Ahmet Takan, Yeni Çağ Gazetesi'ndeki köşesinden çok önemli bir iddiayı gündeme getirdi. Takan, "paralel yapının" bu ay sonunda MGK gündeminde olacağını belirtirken, yakın zaman ABD'nin Gülen'i Türkiye'ye göndermeyi kabul edebilecğeini yazdı. Takan ince pazarlıklar sonucu bu sonuca varıldığını belirterek
Türkiye'nin Gülen karşılığında çok önemli vaatlerde bulunduğunu yazdı.
İşte Ahmet Takan'ın o yazısı:
Al istediklerinin hepsini ver Gülen’i mi?..
“Paralelciler”...
“Haşhaşiler” ...
“Paralel yapı ay sonunda MGK’nın gündeminde olacak” ...
Recep Erdoğan, HSYK seçimini kazandıktan sonrada Fethullah Gülen Cemaati ile ilgili söylemini iyice ağırlaştırdı;
“Lawrence’ler” ...
Oldukça ağır bir itham ..
Bence, hafta sonundan itibaren önemli işaret fişekleri attı Erdoğan.. Nereye doğru gidildiğine dair..
Şöyle bakalım;
Türkiye yakılıp yıkılırken, ülke PKK ve HDP’ye teslim edilirken;
MİT Müsteşarı Hakan Fidan Amerika’da..
Güvenlik zirvelerinde alınan kararlar boşa çıkıyor gibi.. Ankara duruşu yerini Washington duruşuna bırakıyor..
Üst üste ABD’den Beyaz Saray’dan gelen şok haberler;
“Eğit-donatta anlaşmaya varıldı” ..
“İncirlik üssü ve tüm üsler Amerika’nın kullanımı için anlaşmaya varıldı” ..
Sırada ne kaldı?..
Türk askerinin Amerika istedi diye PKK/YPG ile müttefik olup “Kobani” için savaşması..
Bunu da Beyaz Saray’dan duyarsam hiç şaşırmam..
Niye?..
Çünkü; Ankara’da idrak yolları iltihaplanması tekrar nüksetti..
Bin bir çeşitli kriz, devlet aklını dumura uğrattı..
Beyaz Saray’dan gelen açıklamalara çıkıp net bir cevap verecek kimse yok.. Herkes birbirinin ardını kolluyor..
Çünkü; MİT Müsteşarı Hakan Fidan ABD’de çok ince görüşmeler yaptı..
Durum çok kritik!..
Kimse kimseye güvenmiyor..
Genel toplantıların içeriği ile dağılıp herkes kendi kurumuna, odasına gittikten sonra konuşulanlar çok farklı..
Af buyrun!..
Hatta, yazarın kehaneti diyin..
Tüm olup bitenlere baktığımda ve son kapı arkası konuşulanları dinlediğimde...
Bunun adı; “Ver Fethullah Gülen’i al her istediğini” pazarlığı..
Ay sonunda yapılacak MGK toplantısından sonra yakın vadede ABD, Fethullah Gülen’i Türkiye’ye yollarsa şaşırıp kalmayın.
Türk askeri IŞİD operasyonunun kara gücü olarak savaşırken sizler Fethullah Gülen operasyonunu tüm heyecanı ile “seyrediyor” olabilirsiniz.. Belki de; gözünüz şahsi ihtirasları ve gizli ajandaları yüzünden bataklığa sokulan Türk askerini bile göremeyecek..
Unutmayın!..
Recep Erdoğan’ın en büyük hayali yeni Türkiye diye yutturmaya çalıştığı yeni Orta Doğu düzeninde Halife olmaktır..
Maksadım herhangi bir tarafın savunuculuğunu yapmak asla ve asla değil..
Kimin bu ülkeye ihaneti varsa bir suçu varsa çeksin...
Bu değerli sütunu işgal ederken şartlar ne olursa olsun büyük sorumluğumu ve borcumu asla unutamam göz ardı edemem.. Yalnızca ve yalnızca doğruları anlatmak adına..
Tiyatro sahnelerine giderek heyecan kazandırılıyor..
Bakın şimdi sizi 1992 yılına götüreceğim;
“Sayın milletvekilleri!
Amerikalı bir albay bizim bir gazetecimize şunları söylüyor. Daha Körfez Savaşı bitmemiş. Harpten önce söylüyor bunları!
Eliyle harita üzerinde göstererek diyor ki:
-İşte Kürt Devleti bu bölgede kurulacaktır! Savaş bitecek, Saddam çökmüş olacak! Bu yörede devlet kalmayacak! Devlet otoritesinden yoksun bir boşluk doğacak! Kürtler bir devlet kurarak buradaki boşluğu dolduracaklar! Belki de Türkiye’den toprak isterler.
Diyor. Kendisine:
-Türkiye bunu kabul etmeyeceğini açıklamış bulunuyor.
Dendiğinde:
-O zaman çarpışacaksınız!
Diye cevaplıyor. Tekrar kendisine deniliyor ki:
-Türkiye’nin düzenli orduları, silahları, topları, tankları, uçakları, füzeleri var! Böyle bir büyük güce nasıl karşı koyarlar? Hem gerek Suriye, gerek İran; Irak’ın toprak bütünlüğü için açık tavır koymuş bulunuyorlar! Onların da bölgede böyle bir Kürt Devleti oluşumuna göz yumacaklarına nasıl ihtimal veriyorsunuz?
Dendiği zaman, Amerikalı albayın söylediği sözler şunlar:
-Irak’ın kuzeyindeki Kürtlerin de yakında çok silahları olacak! Saddam’ın bıraktığı silahlar onlara kalacak! Belki Türkiye’de sizinkilerden bile ileri silahları olacak! Uçakları, tankları, topları, füzeleri, zırhlıları, helikopterleri, üsleri, havalimanları, vesaire!
Ne zaman söyleniyor bu sözler? 1991 Körfez Harbi’nin başında. Daha Körfez Harbi yapılmamış!
Muhterem milletvekilleri, aziz milletimizin evlatları!
Bu okuduğum vesika neyi gösteriyor?
ABD, bu dış güçler, İsrail, bütün bu olayların hepsini planlı olarak yapıyor. Onların uzun vadeli planları var. Batılı ajanlar bölgede cirit atıyor.
Onların bu uzun vadeli planları var da, bizim, kısa, orta ve uzun vadeli planlarımız nerede? Kim yapacak bunları? İşte yapması icap edenler bir plan sahibi olmadıkları gibi, sadece onların planlarına alet oluyorlar! Bak onlar, Orta Doğu’da Müslüman ülkeler arasında iş birliği olmasın, Türkiye, Suriye ile, Türkiye Irak’la, Türkiye İran’la çatışsın istiyorlar ve bunu gerçekleştiriyorlar. Öyleyse bu emperyalizm ve Siyonizm’in planlarını bozmamız lazım!”
Merhum Necmettin Erbakan o günlerde partisinin Meclis Grup konuşmasında daha sonra evinin arka kapısından kaçan çocuklarına söylemişti bu sözleri..
Gömlek değiştiren “çocuklar” ne yaptı?..
Alıntıdaki son paragrafı bir daha okuyun!..
O günlerde sıkça görüştüğü genç hoca Ahmet Davutoğlu’nun bugünlerin önemli bir mimarı olabileceğini hiç aklından geçirebilmiş miydi acaba Erbakan?..