2011-2014 yılları arasında ABD'nin Şam büyükelçiliğini yapan Robert Ford, yazdığı bir mektupla Suriye konusunda ABD yönetimini uyardı.
ABD'nin 2011-2014 yılları arasında Şam büyükelçiliğini yapan Robert Ford, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'ye gönderdiği mektupta, Suriye'de kalıcı ateşkes için bağımsız bir uluslararası denetim gücüne ihtiyaç olduğunu kaydetti.
Mektubuna, Kerry'nin, Suriye'deki iç savaşı sona erdirmek amacıyla tarafları bir araya getirme ve DAEŞ'e karşı uluslararası koalisyon oluşturma yolunda en çok çaba gösteren kişilerden biri olduğunu ifade ederek başlayan emekli büyükelçi Ford, Obama yönetimini, bazı temel düzenlemeler yapmazsa Suriye konusunda "çıkmaz sokağa" gireceği konusunda uyarmak istediğini belirtti.
YAPTIRIM GÜCÜ
Daha önce, 2011 sonunda Arap Ligi, 2012 yılında da BM gözetiminde varılan ateşkes anlaşmasının çok kısa sürede bozulduğunu anımsatan Ford, bunların yeteri kadar etkili yaptırım gücü sunmadığı için kolayca bozulduğunu savundu.
Arap Ligi'nin, 2011'de, sahada ateşkesi bozan tarafları tespit için yeterli imkanı olmasına rağmen hiçbir adım atmadığını iddia eden eski Şam büyükelçisi, dönemin BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın da 2012'de BM Gözlemci Misyonu Başkanı General Robert Mood ve 300 kişilik silahsız gözlemciyi ülkeye göndermekten başka bir şey yapamadığını vurguladı.
Ford, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde de (BMGK) Suriye konusunda uzlaşmanın sağlanamadığına dikkat çekerek, ateşkesin devamını sağlayacak mekanizmalar ve Suriye rejimine uygulanacak yaptırımlar konusunda Rusya ile hiçbir zaman ortak noktada buluşulamadığını hatırlattı.
"TARAFSIZ BİR GÜCÜN DAYATMADIĞI BİR ATEŞKES, BAŞARILI OLAMAZ"
Ford, 3 yıl önceki koşullarda ateşkes sağlanamamışken, şimdi bir yanda Esed rejimi ile muhalifler arasında süren, öte yandan da DAEŞ ve Nusra Cephesi'nin yer aldığı büyük ölçekli çatışma ortamında ateşkesi oluşturmanın çok daha zor olduğunu ifade ederek, "Muhtemel bir ateşkesten bağımsız olarak Nusra Cephesi ile Esed rejimi ya da DAEŞ ile muhalifler arasındaki çatışmalar devam edecektir. Bunca yıkımın ardından Suriye rejimi ile ılımlı muhalifler arasındaki karşılıklı suçlamalar da sürecektir" ifadelerini yazdı.
Mektubunda, "Geçtiğimiz 4 yılda yaşanan katliamlarının ardından yerel topluluklar endişeli olacaktır; bu durumda, en küçük yerleşim yerlerinde bile yerel güvenlik en önemli konu haline gelecektir" diye yazan Ford, tarafsız bir gücün dayatmadığı bir ateşkesin Suriye'de başarıya ulaşamayacağını öngördü.
"BMGK'nın arkasında sıkıca durduğu bir yaptırım olmaksızın ateşkes nasıl sağlanacak?" sorusunu da soran Ford, BMGK anlaşmasının Barışın Tehdidi, Bozulması ve Saldırı Eylemi Durumunda Alınacak Önlemler başlıklı 7. bölümünün nasıl yorumlanacağının önemine işaret ederek, mektubunda şu soruları sordu:
"Diyelim ki bir ateşkes sağlandı. Ardından eğer Suriye rejimi ılımlı muhaliflere saldırırsa, Rusya, Esed rejimine karşı bu 7. bölümün uygulanmasını kabul edecek mi? Peki eğer Hizbullah ateşkesi bozarsa Lübnan hükümeti veya Hizbullah'a karşı herhangi bir yaptırım uygulanabilecek mi? Aynı şekilde, silahlı muhalif grupları destekleyen Sünni bölgesel güçler, destek verdikleri gruplar ateşkesi bozarsa bu yardımlarını kesecekler mi?".
"ABD NET OLMALI"
Ford, tüm bu gelişmeler yaşanırken ABD'nin müzakere masasındaki muhataplarına, hangi durumda hangi yaptırımı uygulayabileceği hususunda net olması gerektiğine dikkati çekti.
Mektubunda, ılımlı muhaliflerin Esed rejimi ile birlikte DAEŞ'e karşı hiçbir şekilde savaşmayacağının açık olduğunu kaydeden Ford, Suriye'nin bölünmesine engel olmak adına muhaliflerin, Suriye rejimi ile kendi seçtikleri temsilciler aracılığıyla görüşmesinin daha iyi olacağını belirtti.
