HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş bir dönem daha genel başkanlık yapmayı düşündüğünü bildirdi.
ABD ziyaretini tamamlayan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş bir dönem daha genel başkanlıkta kalmayı düşündüğünü bildirdi.
Demirtaş, görüşmeleri ve Türkiye gündemindeki önemli olaylar hakkındaki görüşlerini uzun bir basın toplantısında Washington’daki Türk gazetecilere anlattı.
Amerika’nın Sesi’nde yer alan habere göre Demirtaş, Amerika’da üst düzey yetkililerle yaptığı görüşmelerin yanı sıra, Türkiye siyasetinin son bir yılı içinde yaşanan olaylarla ilgili çarpıcı iddialarda bulundu. HDP lideri Demirtaş, 1 Kasım Genel Seçimleri sonrasındaki kazanımlarının ardından toplanan Milli Güvenlik Kurulu toplantısında, “Türk yurdu Kürtler tarafından ele geçirilecek, engellememiz lazım” şeklinde görüşler ortaya atıldığını iddia etti.
Demirtaş ayrıca, Dolmabahçe Mutabakatı görüşmelerinin aşamasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, “PKK’ya yapılmış net bir silah bırakma çağrısı olarak sunulduğunu” savundu.
Washington’da iki gün temaslarda bulunan Demirtaş, ziyaretinin asıl nedeni olarak açıkladığı Ortadoğu Enstitüsü’nde katıldığı toplantıdan sonra ek olarak Amerika Dışişleri Bakan Yardımcısı Tony Blinken’la, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanlığı Ortadoğu birimi direktörü Robert Malley ve Demokrat Partili Kongre üyesi Adam Smith’le bir araya geldi.
“AMERİKA’NIN ORTADOĞU POLİTİKALARI İNSANİ YARDIM AMAÇLI DEĞİL”
“Amerika dünyanın her yerinde faaliyet yürüten devasa bir şirket” gibi diyen Demirtaş sözlerine, “Amerika çok şeyi bizden daha iyi bildiğini düşünür gibi bir kanaat vardır. Öyle bir şey yok. Hem partimizin bakış açılarını, politikalarını, hem de Türkiye’de Suriye’de, Irak’ta olan bitenleri kendi bakış açımızla doğrudan anlatmanın etkili olduğunu düşünüyorum” dedi.
Amerika’nın Ortadoğu politikalarını “emperyalist” gördüğünü reddetmeyen Selahattin Demirtaş gazetecilere, “İnsani yardım çerçevesinde değerlendirmiyoruz. Buradan Ortadoğu’ya, Rusya'nın da Amerika’nın da gidiş nedeni, herhalde insanların mutluluğu huzuru için değildir. Bunların hepsi emperyalist politikalardır. Türkiye'de de ileri demokrasi adına yapıyor hükümet. Dünyayı en büyük felakete sürükleyen emperyalist hareketlerdir” diye konuştu.
Amerikalı yetkililerle gündeme gelen konuların Ortadoğu Enstitüsü’ndeki konferanstan farklı olmadığını söyleyen Demirtaş, “Görüştüğümüz insanlarla da, (ABD) Dışişleri Bakan Yardımcısı başta olmak üzere kendi çözüm perspektifimizi, Türkiye ve bölge sorunlarıyla ilgili siyasi yaklaşımlarımızı açıkça paylaştık” dedi. HDP Eş Genel Başkanı, Türkiye’de iç barış sağlanmadan Suriye’de veya Ortadoğu’da Türkiye’nin barışa çözüm ve istikrara katkı sağlamasının imkânsız olduğunu belirterek, “Kendi iç sorunlarıyla boğuşan bir Türkiye, komşularına da, dünyanın başka yerine de yardımcı olabilecek ne ciddiyeti bulabilir, ne krediyi bulabilir, ne takati bulabilir, ne de saygınlığı bulabilir” diye konuştu.
Demirtaş, ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Tony Blinken’dan; Başkan Barack Obama’nın geçen hafta Paris’te görüştüğü Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “Türkiye’deki basın özgürlüğü ihlallerini sorup sormadığı” konusunda bilgi istediğini, ancak bakan yardımcısının böyle bir diyalogdan haberdar olmadığını kaydetti. Demirtaş, bir Beyaz Saray muhabirinin bu konuyu Başkan Obama’ya soracağını sözlerine ekledi.
“BİR ANKARA BİZİ DİNLEMİYOR”
Çözüm önerilerini ve perspektiflerini dünyanın birçok ülkesinde muhataplarıyla paylaştıklarını belirten Selahattin Demirtaş, herkesin kendilerini dinlemesine rağmen “Bizi bir tek Ankara dinlemiyor, hükümet dinlemiyor, Cumhurbaşkanı dinlemiyor” diye yakındı. Demirtaş kendilerini dinlememesine rağmen çözümün hala Ankara’da olduğunu savundu.
