CHP Grubunun Romanların Barınma Hakkı ile ilgili Meclis Araştırması açılması önerisi, AKP Milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.
TBMM Başkanlık Divanı Üyesi ve CHP İzmir Milletvekili Özcan Purçu, 26. Yasama Dönemi’nde TBMM’ye ilk araştırma önergesini verdi, barınma hakkından yararlanamayan vatandaşlarımızın haklarından etkin olarak yararlanması için Meclis araştırması açılmasını talep etti. Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun İç Tüzük'ün 19'uncu maddesine göre verilen önerisi TBMM Genel Kurul’da görüşüldü, AKP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.
TBMM Genel Kurul’da konuşma yapan Özcan Purçu, “Bu önerimizi grup önerisi olarak Meclisimize getirdik. Önerimiz, Roman vatandaşlarımızın barınma ve yaşam şartlarının araştırılmasıyla ilgili Mecliste araştırma komisyonu kurulmasıyla ilgili…” dedi.
Daha önce TBMM’de yaptığı konuşmayı hatırlatan Purçu “geçen gün de burada bas bas bağırdım ama önlem alamadığımız için, gene çadırda maalesef kötü yaşam koşulları sebebiyle Ezine'de bir kardeşimiz, 48 yaşındaki Ünzile kardeşimiz vefat etti çadırda. Bakın, işte yaşam şartlarımız bu. Geçen gün de söyledim, burası Türkiye arkadaşlar. Bakın, Roman kardeşlerimiz bu hâlde. Bu vicdani bir mesele kardeşlerim, bunu politik malzeme kimse yapmasın, bu bizim halkımız, vatandaşımız. Bu konuyla ilgili araştırma komisyonu kurulsun. Roman vatandaşlarımızı kimse bilmiyor şu an, ne durumda olduğunu bilmiyor. Dili var mı, kültürü nedir, nasıl yaşar, mesleki durumu nedir, barınma sorunu hangi safhada kimse bilmiyor. İlk defa bakın, bir araştırma komisyonu kurulması için teklif veriyoruz. Bunu kimse parti meselesi yapmasın. Geçenlerde dedim ki: "Romanları seviyor muyuz?" herkes "Seviyoruz." dedi; tamam, ne güzel. Ama, dilde sevmeyelim, yürekten sevelim, gönülden sevelim, onlara da bir şeyler yapalım.” diye konuştu.
Barınma hakkının en temel insan haklarından olduğunu hatırlatan Özcan PURÇU, Genel Kurul sonrası şu değerlendirmeyi yaptı:“Seçim zamanı oy isteyen, Roman vatandaşlarımıza vaatlerde sınır tanımayan AKP, Romanlara bakış açısında ne kadar samimiyetsiz olduğunu ortaya koymuştur. Barınma hakkı gibi temel bir konunun partiler üstü ele alınması gerektiğini ısrarla ifade etmeme rağmen AKP sadece sözde vaatlerle suya sabuna dokunmadığını ortaya koymuştur” dedi.
İşte AKP milletvekillerinin oylarıyla reddedilen önergenin detayları:
TBMM Başkanlık Divanı Üyesi ve CHP İzmir Milletvekili Özcan PURÇU, araştırma önergesinde, insanca yaşamın temel koşulu olan ve sosyal haklar içerisinde yer alan barınma hakkının sosyal bir hak olduğuna ancak tüm vatandaşlarımızın bu haktan yararlanamadığına dikkat çekti. Kentlerde belirlenmiş bölgelere adeta hapsedilen, kendi sorunlarıyla başbaşa bırakılan, devletin olanaklarından yararlanamayan vatandaşlarımızın ayrımcılıkla, dışlanmayla yüzleşmek zorunda kalması ve ağır yaşam koşullarının iyileştirilmesi için mücadele edilmesi gerektiğini söyledi.
EŞİT BARINMA HAKKI İÇİN MECLİSİN SORUMLULUK ÜSTLENMESİ ZORUNLUDUR
“Tüm insanlar gibi gecekondu alanlarında yaşayanların da sağlıklı bir kentsel çevrede yaşama ve barınma hakkı bulunmaktadır. Romanların sosyal ve kültürel kimliklerini yansıttıkları mekanlarda işgalci ilan edilmeleri kabul edilemez bir yaklaşımdır. Roman mahallelerinde yaşayanların, yaşadıkları mahallelerden uzak yerlerde iskan edilmeleri ile kiracı konumundaki kişilerin barınma haklarına yönelik ihlallerin kapsamlı şekilde araştırılması gerekmektedir.” diyen CHP İzmir Milletvekili Özcan PURÇU; Roman yurttaşlarımızın çok uzun dönemli olarak borçlandırmayla geleceklerinin ipotek altına alınması, katılım haklarının gözetilmemesi gibi sorunların araştırılarak temel yaşam hakkının güvencesi de olan barınma hakkından etkin olarak yararlanılmasını sağlamak amacıyla ulusal ve uluslararası ilke ve standartlar esas alınarak çözüm önerilerinin tespit edilmesi için” talepte bulundu.
BARINMA HAKKI SOSYAL BİR HAKTIR
İnsanca yaşamın temel koşulu olan barınma hakkı sosyal haklar içinde yer almaktadır. Konut hakkı, temel hak ve özgürlükler içinde yer alan yerleşme özgürlüğüyle birlikte; kişilerin konut değiştirme, diledikleri yerde konutlarını seçme ve yerleşme temel haklarını da kapsamına almaktadır. Konut hakkının gerçekleşmesinde devletin müdahalesi belirleyici niteliktedir.
EN TEMEL HAKLARINDAN YOKSUN BIRAKILANLAR:ROMANLAR
“Konut hakkı, sadece yerleşme özgürlüğü ile ilgili bir hak değildir, aynı zamanda diğer insan hak ve özgürlüklerin de gerçekleşmesi için ortam ve koşulları oluşturmaktadır. Konut hakkı insan haklarının en düşük eşiği olarak nitelendirilmiştir. Bir başka deyişle, insan onuruna uygun bir yaşam sürdürülmesi için asgari gereken ve ihtiyaç duyulan haklardandır. Dışlanan, ötekileştirilen, mekânsal olarak damgalanan ve ayrımcılık politikalarına maruz kalan Romanlar, en temel haklardan dahi yoksun bırakılmaktadır. Ülkemizde devam eden kentsel dönüşüm projeleri ise ne yazık ki yerinde dönüşümü değil yaşayanların yerinden edilmesi yaklaşımını benimsemekte, barınma sorununu içinden çıkılmaz hale getirmektedir.
AYRIMCILIĞIN VÜCUT BULMUŞ HALİ / HAYATA YENİK BAŞLAYAN ÇOCUKLAR
Barınma hakkı ayrımcılık yasağı ile doğrudan ilgili bir haktır. Roman mahalleleri ise kentteki ayrımcılığın vücut bulmuş halidir. Roman mahallesinin olduğu her şehirde, Roman mahallesinin neresi olduğu bellidir. O kentte yaşayan herkes romanların oturduğu yeri bilir, “çingene mahallesi” olarak adlandırılır.
Bu mahallede doğan çocuklar hayata yenik başlıyor. Roman mahallesinde doğan çocuk, gözünü çamur içinde açmaktadır, etrafında çadırları, teneke damları, kapısı penceresi olmayan barınakları görmektedir. Roman mahallesinde doğan çocukların ilk günleri; çocuk parkının olmadığı mahallelerde, okul öncesi süreçte hiçbir destek almadığı, okul motivasyonunun olmadığı, okula başladığında güçlendirici değil ayrıştırıcı muameleye maruz kaldığı ve hızla okuldan uzaklaştığı günlerdir.
