Cumhuriyet yazarı Kongar, 40 yıldır köşe yazıları ve kitaplarıyla Türkiye’nin sorunlarına değiniyor. Çözüm arıyor. “Konular hep aynı çünkü gelişemiyor ülke, geriye gidiyor” diyor.
Son yıllarda artan baskılara dikkat çeken Emre Kongar, 1 Kasım seçimi için başlıktaki tespiti yapıyor ve ekliyor: Eleştiriye tahammülleri yok. Yalnızca alkış tutacaksınız. İşte bu yüzden gidecekler, bu devam edemez.
İşte Sözcü'den Özlem Gürses'in Emre Kongar ile yaptığı o röportaj;
Telefondaki ses “Çalışma evime” gel diyor, “Röportajı orada yapalım…” Çalışma evi ne ola ki! Gittiğimde anlıyorum.
Bangır bangır rock müzik çalan, her köşesine “Emre Kongar ruhu” sinmiş bir ortam.
Emre Hoca Star Wars düşkünü. “Star Wars’ın da Yüzüklerin Efendisi’nin de kaynağı kutsal kitaplardır” diyor. Eklemeden edemiyor, “Kutsal kitaplarla rekabet edebilecek tek yazar Shakespeare’dir, bütün insan duygularını yazmıştır. Arkasından da biraz Balzac gelir.”
Emre Kongar’la raflarda yerini alan son kitabı “Tarihimizle Yüzleşmek”i konuşmak için buluşmuştuk. Ama onun da söylediği gibi hayat sadece bilimden ibaret değil, güzel sanatlar, edebiyat, müzik, sinema ve en önemlisi aşk var.
Bence Emre Kongar iyimserliğini de aşktan alıyor. Konuşmanın sonunda söyledikleri içimi açıyor: “74 yaşındayım. Türkiye’nin daha demokratik ve özgürlüklerle dolu bir ülke olduğunu ben göreceğim. Çünkü bu ülkede Gezi ruhu yaşandı ve o ruh yeni bir çağın egemenliğidir. O yeni çağın ideolojisi de demokrasi ve insan haklarıdır.”
Emre Kongar o kadar önemli şeyler söyledi ki, sorularımı attım, sayfayı onun fikirleri için kullandım:
BİR KABUS ÇÖKTÜ ÜSTÜMÜZE!..
- 40 yıldır yazıyorum. Konular hep aynı çünkü gelişemiyor ülke, daha da geriye gidiyor. Bir kabus çöktü hepimizin üstüne.
- Eskiden askeri dönemlerde hiç değilse ‘asker gidecek, demokrasi gelecek’ diye düşünürdük. Ama şimdi bunlar demokrasiyi, temel hak ve özgürlükleri ihlal ederek kullandıkları ve oy aldıkları için bu baskıdan kurtulma ihtimali de az.
- Baskı iki türlü, bir tepeden geliyor, yani merkezi hükümet, cumhurbaşkanlığı. Bir de halktan geliyor, aşağıdan… Çünkü yukarıdan kışkırtılıyor! Mezhepçilik yapılıyor ve Sünni İslam adına yaşamın bütün alanlarına müdahale ediyorlar. Yemenize, içmenize, gülmenize!..
KİTAPLAR BİLE İMHA EDİLİYOR
- Artık kimse eleştiri de yapmıyor. Her eleştiriye hakaret davası açılıyor. Kitaplar toplanıyor, imha ediliyor. Topladıkları kitapları herhalde dağıttıkları kömür paketlerinin içine koyacaklar!
- 13 yıldır AKP’nin özellikle Erdoğan’ın stratejisi ‘gerilim ve yabancılaşma’ üzerine kurulu. Muhatap değişiyor, ama iç ve dış her olayda ‘hainler’ var! Gezi olaylarında dış medya, ABD filandı… Şimdi hainler Kürtler, Amerika müttefik oldu.
- NATO’nun Libya’da ne işi var?’ dedi Erdoğan, bir hafta sonra oraya en güçlü deniz kuvvetlerini yolladı. Esad’la kankaydık, o kadar ki ortak kabine toplantısı yapıldı, Şengen yerine Şamgen olacaktı. O zaman bunu eleştirenlere hain dendi, şimdi ‘Esad’ın iç işine karışmayın’ diyoruz, yine biz hain olduk!
NEYMİŞ, KANDIRILMIŞLAR…
- Her halükarda AKP’nin ve Erdoğan’ın hain dediği bir takım hedefler var, dünkü hain bugünkü müttefik, bugünkü müttefik yarınki hain olabiliyor. En tipik örnek Fethullah Gülen Cemaati. Yıllarca inim inim inlettiler milleti Silivri davalarıyla, şimdi neymiş efendim, kandırılmışlar! Cemaat bunları aldatmış…
- Son olarak Kürtler aldatmış. Silah gömmüşler çünkü barış sürecinde, sanki bilinmiyordu bütün bunlar. Yazdık hep, o zaman biz haindik. Şimdi Kürtlere doğru dürüst davranın yazıyoruz, yine biz hainiz!
