CHP'li Özel: "Komisyon raporunun kapağını bile açmadılar... 301 kişi öldüğünde ne kadar güvenli ise, 50 bin kişinin indiği madenler, bugün de ancak o kadar güvenli!"
KARŞI GAZETE | RÖPORTAJ
Soma'da 301 işçinin öldüğü maden kazasının davası sürüyor... Yeni duruşma bugün... Ancak verilen sözler tutulmadığı gibi, davaya olan ilginin de giderek azalması, sürecin ailelerin ve madencilerin aleyhine işlemesine neden oluyor... Karşı Gazete, yaşananların en yakın takipçisi CHP Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Özgür Özel ile Soma'daki son durumu konuştu...
İşte o röportaj:
"İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNE İLİŞKİN VERİLEN SÖZLERİN HİÇBİRİ TUTULMADI"
301 madencinin öldüğü kaza sonrası verilen sözleri üç ana kategoriye ayırmak mümkün:
1- Ölenlerin yakınlarına verilen sözler... Bunlar kısmen tutuldu...
2- Mevcut madencilere verilen sözler... Bu sözlerin pek azı tutuldu.
3- İşçi sağlığı ve iş güvenliğine ilişkin verilen sözlerinin ise hiçbiri tutulmadı! Bugün ülkenin dört bir yanında 50 bin'e yakın madenci, madenlere girdiğinde; o madenler 301 kişinin Soma'da öldüğü gün ne kadar güvenliyse, şimdi de ancak o kadar güvenli!
"HÜKÜMET SOMA RAPORU'NUN KAPAĞINI DAHİ KALDIRMADI!"
İşçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda Meclis'te bir araştırma komisyonu kurulmuştu... Soma Komisyonu diye biliniyor... O komisyonun hazırlamış olduğu ve önemli bir kısmında dört partinin uzlaştığı Soma Raporu'nun kapağını dahi Hükümet kaldırmamıştır!
"BIRAKIN RAPORU, ÖZETİ BİLE OKUMAMIŞLAR"
Geçen sene çıkan Maden Kanunu'nda da İş Güvenliği Kanunu'nda da o uyarıların hiçbiri yer almamıştır. O raporda 118 sayfa öneri vardı... Okuması zor olur diye 13 sayfa da özet hazırlamıştık. Bırakın raporu, özeti bile okumamışlar... Soma Komisyonu Başkanı, 7 Haziran sonrasında Hükümet kurulamadığı dönemde bağımsız bakan kadrosundan Enerji Bakanlığı dahi yaptı ama Soma'nın kaderini değiştirecek hiçbir şey yapılmadı AKP tarafından!
Madencilik Bakanlığı kurulması, kömür kanunu çıkarılması, mevzuatının yenilenmesi, metan drenajının mevzuatının basitleştirilmesi, madenlerdeki güvenlik önlemlerini artıracak binlerce öneri... Hepsi AKP tarafından kulak arkası, hasır altı edildi...
"KİMSE İŞSİZ KALMAYACAK" DEDİLER, 2832 MADENCİ İŞSİZ!
Madencilere verilen en önemli söz ise kimsenin işsiz kalmayacağı sözüydü... SOMA AŞ.'de 2832 işçi tek bir SMS mesajı ile işsiz bırakıldı. Bu isçilerin tazminatları da ödenmedi. Tazminatların ödenmesiyle ilgiyi yapılan yasal düzenlemeye de sendika ve firmanın işbirliğiyle yapılan bir hamleyle engel oldular.
Sonuçta verilen bir devlet sözü vardı; güya 'kimseyi karda- kışta -açıkta bırakmayacaklardı...'
Bu kış, madenciler karda, kışta, açıkta kaldı!
"RÜZGAR ARTIK SOMA AŞ.'DEN YANA ESİYOR..."
Soma Davası'nın bugün altıncı oturumu... Şimdiye kadar kırk celse yapıldı... Soma Davası başladığı gün dört km. kuyruk vardı, 15 bin kişinin kapıda beklediği davaydı. Mahkeme salonunda ise 350 kişi vardı. Öyle ki her aileden tek kişi alma formulü uygulanmak zorunda kalındı.
