Gezi direnişi sırasında polisin attığı gaz fişeğiyle öldürülen 14 yaşındaki Berkin Elvan ölüm yıldönümünde anılıyor. Berkin Elvan'la özdeşleşen hemen her yerde gördüğümüz bir portre var.
Berkin'le özdeşleşen bu portrenin yaratıcısına Odatv ulaştı. Şivan Okçuoğlu ismindeki animasyon yaratıcısı Berkin'in bir fotoğrafından yola çıkarak ürettiği o portreyi henüz Berkin Elvan ölmeden önce yaratmış.
İşte Okçuoğlu'nun Odatv'ye verdiği yanıtlar;
Berkin'in portresi nasıl ortaya çıktı?
22 Eylül 2013 tarihi çeşitli sebepler vesilesi ile duygu yüklü bir gün olmalı. Dosya kayıt tarihine baktığımda Berkin'in portresini o gün çizmiş olduğumu görüyorum. Gezi Direnişi'ne sebep veren olaylar zinciri çok sayıda insanı canları ile sınamaya varan türde bir vaka halini almıştı.
Hayatlarını yitiren ve yaralanan her birey için ayrı ayrı hissedilen üzüntünün yanında 14 yaşında bir çocuğa reva görülen çile ayrı bir acıtıyordu içimizi.
Tüm bu ve daha nice sebepledir ki, hayatımda ilk kez o denli duygu yüklü bir ruh haliyle Berkin'e adayacağım görsel çalışma ile kendimi oyalamak ve bu genç kardeşimizin çekmekte olduğu acıya ortak olduğumu ifade etmek istedim.
Normal şartlar altında gerçekci bir portre ortaya çıkarmaya gayret edebilecek olsam da, içimden gelen bir dürtü ile Berkin'in çocuksu masumiyetini vurgulayacak sade, ikonografik tarzda bir ifadenin onu en iyi tanımlayabilecek görsel lisan olduğunu düşünerek bir fotoğrafını referans olarak kullandım ve Berkin'i bir çizgi film karakteri gibi göstermek istedim.
Fotoğraflarına baktığım çocuk bu konuda oldukça uygun bir görünüşe sahipti. Sosyal medya sayesinde Berkin'in çok sayıda fotoğrafını görme şansımız oluyordu. Çocuk harika ve içten bir gülümsemeye sahipti. Yaşı büyüdükçe günden güne daha karizmatik bir çocuk oluyordu fotoğraflarında.
Fakat hemen her yaşına dair olan fotoğrafı ile hayatı film şeridi gibi gözlerimizin önünden geçmekte olan Berkin'in hayat dolu oluşu ve neşesi gözden kaçmıyordu. O gülüşün asla solmayacağı bir portre çizmek için çalışmaya başladım.
PSİKOLOJİK BİR SINAVDI BENİM İÇİN
Neyse ki Photoshop'ta çiziyordum, aksi halde göz yaşlarım resim kağıdını büyük oranda ıslatır ve renkleri birbirlerine karıştırabilirdi. Gezi Direnişi evet haklı bir mücadele, toplumsal bir olaydı fakat bir başka açıdan düşünecek olursak psikolojik anlamda ağır da bir sınavdı.
O güne kadar herhangi bir eylem deneyimi olmayan insanlar olarak sokağa inen milyonlarca genç kendi hayat tarzları için son derece yeni bir kavramla, ağır bir devlet şiddeti ile karşılaşıyorlardı.
O güne kadar devletin bu tarz eli sopalı tepkilerden uzak olduğunu düşünecek kadar saf değildik elbette çevremizde dönen hayatın farkındaydık lakin, topun ağzında olan biz olmadığımız için hissettiğimiz şaşkınlık bu boyutta değildi
. Filmde gösterilen William Wallace'ın kendi kadınına dokunulana kadar İngilizlerin kendi toplumu üzerindeki tutumlarına büyük ölçüde kayıtsız kalması gibi bir halimiz vardı sanki. Ucu bize dokununca harekete geçtik sanki.
O portrenin ortaya çıkışı
Berkin portreniz bir şekilde sembol oldu. Birçok yerde gördünüz sanıyoruz?
Yoğunlaşan duygular çok sayıda sanatçıyı Berkin anısına bir şeyler üretmeye yöneltmişti. O günlerde çok sayıda güzel eser çıktı ortaya. Berkin çok farklı şekillerde resmediliyor, yaratıcı ürünler ile ölümsüzleştiriliyordu.
Ben portre çalışmamı haftalar önce yapmıştım ve cenazenin ardından yeni bir çizim üretmedim. Fakat bir şekilde aylar önce yaptığım çalışma bir takım gazete ve İnternet sitelerinin Berkin anısına üretilen görsel çalışmaları derledikleri sayfalarına girmeye başladı.
Sorun şu ki, ben çalışmayı yaptığım esnada bir şekilde Berkin'in sağlığına geri kavuşacağını düşündüğümden portrenin altına bu yönde bir temenni yazmıştım.
Yazı delikanlının hayattan ayrılması ile manasını yitirdiğinden belki de, bir kaç kişi çalışmamı kırpmış, yazıyı ve arka planı atarak renkleri ile bir miktar oynayarak ve hatta bir kısmı kendi imzalarını da atarak yeniden yayınlamaya başlamışlardı.
Güncel olan o çalışmalar olduğu için de benim çizimim olan orijinal portre yerine çalışma kötü reprodüksiyonlar ile yayılmaya başlamıştı.
İMZAMI ATMAZDIM
Böyle bir anda nasıl oldu da bu durumu dert edindin diye sormak isteyen olabilir fakat buna kontrolsüzce kapıldığım bir çeşit kıskançlık diyebilirisiniz. Portrenin anonim olmasını istesem takma adım olan 'Arzach' adıyla da olsa imzamı atmazdım.
Biriler imzamı silerek çalışmamı sahiplenince bu duruma bozularak elimden geldiğinde ilgili sayfaların sahiplerini uyararak çalışmanın orijinalini yayınlamalarını istedim. Öyle de yaptılar.
Ardından gelen süreçte Berkin için düzenlenen her eylemde çalışmam olan portrenin kullanıldığını görmeye başladık. Aynı zamanda ailesinin portreyi ilk kullanılan mezar taşına işlettiğine tanık olduğumda buruk bir mutluluk yaşadım. Benim çalışmam da bir anlamda Berkin ile birlikte ölümsüzleşmişti.
Bir ikon tarzında resmettiğim Berkin'in portresi günden güne yayıldı, vücuduna dövmesini yaptıranı da gördük, duvarlara sprey ile çizenini de.
Şuna kuşku yok, hayatımda hiç bir çalışmamda bu denli duygu dolu bir ruh hali ile üretmemiştim ve hiç bir üretimim bu denli geniş bir kitle tarafından yaygın şekilde kabul görmemişti. Bilhassa ailesi tarafından portrenin sahiplenilmesi beni çok mutlu etti.
Cenaze günü çekilen fotoğraflarda ilk kullanılan mezar taşını gördüğümde Berkin'in babası ile bir gün tanışıp kendisine teşekkür etme isteği hasıl olduysa da evden nadiren çıkıyor oluşum ve ortak bir çevreye mümkün olduğunca uzaklığım sebebiyle bu isteğim gerçekleşmedi.
Bu yazıyı okuyacak olurlarsa eğer, çizdiğim portreyi benimsemiş oldukları için teşekkür ederim ve bana oldukça buruk bir mutluluk yaşattıklarını ifade etmek isterim.
Kaynak: Oda Tv