Amerika’da bulunma sebeplerini “diplomasi yapıyoruz” diye açıklayan Selahattin Demirtaş, “Ama ülkemizle ilgili bütün sorunların çözümü yine ülkemizde, kendi iç dinamiklerimizle baş başa verip ortaklaşa gerçekleşebilir” şeklinde konuştu.
“ENSARİOĞLU’NUN AÇIKLAMASI MANİPÜLATİF”
Demirtaş, AKP Diyarbakır milletvekili Galip Ensarioğlu’nun “devletin Öcalan’la görüştüğü” yönündeki açıklamalarına da yanıt verdi, “Ensarioğlu’nun açıklamaları tamamen manipülatif. Öcalan’ı defalarca kandırmaya çalıştılar ve her seferinde sert duvara çarptılar” diye konuştu.
Abdullah Öcalan’ın devlete ait bir cezaevinde tutulduğunun altını çizen Selahattin Demirtaş, devlet yetkililerinin kendisiyle istedikleri zaman görüşme imkânına sahip olduğunu doğrulamakla birlikte, bunun kendilerine bir “müzakere” algısıyla sunulmasını manipülatif bulduğunu söyledi. Demirtaş, devletin Öcalan’la görüşebileceğini belirtmekle birlikte, “Kimse dışarıdaki insanları aptal zannetmesin, herkesten akıllı olduklarını düşünmesin. Hele hele Öcalan’dan akıllı olduklarını düşünmesinler” dedi.
DEMİRTAŞ: MGK’DA ‘SON TÜRK YURDUNU YIKMAK İSTEDİĞİMİZ’ İDDİA EDİLDİ
HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, 7 Haziran’daki seçim sonuçlarına saygı duyulmamasının Kürtler arasında demokratik siyasete güveni çok sarstığını söyledi ve şöyle dedi:
“O seçim sonuçlarına saygı duyulmaması, yok sayılması, [MHP Genel Başkanı Devlet] Bahçeli’nin söylemleri, Cumhurbaşkanı’nın söylemleri. Bugün hendekleri kazdıran, yayılmasını sağlayan, barikatların kurulmasına yol açan şey odur.”
Bu noktada Demirtaş Washington’daki Türk gazetecilere, 7 Haziran seçimleri ardından toplanan Milli Güvenlik Kurulu’nda görüşülenlerle ilgili kendi duyumlarını aktardı. Demirtaş, o toplantıda yüzde 13 oy alan HDP’nin seçim kazanımlarını değerlendirilirken, “Son Türk yurdunun Kürtler tarafından ele geçirilmesine az kaldı. Dolayısıyla bunu engellememiz lazım” şeklinde bir görüşün dile getirildiğini iddia etti. Söz konusu görüşün hangi MGK toplantısında ortaya atıldığına netlik getirmeyen Demirtaş sözlerine, “Yani biz son Türk yurdunu ele geçirmeye çalışan hain güçleriz, engellenmemiz lazım” diye devam ederek, 1 Kasım seçimlerinde AKP’nin istediği sonucu elde etmesine rağmen bunu “ektiği rüzgârın fırtınasını biçecek bir duruma getirmek” diye yorumladı.
1 Kasım seçimlerinden sonra parti içinde ve yönetiminde yeni yapılanmaya gitmeyi planladıklarını bildiren HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Ocak ayı sonunda yapılması planlanan parti kongresinde başkan adayı olup olmadığını “Kariyer planlarınız nedir?” diye şaka yollu soran bir gazeteciye “Bırakmıyorlar bizi” şeklinde yanıt verdi. Demirtaş, “Kongre’de başka bir aday çıkmayacak gibi görünüyor, bir dönem daha böyle götürürüz” dedi.
Türkiye’de ve dış dünyada HDP’den beklentinin yüksek olduğunu söyleyen Demirtaş, “yeni dönemi karşılayabilecek” siyaseti parlamentoda ve dışarıda yönlendirebilecek, aktif bir muhalefet yapısı içine girmeye hazırlandıklarını belirtti. Demirtaş ayrıca bu konuda CHP ile ortak bir muhalefet olarak hareket etmeye hazır olduklarının da altını çizdi. Sadece eleştiren ve söylemden öteye gidemeyen muhalefet kavramını reddeden Demirtaş, “Hayırcı muhalefet”in AKP’yi büyüttüğünü savundu.
“ÖCALAN İLE BAŞKANLIK KONUSUNDA FİKİR AYRILIĞIMIZ YOK”
HDP Eş Başkanı Demirtaş, Abdullah Öcalan’ın, başkanlık sistemine dair, basında yer alan İmralı Tutanakları’nda yer alan görüşlerinin de yanlış anlaşıldığını şöyle savundu:
“Hiçbir zaman ne bizim ne de Öcalan’ın gündem maddeleri arasında başkanlığı tartışmak yoktu” diyen Demirtaş, başkanlık konusunun kendi gündemlerinin dışında bir ara sohbette gündeme geldiğini savundu.
Demirtaş, “AKP’den ya da devlet heyetinden ne kendisine bir başkanlık önerisi fikriyatı gitmiştir ne de kendisi bu konuda resmi bir cevap vermiştir. O yüzden bu konuda Abdullah Öcalan’la bir fikir ayrılığımız yok” diye konuştu.