"UNUTURSAK, YÜREĞİMİZ KURUSUN" DİYENLER NEREDE?
Akhisar sokaklarında da "Soma için adalet", "Unutursak yüreğimiz kurusun", "Somalı aileler yalnız değildir" gibi sloganlar yükseliyordu.
Ancak aynı Akhisar'da, beşinci birleşimin son gününde ki kırkıncı duruşma günüydü; sanırım Aralık ortaları... Durum şuydu:
CHP'Lİ ÖZEL: "MAHKEME SALONU ÖNÜNDE İN-CİN TOP OYNUYOR..."
Mahkemenin civarında in-cin top oynuyordu, içeride sadece yüz kişi vardı. Çok sayıda şikayetçi parasızlıktan, davayı takip edecek yol parası olmadığından ya da işsiz kalıp diğer şirketlerde iş bulamama korkusundan şikayetten ya da tanıklıktan çekildiğini söylüyordu. Aileler, "kimsemiz yok, yalnız kaldık" der hale geldi. İlk günlerde ailelerin lehine olan psikolojik atmosfer, sanıkların lehine döndü. İlk günlerde ağlayan, mahkeme salonunda yüksek sesle eleştiride bulunan annelere, eşlere saygı duyan tutuklu sanıklar ve sanık avukatları; artık bu durumları hakime şikayet konusu haline getirdi. 'Mahkemeyi etkilemeye çalışıyorlar' diyerek şikayet etmeye başladı ve daha kötüsü mahkeme başkanı da yüksek sesle ağlayanları salondan çıkarmaya başladı... Oysa ilk günlerde kimse ağlıyor diye dışarı çıkarılmıyordu.
”SANIK AVUKATLARI SAVUNMA YAPMIYOR, HÜKÜM VERİYOR..."
Sanık avukatlarının savunmayı bırakıp, hüküm vermeye geçtiği bir sürece tanıklık ettik. Son duruşmalarda aileleri azarlayan, ailelerin avukatlarına karşı çıkıp bağıran, hakim üzerinde baskı kurmaya çalışan, evladını kaybeden annelere tepki gösteren avukatlar gördük. Bu avukatlar artık bilirkişi raporlarını tanımadıklarını belirtip, yeni bilirkişi raporları, yeniden keşif talep ettiler... Onlar tutuklu sanıkların tutuksuz yargılanmasını isterken; aileler zaten tutuksuz yargılananları bile kabullenemiyordu... Ama sonuçta 8 tutuklu sanıktan ikisi, avukatların isteğine uygun olarak serbest bırakıldı. Bu aileler için bardağı taşıran son damla oldu. İlk hafta duruşma salonunda sinir krizi geçiren, düşüp bayılan annelere, yeniden ciddi bir sıkıntı hali hakim oldu.
"SOMALI MADENCİLERE VERİLEN SÖZLERİ UNUTMAYIN"
Bu duruşma son derece önemli... Biz CHP olarak bölge milletvekilleri dışında; İş Kazalarını Araştırma ve Önleme Komisyonumuzu da görevlendirdik davayı izlemesi için... Çağrımız başta verilen sözlerin; sivil toplum kuruluşları, meslek örgütleri ve kamuoyu tarafından unutulmaması. Yoksa artık 'unutursak yüreğimiz kurusun' diyen insanların 'yüreklerinin kuruduğuna' inanacağız.
"NEREDEYSE ÖLENLERİ SUÇLU BULACAKLAR!"
Ailelerin endişesi ise bu ilgisizlik devam ederse, kısa sürede tüm tutukluların serbest bırakılması... Neredeyse ölenler suçlu bulunacak... Hatta bir anne diyordu ki; ’neredeyse beni içeri atacaklar!'
Yani ilk günlerde tamamen ailelerin lehine olan psikolojik atmosfer, davaya ilgi azaldıkça tam tersine döndü. Mahkeme salonunda bu kez rüzgar SOMA AŞ.'den yana esmeye başladı... İleride olacaklara sonradan tepki gösterileceğine, şimdiden konuya ilgi gösterme sözü veren herkesi, verdiği sözü tutmaya davet ediyorum...
Burcu Oral Evren | KARSIGAZETE.COM.TR