Ford, Amerikalıların Ruslarla, Suriye muhalefetini kimlerin temsil edeceğini tartışmak yerine ilgili tüm ülkelerle birlikte Suriyelilerin müzakere edecekleri konuları tartışması gerektiğini savunarak, mektubuna şöyle devam etti:
"ABD ve diğer devletler, güçlü şekilde ateşkesin gözetimini sağlayacak bir kuvvet, yerel güvenliğin nasıl sağlanacağı ve ateşkesin bozulması durumunda BMGK'nın neyi kabul edip etmeyeceği ile sorumlu tarafı/tarafları tanımlayacak bir uluslararası gücün varlığı konusunda anlaşmaya varmalıdır".
Ford, uluslararası gücün, muhtemel bir ateşkesin bozulması durumunda kimlerin sorumlu olduğunu ve yaptırımların kimlere uygulanacağını tespit etmede yetkili olacağını, Rusya ve İran'ın peşinen kabul etmesi gerektiğini vurguladı.
"BU YAKLAŞIM TÜRKİYE'Yİ KIZDIRDI"
"Suriye'nin kuzeydoğusunda otonom bir Kürt bölgesini mümkün kılan ABD desteğinin, Suriye'deki muhalefet kompozisyonunu daha zor duruma soktuğunu" belirten Ford, PYD'nin bölgedeki çatışma ortamında görece bağımsız pozisyon takındığına işaret etti.
Emekli büyükelçi Ford, "Bu Suriye Kürt bölgesi, geniş muhalefet delegasyonunda mı yoksa Suriye yönetimi delegasyonunda mı yer alacak? Ya da Kürtlerin müzakerelere bağımsız olarak katılmalarına izin mi verilmeli?" sorularını gündeme getirdi.
Ford, ABD'nin, "DAEŞ'le savaşma adına PYD militanlarına verdiği koşulsuz desteğin, gelecekte muhtemel bir Kürt-Arap çatışmasına zemin hazırladığı" uyarısında bulunarak, şunları kaydetti: "Bu yaklaşım, sadece Türkiye'yi değil, aynı zamanda Suriyeli Arapları ve Türkmenleri de kızdırmış durumda. Ana akım Suriye muhalefeti, Suriye'deki PKK-ilintili unsurun, ülkenin ulusal bütünlüğüne karşı orta ve uzun vadede tehdit olacağının haklı olarak farkındadır. Bu türden bir ulusal bütünlük belki Amerikalılar için çok önemli olmayabilir ancak Suriyeli Araplar için önemli olmaya devam edecek. Dolayısıyla tüm bu unsurları tek bir muhalefet delegasyonunda toplamak nasıl mümkün olacak?".
Bunun yanında, diğer muhalif gruplarla aynı vizyonu paylaşmadığını için PYD'nin de içinde olduğu bir muhalefet görünümünün, yönetilmesi çok zor durum yaratacağına da dikkati çeken emekli büyükelçi, Obama yönetimine, muhtemel bir etnik gerilimi tırmandırmamak için Kürtlere verdiği desteği daha fazla kontrol etmesi tavsiyesinde bulundu.
Ford, Uluslararası Af Örgütü'nün ekim ayında açıkladığı "PYD güçlerinin Araplara karşı savaş suçu işlediği" yönündeki raporun, Suriyeli Kürtlerin yüzleşmesi gereken yeni durumu en yalın haliyle ortaya koyduğunu ifade etti.
ESAD'IN SİYASİ GELECEĞİ MESELESİ
Mektubunun son bölümünde Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in siyasi geleceğine ilişkin görüşlerini açıklayan Ford, Suriye muhalefetinin sadece devlet başkanı değişimi değil "devrim" istediğini hatırlattı.
Sadece devlet başkanının değişmesi halinde çatışmaların sona ermeyeceğini belirten Ford, şunları yazdı:
"Suriye'deki çatışma asla tek bir adamla ilgili olmadı. Ancak geçiş süreçleri, ülkelerin geleceğinde hayati rol oynar. Belki de Suriyelilerin kendi aralarında varacakları bir anlaşmada Esed'e yer bulunur. Bu, çok büyük sürpriz olur ama ben Suriyeli değilim. Bırakalım da Suriyeliler bunu müzakere edip karar versin. Eğer siz ve diğer yabancı liderler, 2004 ve 2005'te Irak'ta yaptığımız gibi birtakım isimler, unvanlar ve zaman çizelgeleri üzerinde uğraşırsanız, bilin ki kalıcı ilerlemeyi sağlama şansınız azalacaktır. Bu durum, zaten bir polis devleti olan ve bugüne kadar hiç serbest seçim görmemiş Suriye için tamamıyla geçerlidir.
Sayın Bakan, size, ateşkes ve yerel güvenlik için anlamlı bir uluslararası destek temin etmeye odaklanmanızı, Suriyelilerin öncülük edip geliştireceği spesifik bir barış sürecini desteklemenizi, ayrıca, barış ve ateşkesle ilgili anlaşmaları ihlal edenlere karşı uygulanacak cezalar konusunda diğer yabancı güçlerle mutabakata varmanızı öneririm. Hepimiz, sizin çabalarınızın Suriye'deki ıstırabı sona erdirmesini umut ediyoruz".
Kaynak: CnnTürk