Onunki gerçek bir yaşama dönüş hikâyesi... Güney Afrikalı Martin Pistorious, gizemli bir hastalık sonucunda 12 yaşında kaslarını kullanma becerisini kaybetti.
Güney Afrika Cumhuriyeti’nde yaşayan Martin Pistorius’un (40) yaşam mücadelesi 12 yaşındayken yakalandığı gizemli bir hastalıkla başladı. Önce sesini ve yeme yeteneğini ardından bacaklarını kullanmayı ve dünyayla iletişimini kaybetti.
Pistorious’un iyileşmesi için 7 yıl uğraşan doktorlar sonunda ailesine hastanın hareket kabiliyetini yitirdiğini, iletişim kurmaktan aciz olduğunu ve asla iyileşemeyeceğini söyleyerek “Çocuğunuzu eve götürün ve huzur içinde ölmesini bekleyin” dedi. Ancak Pistorious, 16 yaşında bilincini yeniden kazanmaya başladı.
BAKICISI GÖZLERİNDEN ANLADI
19 yaşında yalnızca gözlerini oynatabildiği bir vücudun içinde hayata dönmüştü. Gündüzlerini bakımevinde geceleriyse ailesiyle geçiriyordu ve bilincinin yerinde olduğunu kimseye anlatamıyordu. Tıpkı bir ‘hayalet’ gibiydi.
Oradaydı ama kimse bunun farkında değildi! Bu korkunç durum bakımevindeki bakıcısı Virna van der Walt’ın, Pistorious’un bakışlarında anlam olduğunu fark etmesiyle değişti. Pistorious’un gözleriyle tepki verebildiğini fark eden Virna ailesine durumu bildirdi. Pretoria Üniversitesi’nde doktor heyeti tarafından kapsamlı bir kontrolden geçirildi ve gerçekten de tepki verebildiği anlaşıldı.
KİTABI EN ÇOK SATANLARDA
Bu süreçten sonra uzmanlar eşliğinde başta gözleri daha sonra yavaş ve az bir mobiliteyle kullanmaya başladığı eliyle ‘konuşma bilgisayarı’ vasıtasıyla dünyayla yeniden iletişime başladı. Gizemli bir şekilde kaybolan üst vücut fonksiyonlarını da kısmi olarak yine gizemli bir şekilde yeniden kazandı. ‘Hayalet çocuk’luktan dünyaya döndükten sonra yarı zamanlı bir iş edindi. İnternet vasıtasıyla tanıştığıİngiltere vatandaşı Joanna’yla evlendi. Pistorious, yaşadıklarını ‘Hayalet Çocuk’ ismiyle kitaplaştırdı. Bu yıl başında New York Times’ın ‘En Çok Satan Kitaplar’ listesine giren kitap bu ay Türkçe olarak yayınlandı.
‘EN ZORU TACİZİ ANLATMAK’
Peki 12 yıl boyunca orada olduğunuzun farkına varılmayan bir hayat nasıl geçer? Pistorious, bu soruyu “Benim için en kötüsü tecrit ve kopukluktu. İnsanların rahatsızlıklarını görüyor ve duyuyordum ama onları sakinleştirmek veya rahatlatmak için yapabileceğim hiçbir şey olmuyordu. Benzer şekilde mutluluk ve heyecanlarını da paylaşamıyordum. Ayrıca insanların nasıl yalan söylediği ve gerçekleri çarpıttığının da farkındaydım” diye cevaplıyor. Üstelik bunlar insanların sıradan halleri... Kitabın en çarpıcı bölümlerinden biri Pistorious’un bir bakımevinde kadın çalışan tarafından maruz kaldığı taciz. Yazması en zor şeyin de bu olduğunu söylüyor: “Geçmişe dönüp başıma gelenler üzerine düşünmek çok zorlayıcı ve acı vericiydi. İnsanların, ne yazık ki bu olayların yaşandığının farkına varması için konuşmanın önemli olduğunu hissettim.”
"HAYAL ETMEKTEN VAGEÇMEYİN"
PISTORIOUS, kitabında 12 yıl mahsur kaldığı vücudunda hayata tutunmak için hayaller kurduğunu anlatıyor. Ancak “Bilincim hiç geri gelmeseydi dediğiniz oldu mu” sorumu “Hayır” diye cevaplıyor:
“En basit anlatımla hayat benim için kolay olmadı. Hâlâ çektiğim sıkıntılar var ama hepsi hayatta olmanın bir parçası.” Peki hikâyesinden hangi dersler çıkarılmalı? Şöyle cevaplıyor: “Sizi anladığını veya anlamadığını düşünseniz de herkese nezaket, gurur, şefkat ve saygıyla muamele edin.
Aklınızın gücünü hiçbir zaman küçümsemeyin. Sevgi ve inancın önemini kavrayın. Bazen kendi bile farkında olmadan bir insanın yaratacağı muazzam değişimlerin farkında olun ve hayal etmekten hiçbir zaman vazgeçmeyin.”
HİKAYEMİ PAYLAŞMAMALIYDIM
Pistorious, utangaç bir mizacı olmasına rağmen kitap yazma fikrini sıklıkla düşündüğünü ancak 2010’da işe girişebildiğini söylüyor: “Pek çok kişi iyi yazdığımı söyleyerek beni kitap yazmaya teşvik etti. Benim de hikâyemini paylaşmaya ihtiyacım vardı.”
Kaynak: Hürriyet