Özgecan ilk değil ki... Son da olmayacak!

17 Şubat 2015 Salı 12:53

4 yıl önce yine Özgecan gibi hunharca katledilen Sema Karakoca'nın katilinin bulunması için kampanya başlatıldı.

KARŞI GAZETE | ANKARA

BACAKLARINI KESİP, RAHMİNİ DEŞMİŞLER!

4 yıl önce, 2011 yılında hunharca katledilen Uludağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü birinci sınıf öğrencisi Sema Karakoca’nın arkadaşları da, sosyal medyadan katillerin bulunması için kampanya başlattı...

"#SemaKarakocaCinayetiAydınlatılsın" etiketi ile paylaşılan mesajlarda, katillerin bulunması için çağrı yapılıyor...

Bursa’da 16 Şubat 2011’de kaybolan ve 1 Mart 2011’de kaybolduktan sonra cesedi parçalanmış olarak dere kenarında bulunan Sema Karakoca’nın bacakları kesilmiş, göğsü yarılmış, rahmi deşilerek alınmıştı... Bir de sperm bulunamasın diye sabuna yıkanmış...

101 KİŞİYE TAKİPSİZLİK! KATİLLER ORTADA YOK!

Jandarma, 6 kişiyi gözaltına almış, şüphelilerden 5'i tutuklanmış fakat 50 gün sonra avukatlarının yaptığı itirazla 'delil yetersizliğinden' serbest bırakılmıştı...

Cinayetten iki yıl sonra, Şubat 2013`te savcılık olayla ilgili olarak teknik takibe alınan ve aralarında tutuklanan 5 şüphelinin de bulunduğu toplam 101 kişi hakkında, takipsizlik kararı verdi.

Jandarma tarafından yürütülen dosya, polise teslim edildi. Dosya artık poliste... Sema Karakoca'nın ailesi ve arkadaşları ise davanın sonuçlanmasını, elini kolunu sallayarak aramızda dolaşan vahşi katillerin bulunmasını istiyor...

Burcu Oral Evren | KARSİGAZETE.COM.TR

Sonraki TÜMÜ

KARŞI (1)
FACEBOOK
TWITTER

YORUM YAZ

Yakından bakınca ünver uyar - 17 Şubat 2015 Buna benzer binlerce olayın olduğunu duyuyorduk, biliyorduk. Üzerinde üç-beş gün durup üzülüp ah vah edip sonra unutuyorduk. Sonrasında, şiddete uğrayanlar veya geride kalan yakınları erkek egemen polis ve adaletin insafına kaldılar. Yıllardır, bir avuç kadın örgütleri ve insan hakları aktivistleri hariç, biz yurttaşlar olsun, kitle iletişimcileri olsun, kanaat önderleri olsun, siyasetciler olsun toplumda bir farkındalık yaratamadık. Benzer bir durum Münevver cinyetinde de yaşanmıştı. O olay da süreç içerisinde magazinleşti ve unutuldu. (Acaba diyorum, Münevver kendi isteğiyle o eve gittiği için mi?!.) İşte Özgecan'ımızın hunharca katli ilk defa bir farkındalık yarattı ve başta kadınların eylemleri başta olmak üzere toplumun değişik kesimlerince etkili eylemlerle lanetlendi. Ancak bu toplumun içinde yetişmiş bir insan olarak düşündüğümde: Kadınların özgürlüklerine kavuşması bakımından zihinlerindeki kelepçelerin kırılması için yürünecek epey yol, aşılacak dağlar var. Öncelikle de siyasal iktidar ve yandaşlarının köhne düşüncelerinin etkisini toplum üzerinden silmek gerek.
Cevapla