Sözcü Gazetesi yazarı Yılmaz Özdil şatafatlı 'Fetih Kutlamaları'nı Fatih döneminden verdiği örnekler ile tiye aldı.
Yazısında, Fatih'in Rönesans insanı olduğuna dikkat çeken Yılmaz Özdil zabıtalara yeniçeri kıyafeti giydirenleri, tahtadan surlar yaptıranları topa tuttu.
İşte Yılmaz Özdil'in o yazısı;
Rönesans insanıydı. Entelektüeldi. Arapça, Farsça, Latince, İtalyanca, Rumca, Sırpça, henüz 19 yaşındayken altı lisan konuşurdu. Felsefeye meraklıydı. Milattan önceye ait Yunanca elyazmaları okurdu. Coğrafyaya düşkündü. Astronomiyle ilgiliydi. Kültür adamıydı, sanatçılara kol kanat gerer, ödüllendirirdi. Şairdi. Mimariyi çok önemserdi. Sofu değildi. Hatta dindar olduğu bile pek söylenemez.
'GERÇEK MANADA DÜNYA LİDERİYDİ'
Seremoni sevmezdi, kalabalıklarla dolaşmazdı. Portresini İtalyan ressam Bellini’ye yaptırdı. İlk altın sikke onun için bastırıldı. Ateşli silahları tasarım yapabilecek seviyede tanırdı. Tarihte ilk havan topunun çizimlerini, bizzat o yaptı, tarihte ilk havan topu İstanbul’un fethinde kullanıldı. Gerçek manada dünya lideriydi.
E bugün bakıyoruz… Fetih yapıyorum filan diye, İstanbul caddelerini fotoğraflarınla doldurmuşsun, tahtadan surlar yaptırmışsın, zabıtalara yeniçeri kıyafeti giydirmişsin, sahnede maket kadırga çektirip, kendi figüranlarına kendini alkışlatacaksın.
Yani hakikaten gazan mübarek olsun, fetih müsamerene limon sıkmak istemem ama… Fatih kim, sen kim be birader?
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN