"25 Aralık"ta ne olmuştu, aktörleri kimlerdi!

17-25 Aralık Yolsuzluk soruşturmasından darbe çıkaran iddianame kapsamında açılan dava başladı. Peki 25 Aralık'ta neler olmuştu?
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek davada 17-25 Aralıkyolsuzluk ve rüşvet soruşturmalarını yürüten eski İstanbul Mali Şube Müdürü Yakub Saygılı'nın da aralarında olduğu 8'i tutuklu 69 kişi 17 ay sonra mahkemeye çıktı.

17 - 25 Aralık yolsuzluk operasyonunu gerçekleştirdikleri için tutuklanan Yakup Saygılı ve ekibinin davası başladı.

25 ARALIK'TA NE OLMUŞTU?

Savcı Muammer Akkaş tarafından yürütülen soruşturmada 96 kişiye yöneltilen suçlamalar arasında ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek, ihaleye fesat karıştırmak ve rüşvet’ bulunuyordu.

Savcı Akkaş, birçok iş adamının da aralarında bulunduğu 41 kişilik gözaltı listesi hazırladı, mahkemeden bazı iş adamlarının malvarlığına el koyma kararı çıkarttı.

Akkaş, Başbakan Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan için de şüpheli sıfatıyla ifadeye çağrı evrakı hazırladı. Ancak Emniyet, Savcı’nın talimatlarını yerine getirmedi. 96 şüpheliye yönelik suçlamalar arasında ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek, ihaleye fesat karıştırmak ve rüşvet’ bulunuyordu.

TÜRGEV'LE İLGİLİ İDDİALAR

25 Aralık’ın en önemli ayaklarından biri TÜRGEV’le ilgiliydi. Fezlekeye göre Hazine arazileri, usulsüz olarak vakfın zimmetine geçirilmekteydi. Ayrıca, iş adamları, TÜRGEV’e yaptıkları bağışlarla orantılı olarak ‘ihale’ alıyordu. Alınan rüşvet paraları vakfa ‘bağış’ olarak kaydediliyordu. AKP’li belediyeler, TÜRGEV’e arsa ve bina tahsisi konusunda adeta yarışıyordu!

Bilal Erdoğan ifadesini 5 Şubat’ta, soruşturmaya Akkaş’ın yerine atanan yeni savcılara verdi.



17 Aralık’tan hemen bir gün sonra emniyetin çeşitli bölümlerinde flaş görev değişiklikleri yapıldı. Operasyonda 24 saat sonra yani 18 Aralık’ta, aralarında operasyonu gerçekleştirenlerin de bulunduğu beş şube müdürü görevden alındı.

ÇAPKIN GÖREVİNE VEDA ETTİ, 6 BİN EMNİYET MENSUBU GÖREVDEN ALINDI

19 Aralık’ta İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın merkez valiliğine atandı. 20 Aralık’ta Emniyet’teki görevden almalar yayıldı.

6 Ocak’ta Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde gece yarısı büyük çapta görev değişikliği yapıldı. 350 polisin yeri değiştirildi. 8 Ocak’ta bir Emniyet Genel Müdür Yardımcısı ile 15 ilin Emniyet müdürleri görevden alındı.

24 ile de yeni Emniyet müdürü atandı. 22 Ocak’ta Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde 470 amir, müdür yardımcısı ve memurun görev yeri değiştirildi.

Bu tarihten sonra da görev değişiklikleri devam etti. 17 Aralık’tan sonra yaklaşık 6 bin Emniyet mensubunun yerinin değiştirildiği tahmin ediliyor.

SAVCILAR SÜRÜLDÜ!

17 Aralık soruşturması, 29 Ocak 2014′te Celal Kara ve Mehmet Yüzgeç’in elinden alındı. Celal Kara, İstanbul 45. Asliye Ceza Mahkemesi’ne duruşma savcısı olarak atandı. Kara daha sonra Afyonkarahisar Cumhuriyet Savcılığı’na atandı.

Mehmet Yüzgeç, İstanbul 1. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’ne duruşma savcısı oldu. Yüzgeç, Haziran ayında ise Kahramanmaraş Cumhuriyet Savcısı olarak atandı.

ADLİ KOLLUK YÖNETMELİĞİ DEĞİŞTİRİLDİ, HSYK'DA DEĞİŞİKLİK YAPILDI

Adli Kolluk Yönetmeliği apar topar değiştirildi. Kolluk güçlerine operasyonları amirlerine bildirme zorunluluğu getirildi. Söz konusu değişiklik Anayasa’ya açıkça aykırıydı. Ve Danıştay’dan döndü.

HSYK'da değişikliğe gidildi. Adalet Bakanı’nın yetkilerinin acilen artırılması, kurulun yetkilerinin tırpanlanması gerekiyordu. Ve iktidar yeni bir HSYK kanun teklifi hazırlandı. Kurulun neredeyse bütün yetkileri Adalet Bakanı’na devredilecekti. Teklif, 15 Şubat 2014’te yasalaştı. Bu işlem yargının siyasallaşması, iktidarın kontrolü altına girmesi anlamına geliyordu. AYM, 11 Nisan’da kanunun 14 maddesini Anayasa'ya aykırı bularak kısmen iptal etti. İptal edilen hükümleri, Adalet Bakanı'nın yargıyı, hakim ve savcılar üzerinde vesayet kurmasını sağlayan maddeler oluşturdu. Ancak iktidar istediği bütün atamaları yapmıştı ve AYM’nin kararı geriye gitmesi mümkün değildi!



