Suudi kadınların bir kısmı (küçük bir kısmı) geçtiğimiz hafta Belediye Seçimlerinde oy kullandı. Bir kısmı diyorum çünkü Suudi Arabistan'ın 2013 itibariyle nüfusu 30 milyon gibi. Buna göre muhtemel Seçmen sayısı 15-20 milyon olması gerekirken geçtiğimiz hafta sandık başına gitmeyi "hak kazanan"(!) kişi sayısı 1 milyon 487 bin 477. Oy kullanmayı "hak eden"(!) kadın sayısı ise, 130 bin 637... Yani yaşı 18-20'yi geçmiş nüfusun sadece yüzde 8'i oy kullanıyor. Bu oran kadınlar da ise yüzde 0.02 (binde 2)
Bu seçimlerde kadına seçilme hakkı verilmiş olmasına rağmen -oy kullanan kadın sayısı, erkeklere göre onda biri olduğu düşündüğümde- seçildiğini sanmıyordum ama yaklaşık 8-10 milyon kadının yaşadığı Arabistan'da bir kadın Belediye Meclis üyeliğine seçilmiş. Maşallah!
Belediye Seçimlerinde durum böyle. Genel seçimlerde ise Suudi ümmetin böyle bir hakkı yok. Çünkü Suudi Arabistan Mutlaki Monarşi ile yönetilmektedir.
Atatürk ise Türk kadınına Suudilerden tam 85 yıl önce yerel, 81 yıl önce de genel seçimlerde seçme ve seçilme hakkı tanımıştır. Hem de Suudi kadınlar gibi belli bir oranda değil tüm kadınlara. Hem de sadece gözlerini açıkta bırakan çarşaf içinde değil modern giysilerinin içinde. Hem de erkeklerden ayrı yerlerde değil, kadınlı erkekli. Hem de, hem de...
Bunları neden yazdım? Anlatayım:
Yine geçtiğimiz hafta kendilerine "Üniversiteli Müslümanlar" adını veren grup, Istanbul Üniversitesi'nin önünde toplanıp "Sol faşizme, tahakküme ve zorbalığa karşı, Müslümanlar omuz omuza' yazılı bir pankart açtı...
Fotoğraflardan gördüğüm kadarıyla çoğunluğunu başörtülü kadınların oluşturduğu ve
"Sol" ile "Faşizm"i Yanyana getirmelerinden de cahil olduğu anlaşılan "Üniversiteli Müslümanlar"a, özellikle "Üniversiteli Müslüman Kadınlar"a sormak isterim:
1- Faşizm nedir?
2- Sol nedir?
3- Türkiye'de "Sol" ne zaman iktidar oldu da size zorbalık ve baskı uyguladı?
4- Bugün en azından 13 yıldır, -Cemaat Operasyonları hariç- ayrımcılık, zorbalık ve baskı, başörtülülere mi yoksa başörtüsüzlere mi uygulanıyor?
5- Ve nihayet, Atatürk'ün Cumhuriyeti olmasaydı, yani laik aydınlanmacı bir ülkede yaşamasaydı, yani örneğin bir Suudi kadını olsaydın bugün "Üniversiteli Müslümanlar"
diye pankart açabilir miydin?
Açamazdın. Bırak pankart açmayı üniversitenin kapısından bile giremezdin. İstersen bunu, tek gerçek Nobel Ödülü'nün sahibi olan Türk Aziz Sancar'a sor. İstersen de, 101 yaşında hala okuyan ve üreten son Sümer Kraliçesi Muazzez İlmiye Çığ'a sor. Bilim ve bilimsellik adına ne varsa ona, onlara sor!