KENTSEL AYRIŞMA ALANI VE ÖNYARGILAR
Roman Mahallelerinde yaşayan çocuklar başka bir yaşam deneyimi edinemeden farklı yaşam becerileri edinemeden mahalleden başka hayat görmeden büyümektedirler. Çocuklar iş başvurularında adres olarak Roman mahallesini yazmak istememektedir. Adresini yazan Roman çocuğu becerisine göre değil, Romanlara yönelik önyargıdan kaynaklı olarak işe kabul edilmemekte veya çok zorlanmaktadır.Roman mahallelerinde yaşayan çocuklara, mahallenin dışındaki yaşam, ışıklar çok uzak gelmektedir. Çocukların düşünüş haritası mahalledeki yaşam ile sınırlı kalmakta, okuldan uzaklaşan çocuk erken evliliklere veya madde bağımlılığına yönelmektedir. Barınma hakkının insan hakları standartlarına uygun hale gelmesi çocukların yaşamını doğrudan etkileyeceği gibi barış ve kardeşlik içinde yaşama kültürünün yerleşmesine, güçlenmesine etki edecektir. Roman mahalleleri mekânsal olarak bir güçsüzlük içindedir, bu mekanın güçsüzlüğü Romanların haklarından yararlanamamasına neden olmaktadır. İznik’te, Selendi’de yaşanan romanlara yönelik linç girişimlerinin temelinde ayrımcılık ve barınma hakkı ihlali bulunmaktadır.
KENTSEL DÖNÜŞÜM YAŞAYANLARIN YERİNDEN EDİLMESİNE SEBEP OLUYOR
Türkiye’de barınma hakkı, Romanlar bakımından kentsel dönüşüm konusu ile beraber ilerlemektedir. Kentsel dönüşüm projeleri ise yerinde dönüşümü değil yaşayanların yerinden edilmesi yaklaşımını benimsemektedir. Ülkemizde şimdiye kadar yapılan kentsel dönüşümler sözleşme ile yeterli konut hakkını sağlamamış olması bakımından uyumsuzdur. Yerel yönetimler tarafından, kentsel dönüşüme konu olan yer ve bölgeler ile ilgili doğru ve gerçekçi bilgilendirmeler yapılmamıştır. Şimdi hali hazırda birçok Roman mahallesinin kentsel dönüşüme konu edildiği, konu edilen mahalleler bakımından birden fazla projenin olduğu gibi iddialar bulunmakta ancak halkımız açık ve net bilgi sahibi olamamaktadır. Aynı süreçler Sulukule gibi Roman kültür mirası olan bir yerleşim yeri için dahi yapılmamıştır. Ayrıca Türkiye deneyiminde tahliyeler hakkında bildirim süreçleri yeterli bir süre öncesinden yapmak konusunda yerel yönetimler de ilgili diğer kurumlar da yetersiz kalmışlardır. Kentsel dönüşüm projeleri, Romanlar gibi Türkiye’nin en yoksul ve dışlanmış gruplarının yaşadığı bazı bölgelerde yürütülmektedir.
GELECEĞİ İPOTEK ALTINA ALINAN, ALTERNATİFSİZ BIRAKILAN VATANDAŞLARIMIZ
Kentsel dönüşüm projeleri ile Romanlara çok az miktarda tazminat verilmiştir. Ayrıca düşük maliyetli farklı alternatifleri içeren barınma olasılıkları sunulmamıştır. Bu zaten yoksul olan, yoksunluk içinde yaşayan Romanları daha da fakirleştirmiştir. Mahallelerini zorla boşaltan Romanların bir kısmı evsiz kalmış, bir kısmı ise önceki koşullarından daha da kötü koşullarda yaşamaya mecbur edilmiştir.
Kentsel dönüşüm projelerinin esas alması gereken ilkeler; sosyal adalet, barınma hakkı, kamu yararı ve kent planlama bütünselliğidir. Ancak günümüzde kentsel dönüşüm, bu ilkelerin değerlendirmeye alınmadığı, yoksul ve yoksun olan halkın yaşam alanı, rantın yeniden paylaşımı ve pazarlanmasına dönmüştür. Önemli olan yoksul ve yoksun olan halkın barınma hakkını ihlal etmeden, sosyal ve fiziki dokuyu yok etmeden yerinde dönüşüm projelerini hayata geçirmektir. Hakça ve adil bir dönüşüm planlaması yapılması gerekmektedir.