close

ODTÜ yolunda gizlenen gerçek!

ODTÜ'ye yapılak olan ikinci yol tartışmaları giderek büyüyor. Daha önce de gündeme gelen Merkez kampüsten Bilkent yolu girişine kadar olan bölgedeki kesilen ağaçlara karşı ODTÜ rektörlüğü sessizliğini hala korumakta.
Yapımı sırasında büyük karmaşaya yol açan ODTÜ yolunda ikinci yol yapım çalışmları devam ediyor. 

İlk yol yapımında ortaya çıkan Gökçek tartışmalarına İkinci yol yapımında ODTÜ Rektörü de katılıyor. Çünkü ODTÜ'den geçecek olan bu yol çalışmalarında Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek belediyenin çalışanlarını değil ODTÜ çalışanlarını kullanıyor.

ODTÜ'YE İKİNCİ YOL 

Yakın zamanda Beyaz Tv de yayınlanan Gökçek'in kent gündemi ve ODTÜ ile ilgili canlı yayın açıklamalarından aldığı notları ve izlenimlerini açıklayan Şehir Plancısı Tahir Çalgüner; ODTÜ' ye hazineden tahsis edilen Eymir'in Konya yolundan itibaren ODTÜ'de "arazi tahsisi" kalmak üzere, kullanım ve yapılaşmada ortak karar alma sözlü koşuluna dayalı bir yönetim modeli getirileceğinin kuvvetle muhtemel olduğunu söyledi.

"Merkez kampüsten geçirilmesi düşünülen Eskisehir yoluna paralel ikinci yolun da bu anlaşma paketi içinde olduğunun da anlaşıldığını belirterek artık yeni bir dönem başlamıştır" dedi.

"Zor olanın bunu ODTÜ camiasına anlatmak olduğunu ancak sayın Rektör'ün bu zorlu sınavı da başarı ile geçeceğini ümit ediyorum" dedi.

"GOLÜ BİZ YEDİK AMA PASI REKTÖR ATTI"

Devamla, "Bugün golü biz yedik ama pası da rektör attı. Belediye maç boyunca ODTÜ plan başvurusu yapıncaya kadar sırasını bekledi. Gördük ki kale dışarıdan alınmaz, içeriden alınır. son olarak da Ankara'lılar bu süreçte hep gerçeği gördü, Ankaralılar bu işi bir kent suçu, bir hak gaspı olarak gördü ve isyan etti.. maçın ilk yarısı bitti. İkinci yarıda "ANKARA ULAŞIM ANA STRATEJİ PLANI 2038" var ve bu sefer takım çok kalabalık ve çok zevkli bir maç olacak.!" dedi.

"GÖKÇEK, EYMİR GÖLÜ'NDE EYLEM YAPTIRDI"

Gökçek, Twitter’da ODTÜ’nün Eymir’de ağaç katliamı yaptığını iddia eden açıklamalarının ardından ODTÜ çevresinde çeşitli pankartlar astırıp bir de Eymir Gölü’nde eylem yaptırmıştı.

100 kadar takım elbiseli erkeğin gerçekleştirdiği eylemin ardından Gökçek’in Eymir Gölü ile ilgili bir talan projesi olduğu akıllara gelirken şehir bölge plancısı Tahir Çalgüner bu çıkışın ardında ODTÜ’den geçmesi planlanan 2’nci yolun ve Ankara'nın Ulaşım Ana Planı 2038 çalışması olduğunu söyledi.

ODTÜ Rektörü Ahmet Acar’ın cesur olması gerektiğini söyleyen Çalgüner, Gökçek’in, Gazi Rektörü aracılığı ile atamış olduğu bir kadroya yaptırdığı "AUAP 2038” planının ODTÜ 2’nci yol ile bağlantısı olduğunu hatırlatarak "Gazi camiası bu sipariş plana nasıl karşı çıktı ve dik duruş sergilediyse; ODTÜ camiası da aynı şekilde gerekeni yapmalıdır” dedi.

