17 Şubat 2015 - 17:22
Sevgili Acun,
İnsanın yaptığı hatadan dönmesi büyük erdemdir.
Büyük bir hata yapıyorsun, yapma!
Nihat’ı da yanında götür!
Bak biz senelerdir denedik, olmuyor.
Yapamıyor bu çocuk, sosyal ortamlarda yapamıyor.
Doğal ortamına dönmesi lazım…
Atlayacak, zıplayacak, bağıracak, çağıracak.
Bırak sizinle gelsin.
Hindistan cevizi dallarından ev yapsın.
Kızarmış muz yesin.
Eline kama ver, dalları kesip ormanın derinliklerinde kaybolsun.
Balık avlasın, deniz mahsulleri yesin.
İlla yarışmaya katılmasına gerek yok.
Başka bir yere bırak onu, dokunulmazlık falan ver, oyalansın.
Kendi kendine yarışsın, kendi kendine kazanıp kaybetsin.
Hem ünlü, hem gönüllü olsun.
Ünlüleri bırakıp gönüllülere katılsın.
Ada konseyinde kendi kendisini yazsın, dokunulmazlığı olduğu için kendi kendini kurtarsın.
Kendi kendine esemes atsın.
Kendi kendini eleştirsin, kendi kendini dövmeye kalksın.
İstersen kaldığı yerdeki ağaçlara Pascal’ın ve Derya’nın resimlerini falan yapıştır, onlarla kapışsın.
Kendi kendine küssün, gitsin kendi kendine başka bir yerde yaşasın.
Gitmişken yağmur ormanlarına falan bırak diyeceğim ama
Orada yaşayan zavallı kabilelere acıyorum.
Sen en iyisi onu bir oyun kazandı diye ödül olarak
Küba’ya, rahmetli Kristof Kolomb’un cami gördüğü o tepeye götür
Yanına da Tuğçe’yi getir,
Birlikte namazın boyun ağrılarına mı yoksa ruhsal sıkıntılara mı iyi geleceği üzerine tartışmaya başlasınlar.
Orada nefret ettikleri laik düzene sövüp dursunlar.
Bizimkisi memlekettekilerin değil de, Tuğçe’nin etek boyuna karışsın.
İkisi de o tepeden aday adayı olsunlar, kendi kendilerini seçsinler.
Gördün mü sevgili Acun
Burada saçmalamak yerine Nihat’ın oralarda yapacak ne çok şeyi var?
Koy kameraları ormana senin sörvayvırından da ütopyandan da çok reyting almazsa
Git onun yüzüne tükür.
İnsanın yaptığı hatadan dönmesi büyük erdemdir.
Büyük bir hata yapıyorsun, yapma!
Nihat’ı da yanında götür!