Davutoğlu'nun vaatlerindeki Boynukalın çelişkisi...
İşte Nuray Mert'in yazısı...
AK Parti kongresinin benim açımdan en çarpıcı olayı, geçtiğimiz günlerde Hürriyet gazetesine ‘sefer düzenleyen’ bir gruba eşlik eden AK Parti milletvekilinin Divan üyesi yapılmak suretiyle taltif edilmesi oldu.
Siyaset adabının dahi hiçe sayılmasından kastettiğim bu, bu arada ‘siyaset adabı’ tabirinin fazla nazik kaçtığının farkındayım.
Geldiğimiz noktaya bakar mısınız, Türkiye’de çoğunluğun oylarını alan iktidar partisi, en azından ayıp olmasın diye bu şahsa, sözde de olsa bir kınama yapmadığı gibi, böyle birini taltif ederek her şeyden önce bir adapsızlık örneği veriyor.
Veya daha kötüsü, onun üzerinden bir mesaj vermiş oluyor; ‘hasımlarıma gözdağı veren, benim makbulümdür’ diyor, ‘AK Parti’nin karşısında olan başına gelenlere katlanır, bundan sonra da ayağını böyle denk alsın’ diyor.
Dahası var, muhtemelen, tüm bunları bildiği için kendini öne atan bu zat, Erdoğan’a hitaben ‘Seçimlerin sonuçları ne olursa olsun seni başkan yapacağız’ diye galeyana geliyor, getiriyor, ödülünü almakta gecikmiyor. AK Parti böylesi bir skandalı kaale bile almıyor, ‘Ne demek seçimlere rağmen?’ demek kimsenin aklından geçmiyor, sıkıysa geçsin.
Zaten, parti sözcülerinden bir uzun adam, bu olayın mevzu edildiği bir basın toplantısında kem küm etmemiş miydi? Dahası, bilgelik iddiasında bir Başbakan, bu divanın önünde medeniyet, dava diye esip gürlemekte beis görmüyor. Yazık, çok yazık!
Fazla söze hacet yok, her şey apaçık ortada. Belli ki burası yitik bir ülke! Böylesi feci bir zillet! Belli ki çekecek daha çok çilemiz var.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ...