KARŞI GAZETE | RÖPORTAJ

CHP İstanbul Milletvekili Eren Erdem, her perşembe yayınlanan Karşı Gazete röportajlarında bu hafta, AKP'li vekillerin sümen altı edilen dosyalarını, Meclis'e gönderilmeyen fezlekelerini anlattı... 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Resepsiyonu'nun iptal edilmesinin gerekçesinin "çocuk tacizlerinin gündeme gelmesinden korkulması" olduğunu söyleyen Erdem, gar saldırısındaki istihbarat zaafiyetini açık eden polisin  da 'paralel' ilan edileceğini öne sürdü... 

-TBMM Başkanlığı Meclis’in 96. kuruluş yıl dönümü olan 23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamalarında bu yıl değişiklik yaptı. Şehit haberleri ve terör olayları nedeniyle kutlamaların uygun olmadığı belirtildi, Meclis'teki  resepsiyon da iptal edildi... Bu karar yurt genelinde kutlamaların iptal edilebileceği yönünde yorumlandı... Özelikle 'güvenlik' gerekçesinin öne sürülebileceği konuşuluyor... Siz iptal kararını haklı buluyor musunuz?

"ÇOCUK TACİZLERİ GÜNDEME GELMESİN DİYE ÇOCUK BAYRAMINI KUTLAMIYORLAR"

Hatırlarsınız ki AKP'nın kadın üyeleri CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu protesto için Taksim'de bir yürüyüş yaptı... O yürüyüş terör saldırılarının yoğunlaştığı bu günlerde Türkiye'nin en tehlikeli hedef noktalarından biri üzerine yapıldı. Neden bu yürüyüş güvenlik nedeniyle iptal edilmedi? Yürüyüşte bir kişinin bile burnu  kanamadı  yani gerekli önlemler alındı...  Demek ki isteyince tedbir alınıyormuş. Bu ve bunun gibi etkinlikleri korumakla görevli olan devletin, yerli ve milli bir bayram olan 23 Nisan Çocuk Bayramıyla ilgili güvenlik tedbirleri üzerinden iptal kararı alması yerli ve milli bir davranış değildir.  

"RESEPSİYON İPTAL EDİLİYORSA, COŞKULU STAD AÇILIŞLARINA DA KATILMAMAK GEREK"

Zaten meselenin güvenlik endişesi olmadığını Meclis resepsiyonun iptali ile de görüyoruz. Madem terör olayları nedeniyle acımızı belirgin kılıp, resepsiyonları iptal edeceğiz o zaman coşkulu müziklerin çalındığı stadyum açılışlarına da katılmamak gerekir. Aynı zamanda oyun havalarının çalındığı nişan ve düğün gibi etkinliklere de katılmamak gerek. Meselenin bu gerekçelerle uyuşmadığı çok açıktır. Kendimizi kandırmayalım...

"BAYRAMI, ADINDA GEÇEN 'ULUSAL EGEMENLİK' VE 'ÇOCUK' NEDENİYLE İPTAL ETTİLER"

Mesele şudur, başından beri yerli ve milli olan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, bayramın adında  geçen "ulusal egemenlik" ve "çocuk" ibarelerinden dolayı kaldırılmış olsa gerek. Çocuk tacizlerinin ve tecavüzlerinin kol gezdiği bu ortamda birileri toplumsal vicdan tarafından tepki görme endişesinden ötürü böyle bir ucube karar almış olsa gerek. 



-Dokunulmazlıkların kaldırılması tartışması da yürüyor bir taraftan... AKP'nin teklifi Meclis'e ulaştı... Sizce nasıl bir yol izlenecek? Partiler uzlaşabilecek gibi görünmüyor bu konuda...

"AKP'NİN 'DOKUNULMAZLIKLARI KALDIRACAĞIZ' ALGISI YALAN!

Medyada yaratılan,"AKP'nin  dokunulmazlıkları kaldıracağı" algısını şiddetle reddiyorum. AKP, dokunulmazlıkları filan kaldırmıyor. Sadece Meclis'te fezlekesi olanların fezlekelerini işleme koyuyor. Üstelik bunu tek seferlik yapıyor.   