“DOLMABAHÇE GÖRÜŞMELERİNİ ERDOĞAN’A YANLIŞ YANSITTILAR”
HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş ayrıca, Dolmabahçe Mutabakatı görüşmelerinin aşamasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, ‘PKK’ya yapılmış net bir silah bırakma çağrısı olarak sunulduğunu,’ Erdoğan’ın beklediğini alamayınca süreci rafa kaldırdığını savundu.
Demirtaş, Çözüm Süreci yürütülürken Yalçın Akdoğan, Efkan Ala, Hakan Fidan gibi isimlerin Erdoğan’ı ayrıntılı bilgilendirilmediğini de iddia etti. Durumun sürecin bitmesinde önemli rol oynadığını belirten Demirtaş şöyle konuştu:
“Biz İmralı’da saatlerce konuşuyoruz, onlar 25-30 sayfalık uzun tutanaklara dönüşüyor, devlet heyeti, çözüm heyeti denilen siyasilerin de içinde bulunduğu heyet bunları saatlerce tartışıp, analiz yapıyor. Bunlar kanımca Tayyip Bey’e hap olarak gidiyordu. Çünkü kimse uzun uzun ne bunları Tayyip Bey’e anlatabiliyor, ne anlatmaya cesaret edebiliyor, ne de onun onları uzun uzun dinlemeye zamanı veya şevki var. Hap halinde anlatılıyor. Bütün o görüşmelerden edindiğim izlenimle çıkarıyorum, Tayyip Bey’in tarzını da biliyorum artık, soruyordur, ‘Silahı bırakacaklar mı bırakmayacaklar mı?’ Onlar da bunun ne kadar önemli olduğunu biliyorlar Tayyip Bey için.
Çünkü başka bir şeyle ilgilenmiyor o. Onlar da diyor ki ‘Efendim az kaldı, biz o noktaya getirdik Öcalan’ı, yakın zamanda o çağrı olacak’. ‘O zaman sürdürün, tamam’. Ne konuşmuşuz, diğer ilkeler nedir, Dolmabahçe’de mutabakata dökülen maddeler ne anlama geliyor, müzakere nedir, bunların hiçbiri kendisine ne anlatılmış ne konulmuş.
Heyet gitmiş İmralı’da söz vermiş, bunu teyit etmişiz, gelmişiz, Ankara’da şu sözleri verdiniz, şu başlıkları konuşacaksınız, gözlemci heyet olacak, basın mensupları girecek, bir ortak mutabakat hazırlanacak, buna tamam demişsiniz… ‘Evet, tamam dedik’ diyorlar. ‘Mutabık mıyız?’ ‘Mutabıkız.’ Biz böyle ilerlerken Tayyip Bey’in bu detayların hiçbirinden haberi yok ya da önemsememiş. Onun için önemli olan Öcalan PKK’ye silahları bırakma çağrısı yapacak mı, ne zaman yapacak? Tayyip Bey’i oyaladılar, getirdiler Dolmabahçe’ye kadar.”
“IŞİD’LE MÜCADELE KONUSUNDA TÜRKİYE DAHA ETKİLİ OLMALI”
HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, uzun süren basın toplantısında gazetecilere DEAŞ ile mücadele konusundaki görüşlerini de anlattı.
DEAŞ ile mücadele konusunda Türkiye’nin daha etkili, daha aktif olması gerektiğini söyleyen Demirtaş, Ankara’nın Suriye krizi boyunca DEAŞ’la açık bir işbirliği içinde olmasa da el Nusra, Ahrar ül Şam gibi örgütleri doğrudan desteklediğini, dolaylı olarak DEAŞ’a Türkiye üzerinden çok yardım gittiğini savundu.
“TÜRKİYE IŞİD’İ DOĞRUDAN DESTEKLEYEN ÜLKE OLARAK GÖRÜLÜYOR”
DEAŞ’ın Türkiye’de yalnızca ve özellikle AKP muhaliflerini hedef aldığını ileri süren Demirtaş, “Hükümet kendi çıkarlarına saldırmayan bir IŞİD'i de tehdit olarak görmüyor Türkiye'de. Çünkü IŞİD bize saldırıyor sadece. Hükümet bir taşta birçok kuş vurmuş oluyor, tüm dünyaya IŞİD'in mağduru olarak tanıtıyor kendini. Oysa vurulan biz, hedef alınan biz, mağdur olan biz, arkasından suçlanan biz. Dolayısıyla hükümet bu işten sürekli karlı çıktığını düşünüyor, ama bu çok tehlikeli bir şey. IŞİD gibi örgütler kontrol edilebilir ve sürekli denetlenebilir örgütler değildir. Türkiye de bunun çok zararını görecektir diye düşünüyorum… Buralarda Türkiye, IŞİD yanlısı bir ülke, IŞİD'i destekleyen bir ülke olarak daha çok görülüyor. Bundan Türkiye çok büyük kayıplar yaşıyor” iddiasında bulundu.