Burcu ORAL EVREN | KARŞI GAZETE RÖPORTAJ


İzmir'de Fevziye Cengiz isimli kadına, polisin işkence yaptığı iddialarını haberleştiren Milliyet Gazetesi muhabiri Kemal Göktaş'a dava açıldı. Gerekçe, çok ilginç; "savcının polislere ayrıcalık gözettiği algısını oluşturmaya çalışmak"...

POLİSE 1 YIL 1 AY; GAZETECİYE 2 YIL 4 AY CEZA İSTENDİ!

İstanbul Cumhuriyet Savcısı Vedat Bilgin'in açtığı dava hakkında konuştuğumuz gazeteci Kemal Göktaş, söz konusu habere konu olan davanın savcısının; işkence ile yargılanan polislerin 'kızgınlıkla hareket ettiklerini savunduğunu' ve sadece bir buçuk aydan, bir yıla kadar hapislerini istediğini vurguladı. "Ancak mağdur kadın için polislere hakaret ettiği ve direndiği iddiası ile 8 yıl dokuz aya kadar ceza istediler, ben de bunu haberleştirmiştim" dedi.

"Mütalaayı veren savcı, hakkımda şikayetçi oldu. Kendisine hakaret ettiğim ve yargı görevini yapan bir kişi olarak, onu etkilemeye teşebbüs ettiğimi öne sürdü" diyen Göktaş, normalde takipsizlik kararı verilmesi gerekirken, İstanbul Savcısı'nın hakkında 'hakaret' suçlamasıyla dava açtığını belirtti.



"HANGİ SÖZ HAKARET İÇERİYOR, BULAMAMIŞLAR!"

"İddianamede, hangi söz ile hakaret ettiğime dair kesinlikle herhangi bir belirleme yer almıyor. Çünkü haber, tamamen mütalaanın aktarıldığı objektif bir haberdi ve hakaret içeren bir söz yoktu" değerlendirmesi de yapan Göktaş, savcının dava açabilmek için zorlama bir yorum getirdiğini kaydetti. "Benim, 'mütalaayı veren savcının polisleri koruduğuna' ilişkin bir algı yarattığımı iddia etmiş" dedi.

"BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNE DARBE"

Gazeteci Kemal Göktaş, bu durumun bir ilk olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu:

"Yani ilk defa bir gazeteciye, algı yaratmaya yönelik bir haberden dolayı dava açılmış oluyor. Bu basın özgürlüğüne yönelik çok ciddi bir tehdittir. Dava bile açılmaması gereken bir şikayetle ile ilgili "algı yaratma" iddiasıyla bir iddianame düzenlenmesi, Anayasa, AİHM kararları ve yasaya aykırıdır.

"GAZETECİNİN GÖREVİ ALGI YARATMAK"

Gazetecinin görevi zaten kamuoyu oluşturmak ve algı yaratmaktır. Anayasa Mahkemesi'nin İlhan Cihaner ile ilgili son kararı da basın özgürlüğünün çok geniş yorumlanması gerektiğini belirtmiştir. Türkiye, basın özgürlüğü açısından bir ileri adımı atayım derken, onlarca adım geriye atmaktadır. Bu dava da bunun göstergesidir".

Burcu Oral Evren | KARSİGAZETE.COM