"DOKUNULMAZLIK KALKMIYOR, MEVCUT DOSYALAR İŞLEME KOYULUYOR"

Yani 9 ay sonra birisi yolsuzluktan dolayı soruşturulursa, dokunulmazlığı nedeniyle yargılanamayacak. Bunun adı "dokunulmazlığı kaldırmak" değil bu "mevcut dosyaları işleme koymaktır." Dolayısıyla 'medyada dokunulmazlığı kaldırıyoruz' diye konuşan her AKP'li yalan söylemektedir. 

"MİLLETVEKİLLERİ BİR  ÖĞRETMEN İLE EŞİT STATÜTE OLMALI"

Bana göre 550 milletvekili de bir öğretmen ile eşit statüde olabilmelidir. AKP'de bunu yapabilecek yürek, dalak ve böbrek yoktur. Bunu yapabilmek korkusuz olmayı, siyasi özgüveni ve namuslu olmayı gerektirir. Meclis'e getirsinler, tüm milletvekillerinin dokunulmazlığını kökten kaldıralım. Milletvekilleri kürsü konuşmaları dışında yaptıkları her yanlıştan dolayı yargılansınlar.  Bunu bir seferlik değil, kalıcı duruma dönüştürelim. Ve milletvekili ile öğretmenin statüsünü eşitleyelim. Bunu yapabilirler mi, imkansız...

"BİZ ONLARIN YARGISINDAN KORKMUYORUZ DA ONLAR NEDEN KORKUYOR?"

Biz muhalefet partisiyiz. Yargı, yasama ve yürütme AKP milletvekili Galip Ensarioğlu'nun sözlerine göre onların elinde.  Biz irademizi AKP'nin yargısına teslim etmekten korkmuyoruz da onlar neden korkuyorlar? Devleti tamamen ele geçirmiş durumdalar. Ama hala gölgelerinden korkarcasına dokunulmazlıkların tamamını kökten kaldırmayı kabul etmiyorlar...

"SAVCILAR AKP'LİLER HAKKINDA SORUŞTURMA AÇMIYOR Kİ FEZLEKE DÜZENLENSİN!"

Ayrıca  herhangi bir savcı, bir AKP'li hakkında soruşturma açmıyor ki fezleke düzenlensin! AKP'nın takipsizlik almış dosyaları gündeme gelse zannediyorum ki Meclis'te o dosyaları stoklayacak bir oda bulma imkanımız olmayacak. 

"AKP'LİLERİN TAKİPSİZLİK ALMIŞ DOSYALARINI ORTAYA ÇIKARACAĞIM!"

Ben, takipsizlik almış bu dosyaların tamamını tek tek ortaya çıkaracağım... Şu  anda kaç AKP'li milletvekilinin fezlekeleşmemiş ve kapatılmış soruşturması var biliyor musunuz? Neler neler var... Ne dosyalar var, ne belgeler var... Ama savcı yok! Dolayısıyla fezleke gelmiyor ama bizimle ilgili AKP'den rüşvet alan, bunu televizyonda kabul eden, telefon konuşmalarında kabul eden benimle yaptığı mesajlaşmalarda kabul eden gizli tanıkların ifadeleriyle kurulmuş kumpas davalarımız var... Dünyanın bir garabet  olarak gördüğü cumhurbaşkanına hakaret dosyaları var, içinde en ufak bir hakaret olmadığı halde davalaşmış dosyalarımız var. Böyle bir yargı sisteminin içindeyken; biz ”dokunulmazlıklar kalksın” diyoruz, bu korkalar ”hayır kalkmasın,  sadece sizin fezlekeleriniz işleme alınsın." diyorlar...  Hodri meydan!  Bakalım göreceğiz kimin gerçekten samimi olduğunu... 

- "AKP'liler hakkındaki soruşturmalar kapatıldığı için fezlekeleri yok ama ben kapatılan dosyaları tek tek ortaya çıkaracağım." dediniz... Örnek verebilir misiniz... Ne tür dosyalarla ilgili bilgiler var elinizde mesela...

