştır.
Hemen belirtmek gerekir ki tüm Türkiye'de toplam kurulması planlanan ve atamaları yapılan 93 ceza 120 hukuk dairesi Bölge Adliye Mahkemeleri'nin görevine giren davaların sayısı dikkate alındığında şimdiden ölü doğmuştur. Zira halen Yargıtay'da görülen temyiz davalarının neredeyse tamamı Bölge Adliye Mahkemeleri'nde görülecek, Yargıtay incelemelerinin aksine dava dosyaları bizatihi Bölge Adliye Mahkemesi yargıçları tarafından incelenecek, gerektiğinde yeniden yargılama yapılacaktır.
Bir yılda Yargıtay'a gelen dosya sayısı değerlendirildiğinde bir Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesi ortalama en az 4 bin 800, Hukuk Dairesi ise ortalama en az 4 bin 500 davaya bakmak durumunda kalacaktır. Yargıtay'dan verilen bozma kararı oranları dikkate alındığında dairelerin iş yükü daha objektif olarak değerlendirilebilir.
Diğer yandan daire sayısının çokluğu uygulama birliğinin sağlanması ve hukuk güvenliği bakımından başlı başına adalete duyulan güven endeksini azaltma riskini artıran bir durumdur.
HSYK tarafından Bölge Adliye Mahkemeleri'ne yapılan yargıç ve savcı atamaları incelendiğinde liyakat ölçütünün gözardı edildiği, Daire Başkanlığına atananların tamamına yakınının 2014 HSYK seçiminde siyasi iktidarın güdümünde oluşturulan Yargıda Birlik Platformu adaylarına destek veren, bu yönde görüş açıklayan, şimdi de Yargıda Birlik Derneği'ne üye olan yargıçlar olduğu görülecektir.
Bölge Adliye Mahkemesi üyeliğine atanan yargılar ile savcıların ise bazıları istekli olmasına karşın, bir çoğu da talebi olmaksızın atanmıştır.
Yeteri kadar taleplisi bulunmasına rağmen talebi olmayan yargıç ve savcıların Bölge Adliye Mahkemeleri'ne atanması hakimlik teminatı ilkesinin açık ihlalidir.
Davalara ömür biçmeye çalışan siyasi iktidarın yargıyı bir daha iflah olmayacak şekilde kaosa sürüklenmesinin bir tek amacı olabilir o da yargıdaki kaosu vesile yaparak yargının yapısıyla yeniden ve her zaman olduğu gibi ihtiyacına binaen düzenlemeler yapma isteğidir.
Siyasi iktidar temsilcilerinin düne kadar takdirine mazhar Anayasa Mahkemesinin hoşuna gitmeyen kararına karşı, "karara uymuyorum, saygı da duymuyorum" dediği henüz kulaklarımızda çınlamaktadır.
Yine her zaman olduğu gibi siyasi iradenin talimatlarına uymakta beis görmeyen, aklından geçenleri emir telakki eden yargı iktidarının hemen belli davalara bakan mahkemeye yeni yargıç ve savcı görevlendirdiği de hatıralarımızdan silinmemiştir.
Siyasi iktidar yine yargıyla oynayarak giderek otoriterleşen iktidarını güçlendirme ve yerleştirme gayretindedir.
Türkiye siyasi islama dayalı faşist bir rejime hızla evrilmekte, yargı da bu evrilmenin hızlandırılmasına araç kılınmaktadır.
Siyasi iktidarın yargı üzerinden elini çekme vakti çoktan gelmiş, geçmiştir.