Can Dündar ve Erdem Gül’ün MİT’e ait silah yüklü TIR’ların haberini yaptıkları gerekçesiyle tutuklanması, bizzat Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yönettiği bir sürecin sonunda geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1 Haziran 2015 tarihinde katıldığı bir canlı yayında Can Dündar için“Bedelini ağır ödeyecek, öyle bırakmam onu” dedi.
2 Haziran 2015 tarihine gelindiğinde Erdoğan, avukatı Ali Özkaya aracılığıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Ankara, bu dilekçeyi suç yeri diye İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdi ve soruşturma süreci başladı. Bu soruşturma başladığında zaten Saray lehine dizayn edilmiş bir yargı vardı. İki gazeteciyi tutuklayan sulh ceza hakimliği sistemi, Erdoğan’ın başbakanlığı olduğu dönemde yürürlüğe sokuldu. Buraya yapılan atamalar, yine hükümetin müdahalesiyle oluşturulan HSYK tarafından gerçekleştirildi.
ERDOĞAN ATADAĞI ÜYELER
Erdoğan adına suç duyurusu dilekçesini savcılığa veren avukatı Ali Özkaya, önce 7 Haziran, sonra 1 Kasım seçimlerinde AKP’den milletvekili yapıldı. Erdoğan Cumhurbaşkanı seçildikten sonra da Ali Özkaya’nın ağabeyi Muharrem Özkaya’yı HSYK üyesi olarak atadı. Yine AKP Pendik Belediye Meclisi Hayriye Şirin Ünsel de Erdoğan tarafından HSYK’ye atandı. Bu iki üyenin görev yaptığı HSYK 2. Dairesi, hakim ve savcılar hakkında soruşturmayı yapan birimdi. Ancak Erdoğan’ın atadığı üyelerin hakim olduğu bu daireden, AKP karşıtı kararlar çıkması mümkün değil.
Dündar’ı tutuklamaya sevk eden savcının yazısındaki suçlamaları da, Erdoğan’ın suç duyurusundaki suçlamalarla birebir örtüştü. Bir nevi savcı, Erdoğan’ın dilekçesine bağlı kaldı.
YARGI GEREĞİNİ YAPIYOR
Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuklanması Erdoğan’ın “Bunun bedelini en ağır şekilde ödeyecek. Öyle bırakmam onu” sözünden sonra geldi. Bu durum Erdoğan’ın ilk hedef göstermesi değil. Erdoğan, daha önce de 2010 yılında Balyoz Davası’ndan tutuklanan emekli Korgeneral Engin Alan için “Bir Başbakan bir anma törenine gider de bir korgeneral orada ayağa kalkmaz mı? Kalkması gerekir, kalkmazsa bedelini öder. Zaten bedelini de ödedi” diyerek, tutuklamalardaki talimatını kendi ifadeleriyle açığa çıkarmıştı.
Kaynak: Alican Uludağ | Cumhuriyet