"MİLLİ EMLAK DOSYASI, EL- KAİDE DOSYASI İÇİNDE AKP'LİLER VAR DİYE KAPATILMIŞ"

Milli Emlak Dosyası diye bir şey duydunuz mu? Takipsizlik verilmiş, kapatılmış bir dosya... İçinde ondan fazla AKP milletvekilinin adı geçiyor, biliyor musunuz? Ama hiçbirinin fezlekesi yok; çünkü dosya kapatıldı... Bu dosya  diyor ki, milli emlak mülkiyetlerini bir çete yağmalamış.  Merkezinde de AKP milletvekilleri var.  

Van merkezli El-Kaide dosyasını biliyor musunuz? İçinde çok ilginç bir şekilde AKP'lilerin ismi geçiyor ama tek bir fezlekeleri yok. Neden yok? Çünkü Galip Ensarioğlu'nun söylediği gibi yargı onların elinde. 

Mesela benim cumhurbaşkanına hakaretten fezlekelerim var. Ama benim bizzat aileme sinkaflı küfürler eden  AKP'li vekillere açtığım davalar takipsizlik aldı. Dolayısıyla hiçbirinin bu nedenle bir fezlekesi yok. Biz bu rezil yargı düzenine rağmen "dokunulmazlıklar kalksın" diyoruz, bu korkaklar buna bile yanaşamıyorlar. 

-Son olarak, Emniyet'in Ankara'da 10 Ekim'de tren garı önünde gerçekleştirilen  katliam öncesi istihbarat aldığı ortaya çıktı... IŞİD bağlantıları hakkında siz de sık sık açıklama yapmıştınız... Bu durum bir istihbarat zaafiyeti mi, neyi gösteriyor?

"O İFADEYİ VEREN POLİSİ DE PARALEL İLAN EDİP, SORUŞTURMAYI KARARTACAKLAR"

Ben bu saldırılan sonra Dokumacılar İddianamesi'ni paylaşmıştım ve kamuoyunda çok geniş yankı bulmuştu. Bu iddianame saldırıyı gerçekleştiren IŞİD teröristinin telefonlarının dinlendiğini ortaya koyuyordu. Ortaya çıkan yeni bilgiye göre bu saldırıdan istihbaratın haberi varmış!  Şimdi bu ifadeyi veren polisi de paralel ilan edip, muhtemelen bu ifadeyi de karartacaklar. Hükümet, 7 Haziran'dan beri terör eylemlerine kör ve sağırdır.  Terör üzerinden siyasi hegemonya kurabilmek için çok net bir şekilde teröre göz yummaktadır. Eğer terörle mücadele edilecekse PKK ile IŞİD ile DHKP-C ile  ve benzeri tüm örgütlerle eşit mesafede bir yaklaşımla mücadele etmek gerekir.  

"IŞİD'İN TÜRKİYE EMİRİ SERBEST, BARIŞ İSTEYEN AKADEMİSYENLER TUTUKLU"

Mesele  IŞİD olunca nedense akan sular duruyor. IŞİD'in Türkiye emiri olduğu iddia edilen sohbetlerinde ve vaazlarında IŞİD'e methiyeler düzen, "rabbim onların mermilerini kuvvetlendirsin" duaları eden Halis Bayancuk serbest bırakıldı. Beraberinde arabasında patlamaya hazır bomba bulunduran insanlar da serbest bırakıldı ama barış isteyen akademisyenler şu an tutuklu. 

"TERÖRİSTİN TEKBİR GETİRMESİ, ONU MEŞRULAŞTIRMAZ!"

AKP'nin derhal terörle arasına mesafe koyması lazım. "Benim teröristim, senin teröristin" mukayesesi üzerinden siyaset üretmemesi gerekir. Teröristin tekbir getirmiş olması onu meşrulaştırmaz. 

"IŞİD ÜYELERİ, AKP'Lİ ÇIKIYOR... DAVUTOĞLU HDP'YE YAPTIĞI ÇAĞRIYI AKP'YE DE YAPMALI"

AKP'nin IŞİD'e dönük bu tavrı, AKP üyesi çıkan IŞİD teröristlerinin haberleşmesi ile de daha da belirgin hale geldi. Acilen bu konuda Davutoğlu'nun HDP'ye yapmış olduğu çağrıların aynısını kendi partisine de yapması, tüm siyasi partilerin terörle arasına açık bir mesafe koyması AKP'nın IŞİD'i kollayıcı tutumundan vazgeçmesi gerekir.

Burcu Oral Evren | karsigazete.com.tr