ÖZEL MAHKEMELER...

İktidar kendisine darbe yapılmak istediğini savunuyor ancak bununla ilgili tek bir somut delil bile ortaya koyamıyordu. Operasyonu yürüten polisler dönemin başbakanını çok kızdırmıştı. Yargılanmaları gerekiyordu! Bu iş için ‘özel’ ve seçilmiş hakimlerin görev yaptığı mahkemeler gerekliydi. Ve Sulh Ceza Mahkemeleri’nin yerine Sulh Ceza Hakimlikleri kuruldu. Ergenekon ve Balyoz davasında görev yapan ÖYM’leri yetkileri fazla olduğu iddiasıyla kapatan iktidar, yeni kurduğu mahkemelerdeki hakimlere olağanüstü yetkiler verdi. Yeni mahkemelerde tek bir hakim görevli olacaktı. Gözaltı, yakalama, arama, tutuklama, tutuklamaya itiraz vs. bütün kararları tek bir hakim verecekti. Bu mahkemelerde görevli hakimin verdiği karara itiraz ise bir diğer Sulh Ceza hakiminin önüne gidecekti. Söz konusu mahkemelere ‘özel’ hakimler atandı. HYSK, adı yolsuzluğa karışan Reza Zarrab ve bakan çocuklarını tahliye eden İslam Çiçek’i 3 no’lu, Süleyman Aslan’ın da aralarında olduğu 6 kişiyi tahliye eden Hulusi Pur’u 2 no’lu Sulh Ceza Hakimi olarak atadı.

ADLİ TIP: TAPELER GERÇEK...

Adli Tıp Kurumu’nun raporu 17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarıyla ilgili tapelerin ‘montaj’ olduğu savunmasını yerle bir etti. Haber ilk olarak Hürriyet Gazetesi’nde yer aldı. Adlî Tıp'tan TBMM Soruşturma Komisyonu'na gönderilen raporda, Türkçe konuşmaların yer aldığı 2 bin 483 kaydın çözümünde 'cümle eklemesi veya cümle çıkartması sonucu anlam bütünlüğünü bozacak değişiklik' tespit edilemediği vurgulandı. Raporda, ‘inceleme konusu tüm ses kayıtları ile ses kayıtlarına ait tapelerde yapılan karşılaştırma sonucunda; basit imla ve yazım hataları dışında, konuşmanın anlam bütünlüğünü bozacak herhangi bir bulgunun tespit edilemediği’ aktarılıyordu. Ayrıca, ‘bir bütün olarak cümle eklemesi veya cümle çıkartılması sonucu anlam bütünlüğünü bozacak bir değişikliğin tespit edilemediği’ aktarılmıştı.

25 ARALIK SORUŞTURMASI'NA TAKİPSİZLİK

2 Eylül 2014'te, 25 Aralık soruşturmasıyla ilgili takipsizlik kararı verildi.

Bilal Erdoğan'ın da aralarında bulunduğu 96 şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığı belirtildi.

Kararda '96 şüpheli hakkında, örgüt kurmak ve örgüt üyesi olmak suçlarından kovuşturmaya yer olmadığı' ifade edildi.

Ayrıca kararda, soruşturmayı hazırlayanların 'Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya çalışmakla' suçlanması dikkat çekti.

Savcılar, '25 Aralık soruşturmasının hukuki bir soruşturma görünümü altında Türkiye Cumhuriyeti hükümetini cebren ortadan kaldırmaya ve engellemeye yönelik bir teşebbüs' olduğunu belirtti.

TBMM'DE AĞIR AKSAK SORUŞTURMA...

Dört eski bakan (Muammer Güler, Zafer Çağlayan, Erdoğan Bayraktar ve Egemen Bağış) hakkında hazırlanan fezlekeler önce Adalet Bakanlığı'na gönderildi.

Adalet Bakanlığı'ndan, "Meclis'e gönderilmesi gerektiği" gerekçesiyle geri gönderilen fezlekeler daha sonra TBMM'ye geldi.

19 Mart'ta TBMM'de fezleke gerilimi yaşandı.

TBMM Genel Kurulu, CHP'nin olağanüstü çağrısı üzerine dört eski bakan hakkında hazırlanan fezlekeleri görüşmek üzere toplandı.

Fezlekeler 'gizlilik kararı' gerekçesiyle okunmayınca, muhalefetten büyük tepki geldi. Fezlekelerle ilgili genel görüşme talebi meclis tarafından oylandı, reddedildi.

SORUŞTURMA KOMİSYONU İLE İLGİLİ HABERLERE YAYIN YASAĞI

Bakanlar hakkındaki yolsuzluk ve rüşvet iddialarını incelemek için kurulan soruşturma komisyonu ise çalışmalarına Ekim ayında başladı.

Kasım ayında komisyonla ilgili haberlere yayın yasağı getirildi.

TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in başvurusu üzerine Ankara 7. Sulh Ceza Hakimliği'nin aldığı karar TBMM tarihinde bir ilk oldu. Basın meslek örgütleri ve muhalefet, yasağa sert tepki gösterdi.

Kaynak: DHA - BBC Türkçe - haber.sol.org.tr - Sözcü

    :

    :

    :

    :

    ""25 Aralık"ta ne olmuştu, aktörleri kimlerdi!" hakkında Tweetler

    DİĞER GÜNDEM HABERLERİ

    KARŞI VİDEO
    https://twitter.com/KarsiGazete