BİR DE KAHRAMANLAR VAR…
- Hep kahraman olanlar var bir de; 2. Cumhuriyetçiler, Yetmez ama Evetçi’ler. Onlar hem Erdoğan’a ve AKP’ye büyük destek verdiler, bu hale getirdiler, hem de şimdi şikayet edip en ağır sözcüklerle eleştiriyorlar. O zaman da söyledim, İran’a bakın, bunlar müttefikleriyle devrim yapıp iktidara gelirler, ilk iş müttefiklerini temizlerler.
SORUNLARI ŞİDDETLE AŞIYORLAR
- Yüzde 49.5 oy, baskı ve paranın sonucudur. Esas kamuoyunun tecellisi 7 Haziran’dır. Yüzde 40, gerçek sonuç o. Daha da inecekti.
- İki yöntem kullanıyorlar sorunları aşmak için. Biri şiddeti artırmak, diğeri gerçeği saptırmak. Bu kısa vadede etkili olur ama uzun vadede bunun devam etmesi mümkün değil.
- Dünyanın neresinde bir barış mitinginde 100 kişi ölür ve hiç hesap sorulmaz? Türkiye’de oldu işte. Bunu sorunca da hakaret davası.
SONU IŞİD’E, PETROLE ÇIKAR
- Artık farklı yoruma, eleştiriye tahammülleri yok. Yalnızca alkış tutacaksınız. İşte bu yüzden gidecekler zaten, bu devam edemez…
- Mesela Can (Dündar) ve Erdem’in (Gül) davası. AKP’nin yerinde olsam bunun üzerine gitmem. Çünkü onu kurcaladığın zaman altından IŞİD çıkacak, petrol çıkacak.
AKP artık iktidara mahkum, çıkış yok
- Türkiye’de hâlâ bir rejim riski var mı? Yoksa sadece yolsuzluk sorunu mu var?
Var tabii rejim riski. Zaten canımı sıkan bu, ikisi beraber gitmek zorunda. Yolsuzluklar meselesi öyle bir noktaya vardı ki AKP artık iktidara mahkum, çünkü bir çıkış yok.
- Bu rejim değiştirilebilir mi şimdi?
Uzun vadede mümkün değil. Niye? Çünkü insanlık tarihi hep ileri gider. Ne yaparlarsa yapsınlar, ne kadar şiddet kullanırlarsa kullansınlar, ne kadar insan satın alırlarsa alsınlar Türkiye hem de benim göreceğim bir zamanda daha demokratik bir ülke olacak.
Gazetecileri içeri atıyorsun, IŞİD’e dokunmuyorsun!
- Ortadoğu için insanlar diyor ki “Bütün Avrupa, ABD, Rusya orada, biz niye girmeyelim, hem Musul’u, Kerkük’ü geri alırız, Başkanlık yapısıyla topraklarımızı büyütürüz.”
Bunun cevabı çok basit: Size yedirmezler! Siz oradaydınız zaten, sizi oradan attılar Osmanlı olarak. Uluslararası devlet ilişkileriyle orada olamıyorsunuz, çünkü büyük devletler buna izin vermiyor. Bu durumda orada olabilmek için ancak eşkıyayla ve katillerle işbirliği yapmanız gerekir, onu da açığa çıkarıp sizi rezil ederler!
- Peki nasıl uzak kalacağız tüm bu gelişmelerden
Türkiye’nin oradaki tavrı doğru olmadı, sınırı kontrol altına alıp IŞİD’in giriş çıkışını engelleyemedik. IŞİD’ciler her yerde gösteri yaptı, kimse müdahale etmedi. Yazarları, gazetecileri içeri atıyorsun, IŞİD’e dokunmuyorsun.
İŞTE KALEM KOLEKSİYONU
Emre Kongar’ın ‘çalışma evindeyim’…
Binlerce kitap (her dilden), koleksiyonlarını yaptığı binlerce kurşun kalem, yüzlerce ahşap bilmece… Emre Bey beni harika spor bir pantolon çok çılgın RedDot ayakkabılarla karşılıyor.
40 yıldır kanaat yazısı, 20 yıldır köşe yazıyor. Üniversitedeki dersleri bırakmış, “Sınıfa provokatör sokarlar, sonra ayıkla pirinci taşını” diyor.
52 yıldır evli. Eşi Bilgi Hanım, Avrupa’da bir sigorta şirketine genel müdür olan ilk kadın!
“Uzun evliliğin sırrı işte bu evdir” diye anlatıyor, “Eşimin ve benim hep ayrı çevrelerimiz, ayrı dünyalarımız oldu, birbirimize sahiplenmeye hiç çalışmadık.”
İkiz kızlarının ikisi de profesör, biri endüstri mühendisliği diğeri ekonomi mezunu.
Kaynak: Sözcü / Özlem Gürses