21 Ağustos 2015 - 06:30
Yan yana koyduğumda parçaları birleştirip pek çok şeyi anlayabiliyorum. Bir generalin, sağcının da solcunun da eline silah tutuşturanın aynı el olduğunu bilememesini, görememesini bile... Gel gör ki her şey olup bittikten, kendince meşru bir darbe zemini oluştuktan sonra memleketin gençlerine kıyılabilmesini aklım, havsalam almıyor.
Nasıl bir kurtuluştur ki aradan 35 sene geçtikten sonra hâlâ travmalarını temizleyemiyoruz?
Nasıl bir çözümdür ki “iki vızdan bir bizden” dercesine başına buyruk, hoyratça ve acımasızlıkla atılan adımlar meşru görülmüştür?
Anlayamıyorum.
***
Şimdi, 1980’in kanırtarak yaraladığı herkesin sızıları tazeleniyor. Güneydoğu talan edilirken 35 sene öncesini hatırlayanlar korkuyla sindiriliyor.
At gözlüğü takmamak, tarafgirlik yapmamak adına kendime “acaba AKP sahiden yurdunu seven bir oluşum da bizim mi aklımız yetmiyor” diye sormuşluğum, kendimden kuşku etmişliğim çoktur...
Ne var ki bu kadar hesabı benim aklım almıyor! Gençlerini kırdırabilme vicdansızlığını anlayamıyorum. Allah anlayıp hak verme yetisi vermesin, diye dua ediyorum. Bu kirli oyunu amaca(!) giden yollardan biri olarak idrak edip haklı görebilmek, insanlığını inkâr etmek olmalı.
Böyle zamanlarda şairin o dizesiyle uyanıyorum:
"Yangınlarla bayındır kentler gibiyim"