Biri Davutoğlu'nu rüyadan uyandırsın!

Dış politkada stratejileri üzerinden eleştirilen Davutoğlu, "rüya" üzerinden kılıf oluşturmaya çalışsada gerçekler tokat gibi yüzüne çarptı. Nasıl mı? İşte Davutoğlu'nun "Rüya" serüveni...
ANALİZ | KARŞI GAZETE

Ahmet Davutoğlu
kongre konuşmasında çok dikkat çeken bir ifadede bulundu. Ki bize göre, dikkat çekmesiyle birlikte skandal bir boyutta taşıyan bir söylemdi. Aslında AKP’lilerin genel anlamda bir tarzıydı bu.

Kelimeler üzerinden manipüle yaparak kendilerini haklı çıkarma çabalarından bahsediyorum.

Dün Davutoğlu kongrede, kendisine “Dream Politica” yapıyorsun diyenleri hedef alarak şu açıklamalarda bulundu:

“Dediler ki; bunlar rüya görüyorlar, ütopikler, hayal görüyorlar, yapamayacağımız hedeflere yürüyorlar. Doğru. Biz bir rüya görüyoruz. Yeni bir Türkiye rüyası görüyoruz. Bu rüyayı göremeyenler utansın. Bu rüya için ayağı kalkamayanlar,  özgüven gösteremeyenler utansın”

Bu açıklama aslında Davutoğlu’nun da dış politikaya bakışının emarını çekiyor ve aynı zamanda da yapılan hataların temel nedenini kamuoyuna naklediyor. Neden mi?

İlk olarak şunu açıklamak isteriz; kimse rüya görmekte, hayal görmekte problem görmüyor. Bir hedefe varmanın ilk merhalesidir hayal etmek, rüyasını görmek. Davutoğlu’nun atladığı noktada burası işte! Davutoğlu hedefe ulaşmada rüyayı ilk adım olarak değil, sürecin kendisi olarak yorumluyor ve adımlarını da bulutlar üzerinden atıyor.

Bu bir kehanet değil! Bir öngörü değil! Bizzat 12 yılda biz bunları yaşadık!

Gelin irdeleyelim birlikte…

ERDOĞAN’IN DAVOS’TA TÜRKİYE’DEN VE GAZZE’DEKİ MAZLUMLARDAN ÇALDIKLARI

Davutoğlu dünkü konuşmasında, Erdoğan’ın “One Minute” çıkışına övgü ile değinerek “O zamanlar ben Erdoğan’ın danışmanıydım” diyor.

Bir uluslararası ilişkiler uzmanı düşünün, uluslararası arenada “One Minute” ile peynir gemisinin yürüyemeyeceğini ön göremiyor.

Erdoğan “One Minute” çekti.

Peki ya sonra?

-          Ben onu “Peres’e değil moderatöre söyledim” dedi.

-          İsrail Gazze’ye zulmünü arttırırken, oradaki mazlumlarlada “One minute” söylemini kullanarak alay etti.

-          Büyükelçimiz alçak  koltuğa oturtularak, diplomatik çerçevede aşağılandı.

-          İsrail her fırsatta Türkiye’yi tokatladı.

-          Gazzelilere somut anlamda bir yardım sağlanamadı – ki Erdoğan halaaa Gazze’ye gidecek-

Özetle "One Minute", Erdoğan’a daha sonra elinde patlayacak olan ucuz bir kahramanlıktan başka bir şey kazandırmadı. Erdoğan bir kere “One minute” dedi, İsrail masa altından hem Erdoğan’a hem Türkiye’ye hem de Filistin’e elli kez “One minute” dedi.

MAVİ MARMARA “DON KİŞOT”LUĞU

Aslında başlı başına ele alınması gereken bir konu olan Mavi Marmara’ya kısaca değinecek olursak;

-Uluslararası arenada itibarımızı kaybettik.

-9 yurttaşımız kaybettik.

-Gazze’ye uygulanacak zulümun kapısını araladık.

- Vee bütün bu kayıpların sonunda, “Heyyytt! İsrail bizden özürdileyecek uleynn” çıkışından sonra “Evet Gazze’ye yardım için İsrail’den izin alınmalıydı” dedik.

RÜYADAN KABUSA GEÇİŞTE SURİYE KORİDORU

Çok söze gerek var mı? Üç ayda gidecek olan Esad, şuan Erdoğan’a bıyık altından gülüp adeta “Ben gidecekken sen gidiyorsun ne iş?” diyor. Ve bu “Dream politica”nın bedelini tüm Suriye halkı ile Türkiye birlikte ödüyor.

MISIR’IN ÇÖKÜŞÜ

İhvan’ı kendi politikaları doğrultusunda yönlendiren AKP, darbeyide göremeyip, koca bir hareket olan İhvan hareketiyle birlikte Mısır’ı da karanlığın dehlizlerine yuvarladı.

IŞİD’İN ELİNDE MUAMMA OLAN 49 TÜRK KONSOLOS

Davutoğlu önce “Abartılıyor” dedi sonra her zamanki söylemini kullanarak “Kimse Türkiye’nin sabrını test etmesin” dedi. İki buçuk ay oldu, AKP IŞİD’e terörist diyemediği gibi tüm dünyaya da ne kadar sabırlı olduklarını da gösteriyor!

Dış politikada o kadar çok falso var ki; fazla uzatmaya lüzum yok. Bütün bu falsoların ardından en ufak bir öz eleştiri yapmayıp da “Asıl rüya göremeyenler utansın” siyaseti yapıyorsa Davutoğlu, Türkiye’ye şimdiden geçmiş olsun!

Mesele rüya görüp görmeme meselesi değil, mesela gördüğün rüyanın zemin etütünü reel sisteme oturtamaması. İsterseniz Davutoğlu’na kendi ideolojisi üzerinden cevap verelim; İstanbul, Fatih’in çocukluğundan beri rüyasıydı. Ama Fatih yıllarca çalıştı, planlar, projeler üretti ve zamanı geldiğinde hamlesini yaptı.

Vakitsiz ötüp ne kendisinin ne de temsil ettiği milletin başını kestirdi!

ANALİZ | KARŞI GAZETE.COM


 

    :

    :

    :

    :

    "Biri Davutoğlu'nu rüyadan uyandırsın!" hakkında Tweetler

    DİĞER ÖZEL HABER HABERLERİ