Burcu ORAL EVREN | KARŞI GAZETE RÖPORTAJ

Erdoğan'ın açıklamalarının, ekonomideki kırılganlığı artırdığını vurgulayan Öztrak "fatura yine vatandaşa çıkacak" uyarısı yaptı. Yeni bir ekonomi programı önerdi.

 İşte Öztrak'ın değerlendirmeleri...

"BANKA BATIRMAYA SOYUNAN CUMHURBAŞKANI, RİSKİ ARTIRIYOR"

- Ekonomideki gidişat, dolar kurunda dikkat çeken değişiklikler olduğu zaman vatandaşı dikkatini daha çok çekiyor. Şimdi herkesin gözü kulağı dolarda... Bir de dolardaki yükseliş ile birlikte ekonomi yönetimine sert çıkan Cumhurbaşkanı Erdoğan'da... Erdoğan'ın açıklamaları durumu nasıl etkiliyor?

Cumhurbaşkanının, Anayasanın kendisine çizdiği sınırların dışına çıkarak ekonomiye müdahale etmesi, faiz indir baskısı yapması ekonomide belirsizliği ve siyasi risk algısını artırıyor.

Cumhurbaşkanı, TCMB’yi bir yandan kıyasıya eleştiriyor. Köşeye sıkıştırıyor,  sonra dolar kurundaki artışı görünce Merkez Bankası hesabını verir diyerek tehdit ediyor. 

Cumhurbaşkanı banka batırmaya soyunuyor. Ekonomi yönetiminin direksiyonundaki bakanlardan ve Başbakan’dan ciddi bir söz çıkmıyor. Hiç kimse çıkıp da Cumhurbaşkanı’na “Sen sorumsuzsun, yumurta küfesi benim omzumda. Bırak da işimizi yapalım” diyemiyor.  

"DOLAR 10 KURUŞ ARTINCA, FİRMALAR 20 MİLYAR TL ZARAR EDİYOR"

-Dolar ve faizde artış, bizi nereye götürecek?

Cumhurbaşkanına, “Bizim işimize de TCMB’nin işine de karışma” diyemeyen Hükümet, ülkede siyasi risk ve belirsizliğin artmasına neden oluyor. Bunun faturası da dolar kurunda ve faizde artış olarak vatandaşa çıkıyor.

Bakın, dolar kuru rekor üstüne rekor kırıyor. Dolar kuru 2,30 TL’den 2,50’ye kadar geldi. Dünyada ham petrol fiyatları 57 dolara düşmüşken, bizde akaryakıta yeniden zam üstüne zam geliyor.

Diğer taraftan, Türkiye’de iş dünyasının döviz açığının 180 milyar dolar olduğu düşünüldüğünde dolar kurundaki her 10 kuruşluk artış, firmaların 20 milyar TL’ye yakın kur farkı zararı yazmasına neden oluyor.

"FATURA, VATANDAŞA ÇIKACAK"

- Zarar eden firmalar ne yapacak? Bu durum büyümeyi de etkilenecek mi?

Kurdaki 20 kuruşluk artışın şirketlere faturası 40 milyar TL’yi buldu. Bu durumda firma ne yapacak? Yapabileceği üç şey var.

Ya zam yapacak, ya işçileri işten çıkaracak, ya da “Böyle ülkede yatırım da yapılmaz, riske de girilmez” diyerek iş yerini kapatıp gidecek. Her üç durumda da enflasyon, işsizlik, düşük büyüme ve gelir olarak fatura vatandaşa çıkacak.

"YENİ BİR PROGRAMA İHTİYAÇ VAR"

-Ekonomiyi rahatlatmanın yolu ne?  Çözüm için ne öneriyorsunuz?

Biz hep diyoruz Türkiye iyi yönetilmiyor. Bu kötü yönetimden kurtulmak için 7 Haziran büyük fırsattır.

Türkiye, demokratik, şeffaf, hukuk devletine inanmış, ekonomik büyümeden herkesi adil biçimde yararlandıracak, ekonomiyi küresel arenada yeniden yarışmacı yapacak, ekonomik, sosyal ve çevresel sürdürülebilirliği sağlayacak yeni bir programa ihtiyaç duymaktadır.

Toplumun geneline yayılan, vatandaşlarımızı daha fazla eğitime, daha uzun ve sağlıklı bir  yaşama, daha yüksek gelire kavuşturacak, kucaklayıcı bir büyüme stratejisini uygulayabilecek kadrolar ve birikim Cumhuriyet Halk Partisi'ndedir.          

 Burcu Oral Evren | WWW.KARSİGAZETE.COM.TR