15 Temmuz 2016 - 04:00
1962’de Artush’da,
bir çalışma kampında doğdu.
Bu kamp Afganistan ile
Doğu Türkistan sınırına yakın
bir bölgede.
Annesi ve babası diğer soydaşları gibi
baskılara ve işkencelere maruz kaldı.
Doğduğunda bile suçluydu.
Çünkü Çin nerede bir Türk varsa
ayrılıkçı ve devrimci olarak
suçluyordu.
Zulümler altında büyüdü.
Belki O filmdeki Kara Murat ‘ın
kardeşi gibi bir teknede bulunup
saraylarda büyümedi.
Ömrü boyunca hep sıkıntı çekti.
1983’de geldiği ülkemizde 2 yıl
kaldıktan sonra ABD’ye gitti.
1998’de oranın vatandaşı oldu.
O gün bugündür de Doğu Türkistan’ın
haklarını savunuyor.
Öyle ki, ne pahasına olursa olsun,
ABD gibi savaşçı ve açgözlü
bir ülkede,
Doğu Türkistan Hükümeti’ni
kurdu.
Hem Başbakanı hem de Dışişleri
Bakanı olarak mücadeleye devam
ediyor…
Kendisiyle Ramazanda tanışma
fırsatı buldum. Müthiş zeki bir adam…
Acı dolu hikayesini ve Uygur Türklerinin
yaşadıkları zulümleri anlattı.
Bu konuda Hükümetimiz başta olmak
üzere herkese duyarlı olma çağrısı
yaptı…
***
Enver Yusuf Turani…
Biz Enver diyoruz ama dünya Onu
Anvar Yusuf Turani olarak tanıyor.
Sürgündeki Doğu Türkistan
Hükümeti’nin Hem Başbakanı
hem de Dışişleri Bakanı.
İstanbul’daydı…
Türk Dünyası Platformu’nun
konuğuydu.
Strateji Araştırma Başkanlığı
tarafından ağırlandı.
Dolu bir salonda konuştu.
Çinlilerin asimilasyon politikasını
anlattı.
Soykırımı anlattı.
Çin Hükümeti’nin Kuran okuyanlara
yaptıkları baskıları ve koyduğu
yasakları anlattı.
Yasaklara uymayanlara en az
30 ila 40 yıl arasında cezanın
verildiğini söyledi…
***
Türk Dünyası Platformu Genel
Başkanı ve aynı zamanda
Doğu Türkistan Hükümeti’nin
Türkiye Temsilcisi ve Sözcüsü
Hanifi Çakır da yaptığı konuşmada,
Atatürk’ün: “Bir gün mutlaka tüm
Türk devletleri ile Çin Seddi’nde
buluşacağız” sözünü hatırlatarak,
Birleşmiş Milletleri yaşananlar
karşısında göreve ve Türklere
sahip çıkmaya davet etti.
***
İşin ilginç yanı ülkemizde
böyle bir toplantı düzenleniyor
malum medya deyim yerindeyse
umursamıyor.
Yazıklar olsun…
Biz bize düşeni bir damla da olsa
yapmaya çalıştık.
Umarım ve dilerim oradaki
soydaşlarımız, bir an evvel
karanlık günleri geride bırakır…