Kendi isminin de geçtiği davada, konunun Reza Zarrab’ın ABD’de yargılanması ve toplumsal muhalefetin bastırılmasıyla yakından ilişkili olduğunu belirten Erdem, “Karşı Gazetesi'nin çalışanlarının gözaltına alınmasının sebebi, bir bana yönelik bir kumpas kurabilmek, iki Reza Zarrab'la ilgili kirli ilişkileri ortaya koymuş tek gazete olan Karşı Gazetesi üzerinden ABD’deki yargılamayı örtbas etmek. Karşı Gazetesi'ni bir dava içerisine koymak, ortada Reza Zarrab'la alakalı olan her şeyi karartmak anlamına gelir.” dedi.

ERDEM: “GİZLİ TANIK KUMPASIYLA REZA DOSYASINI KAPATMAK VE TOPLUMSAL MUHALEFETİ SUSTURMAK İSTİYORLAR!”

TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, gazetenin eski sahibiyle, gazete kapandıktan sonra yaptıkları yazışmayı basın mensuplarına gösteren Erdem, gizli tanık olan söz konusu şahsın birileri tarafından yönlendirildiğini ileri sürdü. Erdem, “Ben bugün burada bir suç işleyeceğim ve bir davanın gizli tanığını ifşa edeceğim. İktidarın insanlara nasıl kumpas kurduğuna, kumpas kurarken nasıl yöntemler uyguladığına tanık olacağız. Dün benim genel yayın yönetmenliği yaptığım Karşı Gazetesi’nin eski kadrosuna operasyon yapıldı. Dün yapılan operasyonda gözaltına alınan kişiler, bir iddianameye dayanarak gözaltına alındılar. Bu iddianamede benim de adım geçiyor. Benimle alakalı olan bölümde tek bir tape yok, tek bir dinleme yok, fiziki takip yok. Tek bir gizli tanık var. Ayçiçeği kod adlı gizli tanık, tıpkı Ergenekon’da yapıldığı gibi konuşturulmak üzere gözaltına alınıyor. Ben bu şahsın gizli tanık olduğunu twitter’da kendisinin tanık olduğu itirafı üzerine anlamıştım. Peki, bakın bu gizli tanık kim? İktidar insanları nasıl ajanlaştırıyor? Bakın elimde bulunan yazışmalarda, bu kişi ‘Hükûmet IŞİD’le uğraştığım için bana saldırıyor’ sözüme karşılık bana ‘Soruları cevapla diyorlar, bütün sorular seninle ilgili’ diye yanıt veriyor, kim soruyu soruyor peki: Yıldıray Oğur. Gizli tanık, ‘Bana maddi olarak yardımcı olacaklarmış’ diye anlatmaya devam ediyor.” dedi.

O dönem gazetenin cemaatle hiçbir alakası olmadığını belirten Erdem, “Gazetenin o zamanki genel yayın yönetmeni benim, cemaatle kavgalı olmuş, kitapları toplatılmış, dünya görüşü belli biriyim. Gazetenin ikinci yayın yönetmeni Mehmet Bozkurt, Aydınlık Gazetesi’nin muhabiri. Üçüncü genel koordinatör Kutlu Esendemir ki sosyalist soldan bir arkadaş. Ekonomi muhabiri Gülşah Karadağ, BirGün’de ekonomiden sorumlu muhabir. Bakın gizli tanık şunları söylüyor: ‘Çok adamı benim üzerimden temizleyecekler’, ‘Çok zor durumdayım, ne yapacağımı bilmiyorum’ ‘Beni kullanıp atacaklar, Başbakandan özür dile kurtulacaksın diyorlar’ Bu arkadaş daha sonra TV’ye çıkıp Cumhurbaşkanından özür diledi. Yine ‘Bana taktik veriyorlar, bana özel mesaj (dm) yazıyorlar, bunları kopyala yapıştır diye’ yazıyor bana. Bunların tamamında gizli tanığın nasıl manipüle edildiği çok net anlaşılıyor.” dedi.

ERDEM: “HAKİKATLARİ SAKLAYACAK KADAR ÇİRKİNLEŞMİŞ VE ÇİRKEFLEŞMİŞ BİR SİYASETİN ARKASINA SIĞINMAYIZ!”

