29 Ekim 2015 - 13:00
Prof. Dr. Öner Samanlı
karsigazete.com.tr
Siyaset Bilimi Uzmanı
Yazar Gazeteci
Takvim; 28 Ekim 2015.
…
..
Ertesi gün (bugün) Türkiye Cumhuriyeti’nin 92. Yıldönümü.
Tüm engellemelere, her zaman olduğu üzere kamusal alanların resmi tatil edilerek kapatılmış olmasına rağmen görkemli şekilde kutlanılacak olan bir gün.
İktidara ve “O” na muhalif olan medya topun ağzında.
İktidardan çok, “O” rahatsız olan.
Çünkü “O” başkaca bir düşünceyi, başkaca bir sistemi kendi düşüncesinin, kendi sisteminin üzerinde olsun istemiyor.
Gayrı resmi hükumet “O” nun maşası, piyonu, kuklası, kayyumu, maymunu…
…
..
Saat 16.00 civarında.
Koza İpek Holding’e bağlı Kanalturk Televizyonu, Bugün Televizyonu, Bugün ve Millet Gazetelerine planlı bir hukuk-polis ve havuz medya baskınının planları uygulanıyor.
Gece boyu brifinglerini almışlar….
…
..
Saldırıyorlar.
Sadece “Allah Allah, nidaları eksik”
Bugün Televizyonu Genel Yayın Yönetmeni Tarık Toros, 4x4 m2 bir yayın odasına sığınmış, kendini o odaya kilitlemiş ve ulusal, uluslararası boyutta içine düşürüldükleri hukuksuz işgali kamuoyuna anlatmaya çalışıyor.
Yılın medyacılık, gazetecilik ödülünün bu genç arkadaşımıza ve ekibine verilmesi kesinlikle şarttır.
Saç ayağı görevde.
“O” nun saçayağı.
Polis: Milletvekili, basın mensubu, çalışan, sokaktaki yurttaş, hasta, yaşlı, hamile hiçbir şeyi görmüyor.
“O” herkese kör, herkese sağır olacaksınız diye talimatını vermiş.
“O” diktatör ruhunu taşıyan bir muhteris.
“O” kendi suçlarını, başkalarına suç olarak çamur gibi sıçratmakta uzman.
Çünkü “O”, herkesin bildiği üzere, bir “O” işte!...
…
..
Ekran 16.30 saatlerinde kararıyor.
Ekran, zifiri bir karanlık olarak karşınızda duruyor.
Çünkü “O” nun ekibi, sanki kurumuş bir ağacı balta ile keser gibi, kanalın binasının çatısına çıkıp uydu anten bağlantısını kesip atıyor.
Bina fiilen işgal altında.
Sanki düşman güçleri kanalı ele geçiriyor ve düşman az sonra yayınına başlamak istiyor gibi.
Çünkü “O” milletine düşman.
Çünkü “O” kendine muhalif olan her şeye düşman!
…
..
27 Mayıs askeri darbesini kitaplardan okudum, televizyonlardan izledim, 12 Mart’ gençliğimize teğet geçti, 12 Eylül’ün, 28 Şubat’ın tam ortasındaydım.
Bu unutulmaz tarihlerde yaşanan baskıcı rejimlerin hiç birisinde böyle bir Anayasal, Kamusal ve Medeni Hakların gasp edildiği sansüre, sansürde şiddete, siyasetin çirkef taraftarlığına rastlamadım.
Bizim dönemlerimizde “Furuko” dediğimiz çevik kuvvet polisleri bizleri döver, bizlere söver, bizlere işkence ederdi.
Ancak hakim karşısına çıktığımızda yüreklenirdik, kısmen de olsa, bir kudretli gücün himayesinde olduğumuzu fark ederdik.
Oysa şimdi; “O” nun polisi dövüyor, sövüyor, işkence ediyor, ekran karartıyor.
Talimatlar “O”ndan, uygulamak onlardan.
Onlar “O”nun polisi.
…
..
29 Ekim 2015, Büyük önderimizin huzurundayız.
Ahde vefamız var, boynumuzun borcu Atamızın kurup da bizlere emanet ettiği Cumhuriyetimizin yanında olduğumuzu vurgulamak.
…
..
29 Ekim 2015, Mecidiyeköy’de ise; “O”nun kayyumları saltanatın ali kıran baş keseni olmuşlar ve esip gürlüyorlar.
Hız alamıyorlar. “O” nun yalakları, ona yaranacaklar sonra da ikballerinin önü açılacak sanıyorlar.
1 Kasm 2015’in yağlı ilmeğinin “O”nun ve avenesinin saltanatının boynuna geçeceğinin gerçeğini fark edemiyorlar.
“Alın şunun adını, kovun gitsin!”
“Böyle konuşacaksan, benim yönetimime karşıysan yallah burada işin yok”
Tırnak içerilerindeki sözler kayyumcunun sözleri.
Kamyoncunun sözlerinden sonra şimdi literatürümüze girenler kayyumcunun sözleridir.
Kayyum, Adliyelerde kayıtlı olanlardan yetkili ehil birleri değil, “O” nun partisinin il, ilçe başkanlarından birileri, “O”nun, havuz medyasından sözde gazetecileri.
“O” kadar lakaytlar.
…
..
Gün 28 Ekim 2015, Saat 16.35.
Kanalturk ve Bugün Televizyonlarının ekranları karartıldı.
Karartanlar; “O”nun çocukları.
Hukuksuzlar; “O” nun uşakları.
Vicdansızlar; “O” nun şarlatanları.
“O” kararan ekran kadar kapkara olan!...
“O” iç dünyasının, o ekranlara yansıdığını fark edemeyecek kadar muhteris!...
Atalar boşa söylememişler;
Eceli gelen it, cami duvarına işermiş…