HDP Gençlik Meclisleri Kongresi'nde konuşan HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, 'Gençlik bugündür. Yaş ilerledikçe daha doğru karar alınır diye bir şey yok. Yaşı ileri olanların ülkeyi ne hale getirdikleri ortada' dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Dünya Ticaret Merkezi'nde gerçekleştirilen HDP Gençlik Meclisleri 1. Olağan Kongresi'nde konuştu. Demirtaş, HDP'nin önemli bir farkı olduğunu ve bu farkın gençliğin HDP'nin yüreği ve beyni olmasından kaynaklandığını ifade etti. "Gençlik geleceğimizdir" sözünü HDP olarak reddettiklerini söyleyen Demirtaş, "Gençlik gelecek için bir yatırım değildir. Gençlik bugündür. İşte bugünlerimizi inşa etmek için gençlik meclislerimizi kuruyoruz. Sizlerin alacağı kararlar, karar alma sorumluluğu, yönetim konusunda göstereceğiniz sorumluluk halklarımızın geleceğini kurmak konusunda yetkinleştirecek. 'Yaş ilerledikçe doğru karar alınır' diye bir şey yok. Yaşı ilerleyen siyasetçileri görüyoruz. Türkiye'yi ne hale getirdiklerini görüyoruz. Sizlerin alacağı kararlar karar alma sorumluluğu yönetim konusunda göstereceğiniz sorumluluklar halklarımızın geleceğini kurmak konusunda yetkinleştirecek" değerlendirmesinde bulundu.
Demirtaş, parlamentonun en genç grubuna sahip olduklarını belirtti ve "Yaş ortalamamız 46. Diğer partilerin hepsi 50 üzeri. Bu bile bizim için çok yüksek bir rakam. Daha fazla gençleştirmemiz lazım" dedi.
'KATLİAMLARLA YARATILMAK İSTENLER İYİ TAHLİL EDİLMELİ'
1995 yılında İstanbul'un Gazi Mahallesi'nde devlet güçleri tarafından yapılan katliamın yıldönümü olduğunu hatırlatan Demirtaş, şöyle konuştu: "Ne yazık ki bu katliam ne ilk ne de son katliam olmadı. Egemenlerin siyasi anlayışları, parti ismi, lider ismi değişse de bütün ülke tarihi boyunca değişmedi. Halkı kontrol altına almak için en ahlaksız yöntemleri katliam oldu. Cumhuriyetin kuruluş yıllarından bu yana 25, 38 katliamları, Ağrı, Zilan, Koçgiri, Maraş, Çorum ve bugün Cizre, Silopi'de yaşanan katliamlar. bunların hepsi aynı hat ve aynı amaç doğrultusunda gerçekleştirildi. Şunu hiç kimse unutmasın. Katliamlar, sadece anmak ve kaybettiklerimize minnet etmek, şükran duymakla geçiştirilecek kadar önemsiz değildir. Neden katliam yaptıkları ve hangi sonuçları doğurmak istedikleri iyi tahlil etmek lazım. Katliamlarla ne sonuç elde etmek istediler? Genç arkadaşlarımızın bunları iyi tartışması lazım. Mücadele yöntemi olarak Türkiye'de devlet ve siyasi irade halkı katletmeyi kendileri açısından bir hak olarak gördüler. Ne zamanki toplumsal muhalefet yükselse dikkat edin onunla siyasi mücadeleye girmiyorlar. HDP çıkışında olduğu gibi katliamı kullanıyorlar."
Demiştaş, devletin katliam geleneğinin "kontrgerilla yöntemi olan şok doktrini" olduğunu belirterek, şöyle devam etti: "Katlettikleri insanları yok etmek değildir temel amaçları. Ortaya çıkan ilk sonuçta budur ancak asıl olarak geride kalanlara yöneliktir. Sadece ortadan kaldırmayı hedefledikleri muhalif kişi ve gruplara yönelik değildir. Toplumun geri kalanının teslim almak isterler. Ve bizler bu amaca ulaşmalarını önlemek için bir tedbir alacaksak işte o zaman bu korku duvarını yıkmak katliamı boşa çıkarmanın ilk yoludur."
'AKP DARBE İLE KENDİNİ SÜRDÜRÜYOR'
Demirtaş, AKP'nin topluma önereceği bir sistemi olmadığını ve rant için bir araya gelmiş bir cenah olduğunu ifade etti ve şunları söyledi: "AKP elde ettikleri iktidar geçici olmasın diye bütün ahlaksızlara devam ediyor. Devletin gücünü parti çıkarı için kullanarak kalıcı bir devlet sistemi yaratmak istiyorlar. Her alanı, yargı, emniyet, meslek örgütleri, üniversiteler… her alanı ele geçiriyorlar. Bunun adı bütün dünyada darbedir. Darbe ile toplumu ve yönetim mekanizmalarını ele geçiriyorlar ve kendilerini sürdürüyorlar. AKP'nin Türkiye'nin geleceğinde, özgürlük ve demokrasi içinde yeri yoktur. Böyle bir parti Türkiye'nin geleceğini inşa edemez."