Bugün bazı gazetelerde "hakkında fezleke hazırlandığına" dair haberlerin bulunduğunu anlatan Erdem, fezlekeden korkmadığını ve fezlekenin Genel Kurul’a gelmesi durumunda, dokunulmazlığının kaldırılması için "Evet" oyunu kullanacağını bildirdi. Erdem, “Ben fezlekelerden korkacak kadar AKP’li değilim. Ben dün yaptığım her şeyin bugün arkasındayım. Bu operasyonun nedenini söyleyeyim; o gazete Reza Zarrab’ın Türkiye’deki ilişkilerini deşifre eden tek gazeteydi. Reza ABD’de yargılanmaya başlayınca böyle bir operasyon yapılmasını da ayrıca çok manidar buluyorum. Silivri veyahut da başka bir yer. Biz cezaevi korkusuyla denge gözetme adına hakikatleri saklayacak kadar çirkinleşmiş ve çirkefleşmiş bir siyasetin arkasına sığınmayız.” dedi.

Elinde gizli tanığın bir gazeteciyle ses kaydı bulunduğu belirten Erdem, “Toplumsal muhalefeti bastırmak için torba davalarla kirli kumpaslarla bizleri susturmaya çalışıyorlar. Siyaseten AKP'nin hegemonyasına karşı gösterdiğimiz tutarlı direnişten rahatsız oldukları için bize böyle saldırıyorlar. Hiçbir yalan ve iftiradan korkumuz yok, asıl onlar korksunlar.” dedi.
 
ERDEM: “MADEM PARALEL YAPIYLA MÜCADELE EDİLECEK, AKP ÖNCE KENDİ VEKİLLERİNDEN BAŞLASIN!”

AKP’li vekillerin çelişkili ifadelerle saldırdığını ifade eden Erdem, Şamil Tayyar’ın kitaplarını göstererek, “Bugün İlker Başbuğ’a paralel kumpas kurdu diyor. Bu kitabın yazarı paralel ülkeye şunu bunu yaptı diyor. Bu arkadaş değil mi, İlker Başbuğ’u kumpaslarla cezaevine sokturan arkadaş. Madem böyle bir anlayışla mücadele edilecek, niye bu adamlar yargılanmıyor. Madem paralel yapıyla mücadele edeceksiniz, niye Bekir Bozdağ’ın tweetlerini okumuyorsunuz, ne diyor; ‘Cemaatle AKP’nin arasını açmayı başaramayacaksınız’. Bakın gizli tanıklar yaratarak mağduriyetlerinden faydalanarak siyaset üretmek ahlaksızlıktır. Bakın bu gizli tanık vergi borçları sıfırlanarak ajanlaştırıldı. Karşı Gazetesi'nin çalışanlarına dönük bu kumpas durdurulmazsa, bu gizli tanığın bir gazeteciyle yaptığı telefon görüşmesinin kaydını kamuoyuyla paylaşacağım. Ben şimdilik bu delili götürüp savcıya teslim edeceğim. AKP’li vekiller bizi bırakıp kendi içlerindeki çelişkilere odaklansın. İlker Başbuğ’a operasyon çektiren şahıs, Aralık ayında ‘Eren Erdem’in cemaatle, paralelle hiçbir alakası yok, İran ajanı diyor’; diğer taraftan Metin Külünk ‘Eren Erdem, paralel yapının üst aklı tarafından yönlendiriyor’ diyor; Grupbaşkan vekili ‘Eren Erdem Rus ajanı’ diyor; İstanbul Milletvekili ‘Eren Erdem CIA ajanı’ diyor; Cumhurbaşkanı ‘Bu adam Gezi’de en ön sıralardaydı, karanlık biri’ diyor. Bu operasyonun şahsıma yapıldığı çok net. Ben tüm iftiraları çürüttüm. Yapmış olduğum ‘IŞİD petrolleriyle ilgili’ araştırmamdan rahatsız oldukları için ve bunların hegemonyasına karşı gösterdiğim direnişten dolayı bu kadar iftira atıyorlar.” dedi.

ERDEM: “EĞER BENİ BİR ŞEYLE İTHAM EDECEKLERSE, DEVRİMCİLİKLE İTHAM ETSİNLER”

Terör sorununun AKP’nin politikalarıyla derinleştiğini belirten Erdem, “Teröre yardım ve yataklık kumpasıyla CHP’ye dönük olarak fezleke operasyonu yapanlar, bugün toprağa düşen her şehidimizden sorumludurlar. Silahların depolanmasına göz yuman, operasyonları askıya alan, teröristlerle ortak siyasi çıkarı gereği uzlaşan zihniyet, bugün kimseyi teröre destek vermekle suçlayamaz. Beni bir şeyle itham edeceklerse, ben devrimciyim, beni devrimcilikle itham etsinler. Biz parti olarak, bu alçak saldırılara karşı, her ne olursa olsun, demokrasiyi hayata geçirip Türkiye’nin normalleşmesi ve haksızların yargılanması için elimizden geleni yapıp mücadeleye devam edeceğiz” dedi.