Eymir’de yaşanan son gelişmelerin aslında arkasında ODTÜ 2’nci yol pazarlığı olduğunu söyleyen Çalgüner, AUAP 2038 strateji planının onaylanmadan yok hükmüne girdiğini ve deşifre edildiğini belirtti ve Gökçek’in 2’nci yol için ODTÜ kampüsüne girememesi endişesini taşıdığını belirtti.

Çalgüner ayrıca Gökçek’e ODTÜ’den tünel şeklinde geçecek 2’nci yolun maliyetinin Düzenleme Ortaklık Payı (DOP) arazi payı üzerinden ODTÜ arazisinde yapılacak bir alışveriş merkezi yolu ile karşılanacağının doğru olup olmadığını sordu. ODTÜ 2. YOL bağlantısınında, AUAP 2038 üst ölçekli sipariş ana ulaşım planı ile onaylanarak aklanması gerektiğini ve Gökçek’in bu planın belediye meclisinde onaylanmasından sonra ODTÜ 2. YOL için harekete geçeceğinin altını çizdi.

Eymir gölünün mülkiyetine ilişkin Gökçek’in son basın açıklamasına yönelik olarak ANAYASA mahkemesinin 5. 01.2006 tarih E: 2005 /98 kararını da gazetemizle paylaşarak Gökçek’in ve ODTÜ rektörünün bu kararı aciliyetle okuması gerektiği söyledi.

5. 01.2006 tarih E: 2005 /98 Anayasa mahkemesi kararı;

“Kıyılar, doğal olarak, deniz, göl ve akarsuların devamı durumunda bulunduklarından bunlardan yararlanma, ancak, kıyının herkese açık olması ile olanak kazanabilecektir.

Ayrıca, Anayasa'nın 46 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında "Kıyıların korunması amaçlı" kamulaştırmadan söz edilmiştir.

Öte yandan Anayasa'nın 56 ncı maddesi, "Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir." kuralından sonra, çevreyi geliştirmenin, çevre sağlığını koruma ve çevre kirlenmesini önlemenin Devletin ve vatandaşların ödevi olduğunu belirleyerek, bu hükümle, kıyıların korunmasına ilişkin 43 üncü madde arasında yakın bir ilişki kurmuştur. 

Anayasa'nın 168 inci maddesinde, doğal servet ve kaynakların, kıyılarla ilgili 43 üncü maddede olduğu gibi, devletin hüküm ve tasarrufunda olduğu belirlendikten ve bunların aranması ve işletilmesi hakkının devlette bulunduğu vurgulandıktan sonra, bu hakkın, gereğinde, belli bir süre için gerçek ve özel kişilere devredilebileceği esası benimsenirken, kıyılar yönünden bu tür bir devir yetkisine yer verilmemiştir. 

Anayasa Mahkemesi'nin 16.2.1965 günlü, Esas 1963/126, Karar 1965/7 sayılı ile 25.2.1986 günlü, Esas 1985/1, Karar 1986/4 sayılı kararlarında, doğal servet ve kaynakların "Devletin hüküm ve tasarrufu altında olma"sının ne anlama geldiği açıklanmıştır.

Bu kararlara göre "... Anayasa, tabii servetleri ve kaynaklarını Medeni Kanunun hükümlerine bağlı özel mülkiyet düzeninin kapsamı dışında bırakmakta, onlara. Devletin, devlet olma niteliği ile eli altında tuttuğu nesneler düzeni içinde yer vermektedir.

Her iki düzen başka başka koşullara ve kurallara bağlıdır; değişik niteliktedir; aralarında birbirlerine karıştırılmalarını önleyecek bellilik ve kesinlikte sınırlar vardır. Anayasa, ... tabii servetlerin ve kaynakların devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğunu açıklamakla aynı zamanda bunların mülkiyet konusu olamayacağını da hükme bağlamıştır.

Aslında mülkiyet düzenine bağlı bulunmayan bir nesnede mülkiyetin devri de öncelikle söz konusu olamaz.”


    :

    :

    :

    :

    "ODTÜ yolunda gizlenen gerçek!" hakkında Tweetler

    DİĞER ÇEVRE HABERLERİ