KARŞI GAZETE | RÖPORTAJ

Peki çözüm olarak sunulan erken seçim hangi şartlarda yapılacak? Milletvekili adayları barış çağrılarını, özellikle Doğu ve Güneydoğu'da halka nasıl anlatacak? Güvenlik endişesi bölgede çalışmaları nasıl etkileyecek? Bu sorulara yanıt henüz yok... Belki de terörün varlığı seçim sürecini uzatmanın yöntemi olarak da kullanılacak...

Karşı Gazete, şu an Türkiye'nin en zor seçim bölgelerinden biri olan Muş'tan, 7 Haziran seçiminde CHP milletvekili adayı ve aynı zamanda siyasal iletişim uzmanı olan Ali Haydar Fırat'a yaşananları nasıl yorumladığını sordu...

"İLK DEFA TOPLUMSAL BİR ÇATIŞMA İLE KARŞI KARŞIYAYIZ"

"Türkiye siyasi, ekonomik ve toplumsal tarihinin en zor dönemini yaşamaktadır. Çok ciddi bir durumla karşı karşıyayız. Türkiye’de ilk defa toplumsal bir çatışma ile karşı karşıyayız. Doğu ve Güneydoğu’da ortaya çıkan durum çok ciddi bir durumdur ve mevcut iktidar bunun farkında değildir. Türkiye bir iç savaşa sürüklenmektedir.

"AKP, BÖLGEDE TABELA PARTİSİNE DÖNECEK DURUMDA"

AKP toplumun barış umudunu sömürdü. Kürtler çok ciddi güven bunalımı yaşıyor. 90’lara dönüyoruz tartışması anlamsız çünkü yaşananlar 90’ları aşacak boyuttadır. 90’larda Kürt Siyasi hareketi bu kadar kitlesel değildir. Şimdi bölgede % 60-80 civarında bir örgütlülüğe sahip. Böyle bir kitleyi şiddetle bastıramazsınız. HDP’nin Türkiye partisi olma çabasına herkes destek olmalıydı. Sayın Kılıçdaroğlu MHP’ye koalisyon teklifi bu yüzden tarihi önemdeydi. MHP kabul etseydi HDP dışarıdan destek verir ve bu şiddet ortamı oluşmazdı. Diğer yandan AKP siyasal sistemi tıkamazdı. Bugün Cumhurbaşkanı vesayeti var. Ve bu durum çok ciddi sonuçlara neden olacaktır. Bölgede kimsenin AKP’ye güveni kalmadı. Özal, Demirel, Çiller hepsi önce Kürt Sorunu silahla çözülmez dedi, sonra güvenlik politikalarına dönüş yaptılar ve çok ciddi oy kaybettiler. Şimdi AKP aynı süreci yaşıyor ve AKP bölgede tabela partisine dönecek durumda.

"KÜRT OYLARINI ALMADAN İKTİDAR OLMAK ZOR"

Kürt oylarını almadan Türkiye’de iktidar olmak zor. CHP’nin başına sayın Kılıçdaroğlu’nun gelmesiyle Kürtlerin CHP’ye güveni arttı. CHP giderek yükselecek ve oylarını arttıracaktır. Çünkü CHP çok az oy almasına rağmen Kürt Sorunu konusunda hep samimi tavır sergiledi.

Bugün AKP kontrol edilebilir bir çatışma süreciyle seçime gitmek istemektedir. Bir taraftan HDP’yi baskı altına almak ve onu baraj altında bırakmak bunu başaramıyorsa bölgede katılımı düşürmeyi istemektedir. Diğer yandan MHP oylarını şiddeti tırmandırarak kendisine yöneltmeye çalışmaktadır. Bütün bu süreçte kaybeden Türkiye olacaktır. Bugün gencecik insanlarımızı toprağa veriyoruz. Bunun nedeni AKP politikalarıdır.


"HDP ŞİDDETE KARŞI TAVIR ALMAKTA GEÇ KALDI"

HDP şiddet karşısında erken davranmak zorundaydı. HDP tavır alma konusunda geç kaldı. Ama bu şiddetin sonlanması için HDP’ye çok büyük sorumluluk düşüyor. 80 milletvekili Kürt siyaseti ve Türkiye solu açısından çok önemlidir herkes buna uygun hareket etmek zorundadır. Çünkü bu siyaset uzun vadede şiddeti ortadan kaldıracaktır.

KÜRT SORUNUNA ÇÖZÜM ÜRETEN TEK PARTİ CHP

Hem AKP’nin hem de Kürt hareketinin sistem değiştirme çabaları sağlıklı, doğru ve tutarlı bir zemin üzerinde gerçekleşmemektedir. Elbette aralarında çok ciddi farklar vardır ama bu Türkiye’de birlikte yaşama iradesine çok ciddi zarar vermektedir. Herkes demokratik, özgür, bütünleşik bir ülkede yaşamak istemektedir. Ülkede barışın tesisi için sosyal demokratların iktidarı zorunludur. Çünkü bu ülkede Kürt sorunu konusunda çözüm üreten, kadroları buna hazır tek yapı CHP’dir.

"BAHÇELİ'NİN SIKIYÖNETİM ÇAĞRISI KABUL EDİLEMEZ"

Bu süreçte Sayın Bahçeli’nin sıkıyönetim çağrısı kabul edilemez. Bir siyasi parti görevi askere vermek istiyorsa kendini inkar etmiş demektedir. Kürt sorunu sıkıyönetim, olağanüstü hal dönemlerinden çıktı. Demokratik bir ülkede böylesi bir sorun olmaz ve bu hale gelmezdi.

"TÜRKİYE KÜRTLERİ İKNA ETMELİ"

Bu sorunun çözümü için tek yol Türkiye’nin Kürtleri ikna etmesi ve onlarla güven duygusunu yeniden inşa etmesi gerekmektedir. Çatışmalar, baskılar Kürtleri koparmaktadır. Bu sorun hep siyasi hesaplar ekseninde ele alındı ve AKP’de böyle yapmaktadır. Oysa bu sorun tarihi bir sorundur ve Türkiye bu sorunu çözmeden istikrarlı bir ülke olamaz."

Burcu Oral Evren | karsigazete.com.tr