Ortadoğu'da halkların kaderinin yazıldığı bir dönemden geçildiğinin altını çizen Demirtaş, "Bütün emperyal güçler bizim topraklarımızda mücadele yürütüyor. Kendilerin nasıl bir pazar yaratacaklarının bütün o enerji ve su hatlarının kimin kontrolünde olacağının kavgası yürütüyor. Ve bu kavgada en çok biz ölüyoruz. Ne hazindir ki bir birimizi öldürüyoruz. Diğer bir hat ise bölgedeki gerici güçlerdir. Diktatörler, otoriter güçler kendilerin korumaya çalışıyor. Onlarda emperyallar gibi halkları yok sayıyor. Kendilere pazarlar açmak, ulusal sınırlarını genişletmek istiyorlar. Orada da biz ölüyoruz, haklar ölüyor" şeklinde konuştu.
'DEMOKRATİK SİYASETTE ISRARCI OLUNMALI'
Demirtaş, gençlik kongresinde birçok farklı kimlik ve inanıştan gencin bir araya geldiğine ve bu durumun Ortadoğu'da kurulması istenilen, önerilen modelin prototipi olduğu, bu yüzden çok değerli olduğuna dikkat çekti. Demokratik siyasetin her zamankinden daha fazla saldırı altında olduğunu söyleyen Demirtaş, gençlik kongresine, demokratik siyasette ısrar etme önerisinde bulundu ve şöyle konuştu: "Bütün gençler canından vaz geçiyor bugün. Bu oluyorsa o halk mücadelesini kazanmış demektir. Şunu hiç bir arkadaş aklından çıkarmasın. Savaş olağanüstü bir durumdur. Olağan olan savaşı bitirmek, barış içinde yaşamaktır. HDP gençlik meclislerinin bunu unutmaması lazım. Demokratik siyasette ısrarcı olmalı. Bu alan boşalırsa inanın toplumu daha fazla katletmenin önü açılacaktır. HDP Gençlik meclisleri demokratik siyasette ısrar ederek örgütlenme çalışmaları yürütmelidir. Sizler geri adım atıp 'HDP ile olmuyor, demokratik siyaset ile olmuyor' derseniz tam da arzu ettikleri şeyi onlara teslim etmiş oluruz… Ülkede, bölgede neler yaşandığı bilen gençlik sizlerin hedefi olmamalı. HDP'nin hedef kitlesi geniş ve büyük yığınlardır. Milyonlarca genç politikadan uzaktır. Kendilerine hiç bir alan açılmadığı için sistem partilerinin çarkında acımasızca öğütülüp duruyorlar. "
'YENİ OPERASYONLAR, YENİ KATLİAMLAR DEMEK'
Demirtaş, konuşmasının ardından Dünya Ticaret Merkezi önünde gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Demirtaş, hükümet tarafından bölgede operasyonların belli ilçelerde devam edeceğine dair açıklamalara ilişkin, "Yeni operasyonlar yeni katliamlar demek. Çok sayıda insan ölecektir demek. Başka türlü bir çözüm üretemiyorlar. Bunun da adına çözüm diyorlar. Geride Moğollar gibi bir yıkıntı bırakarak ilerken buna bir başarı diyorlar. Bunların hepsi rüzgar ekmektir. Şiddet şiddeti büyütüyor. Hükümetten artık tek bir kişi bile barış demeye cesaret edemiyor. Konuşarak çözelim diyen tek bir kişi yok. Hepsi saraya teslim olmuş. Hükümet kazdığı kuyuya kendi düşecektir. Dünyada hiç bir hükümet haksız bir savaşı topluma dayatarak kazanamaz. Kendi şehirlerin tankla topla yıkan hiç bir iktidar bunu üzerinden bir zafer edememiştir" değerlendirmesinde bulundu.
2 HDP'LİYE DOKUNULMASI 59 HDP'LİYE DOKUNULMASI ANLAMINA GELİR
Demirtaş, son olarak dokunulmazlıklara ilişkin bir soruya ise, "MYK'de tutum belirlenecek ama Anayasa'nın ilgili maddesi değişsin diyoruz ve bu konuda da ısrarcıyız. Vekillerin dokunulmazlığı sınırlandıralım. Bunu sınırlayalım. Yolsuzluk hırsızlık tecavüz ihaleye fesat kavuşturma suçlarına dokunulmazlık olabilir mi. Kaldıralım. Herkes mahkemeye hesabını verir. Bunu yapmayıp konuşmalarımızdan dolayı bizi linç ettirmek bütün olup bitenlerin sorumluluğun HDP'li bir kaç vekile çıkartmayı asla kabul etmiyoruz. 2 HDP'liye dokunulması 59 HDP'liye dokunulması anlamına gelir. Gerçekten suç işlese yolsuzlukla, hırsızlıkla anılsa dokunulmazlığının kaldırılması için kendi teklifi kendimiz veririz. Ama düşüncelerinden dolayı bir vekilin sınırlandırılması normal karşılayacak değiliz" şeklinde cevap verdi.