'Paralel yapı' iddianamesinde yer alan çarpıcı bir detay ortadan çıktı.
Erdoğan 12 Nisan 2012’de “MİT Müsteşarı Hakan Fidan’a soruşturma izni” tartışmasını değerlendirirken “Fidan benim sır küpüm. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin sır küpü” demişti.
Emniyet Genel Müdürlüğü, 9 Mart’ta Fethullah Gülen Cemaati’yle ilgili 53 sayfalık rapor hazırladı. Raporda, Erdoğan’ın başbakan olduğu dönemde bağırsak ameliyatı için önce cemaat hastanesine yattığı, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın da hastaneye yetişip, ameliyata mani olduğu yazıldı. Bu bilgileri veren şahsın anlattıkları iddianamede açıkça yer aldı…
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kabul ettiği, paralel yapı iddialarına ilişkin eski emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer ve Erol Demirhan’ın da aralarında bulunduğu 23’ü tutuklu 143 şüpheli hakkında hazırlanan “Yasadışı Dinleme” iddianamesinde şok bir detay ortaya çıktı.
İddianamede yer alan bilgilere göre, Fethullah Gülen Cemaati’nden olduğu iddia edilen kimliği gizli bir şahıs şöyle konuştu: “MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın yerine emniyet kökenli R. getirilerek dış güçlerin ve paralel yapının hedefleri doğrultusunda hizmet ettirilmek istenmiştir. Tayyip Erdoğan rahatsızlandığı zaman cemaate ait bir hastaneye yatırıldığını duyan Hakan Fidan, hızlı bir şekilde hastaneye yetişip ameliyata mani olmuş ve paralel yapının yapmak istediği tehlikeli sonuca engel olmuştur. Bu nedenle Paralel yapı ve İsrail’in sevilmeyen adamı Hakan Fidan olmuştur.”
İddianamedeki bu detay akla Tayyip Erdoğan’ın başbakanlık döneminde yaşananları getirdi. Çünkü, Erdoğan’ın iki ameliyatı, 7 Şubat 2012’de yaşanan MİT krizi ve 2013 yılında AKP ile cemaat arasında başlayan kavga Türkiye’nin gündemini belirlemişti.
İKİ KEZ AMELİYAT MASASINA YATTI
Tayyip Erdoğan, 26 Kasım 2011 tarihinde bağırsak problemi nedeniyle ameliyat edilmiş Başbakanlıktan şu açıklama yapılmıştı: “Sayın Başbakanımız 26 Kasım 2011 tarihinde laparoskopik yöntemle başarılı bir sindirim sistemi ameliyatı geçirmişlerdir. Sayın Başbakanımızın sağlık durumu yerindedir.” Bu operasyondan 2.5 ay sonra Başbakan, 12 Şubat 2012’de ikinci kez operasyon geçirdi. Başbakanlık, operasyonun Koşuyolu Medipol Hastanesi’nde Prof. Dursun Buğra tarafından gerçekleştirildiğini açıklayarak, “Operasyonunun son aşaması tamamlandı. Başbakan mesaisine başlayacak” denildi.
İPLERİN KOPMAYA BAŞLADIĞI AN: MİT KRİZİ
İşte bu ikinci ameliyat öncesinde AKP ile cemaat arasında iplerin kopmaya başlamasına neden olan gözaltına alma girişiminde 25 Mayıs 2010 tarihinde MİT Müsteşarlığı görevine atanan Hakan Fidan, 7 Şubat 2012 tarihinde Başsavcı Sadrettin Sarıkaya tarafından, KCK operasyonu kapsamında şüpheli sıfatıyla ifadeye çağrıldı. Erdoğan, Fidan’ın ifadeye gitmesini engelledi. Bunun üzerine MİT mensuplarının veya özel bir görevi ifa etmek üzere Başbakan tarafından görevlendirilen kişilerin, görevin niteliğinden doğan ve görevi ifa sırasında işledikleri iddia edilen suçlar nedeniyle haklarında soruşturma yapılması başbakanın iznine bağlandı. Erdoğan 12 Şubat günü 2. ameliyatına girdi.
9 MART’TA HAZIRLANAN EMNİYET RAPORU
Paralel yapıyla ilgili hazırlanan ‘Yasa dışı dinleme’ iddianamesinde Fidan’ın hangi ameliyat öncesinde hastane değişikliği yaptırdığı yazmıyor ama mahkemenin kabul ettiği bu ‘kaçırma operasyonunun’ Emniyet Genel Müdürlüğü’nün, Paralel Devlet Yapılanması (PDY) ile ilgili “GİZLİ” ibareli bir raporunda yazıldığı biliniyor. 9 Mart 2015 tarihli rapor, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, Emniyet Genel Müdürlüğü’ne gönderdiği talimat üzerine hazırlandı. 53 sayfalık kapsamlı bir rapor hazırlayan Emniyet’in Başsavcılığa gönderdiği Genel Müdür Yardımcısı Zeki Çatalkaya imzalı 543-40025 sayılı dosyada Gülen’in en yakınındaki ismin iddiaları yer aldı: Gülen (Necatibey Caddesi’ndeki evde) 5. katta yapılan bir toplantıda bizlere ‘Allah izin verirse bir gün gelecek bu dünyayı fethedeceğiz ama önümüzde Bedirler, Uhudlar var, çetin geçeceğimiz yollar var’ diyerek bizleri motive etmiştir. Tayyip Erdoğan rahatsızlandığı zaman cemaate ait bir hastaneye yatırıldığını duyan Hakan Fidan, hızlı bir şekilde hastaneye yetişip ameliyata mani olmuş ve paralel yapının yapmak istediği tehlikeli sonuca engel olmuştur.”
Kaynak: sozcu.com.tr / Aytunç Erkin