CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin geçen hafta sonu Ankara’da yaptığı kurultayın ardından ilk kez  konuştu. Sonuçtan memnun olduğunu söyleyen CHP lideri, liste dışı kalanlar için “Siyaset, uzun soluklu bir maraton. Onlarla çalışmaya devam edeceğiz. PM’de, MYK’da olup olmamaları önemli değil, bütün arkadaşlar nasıl çalışıyorlarsa, onlar da çalışacak” dedi. Her zaman demokrasiyi savunduklarını vurgulayan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: “Liste delindi delinmedi. Hiç birinden en ufak bir alınganlık duymuyoruz. Eğer biz bu ülkeye birinci sınıf demokrasi sözü verdiysek, evimizde demokrasi olduğu için bu sözü veriyoruz. Bizde lider sultası yok, asmak kesmek yok.”

SARAYI KIZDIRACAK TEKLİF

Kılıçdaroğlu’nun gündeminde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a “Diktatör bozuntusu” dediği için hakkında açılan soruşturma da vardı. Cumhurbaşkanının yetkilerini sınırlandıran bir teklif hazırladıklarını söyleyen CHP lideri, Avrupa’daki gibi yasama ve yürütme arasındaki yetki karmaşasını düzenleyen “Organ mahkemesi kurulması” önerisinde bulunacaklarını kaydetti ve cumhurbaşkanı yetkisini aştığında mahkemenin devreye gireceğini vurguladı. CHP lideri şu mesajları verdi:

“TALİMATIN TAKİPÇİSİYİM”

AHLAKI, namusu, şerefi savunmak ne zamandan beri edepsizlik oldu, senin için olabilir ama benim için değil. Talimat veriyor, ben de takipçisi olacağım. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) kadar götüreceğim bu olayı. Cumhurbaşkanlığı makamı ‘Delidir ne yapsa yeridir’ makamı değildir. Oturacaksın bunun hesabını vereceksin. Ya adam gibi tarafsızlığını korursun saygı görürsün, korumazsan sana her gün, her dakika her saniye namus ve şeref kavramını hatırlatacağım. Koro halinde bir yaylım ateşi başladı.
SARAYIN kapı kulluğunu yapan adama cumhuriyet savcısı denmez. Sanıyor ki korkacağız. Biz bu yola çıktıysak, ölümüne demokrasiyi savunacağız. Savcı da olsa, başbakan da olsa, cumhurbaşkanı da olsa… Allah’tan başka kimseden korkmayız.

“YEMİNİ GÖNDERECEĞİM”

Aslında diktatör dediğim için değil “diktatör bozuntusu” dediğim için kızıyor. Diktatör bile olamıyor. Diktatör lafını ilk Aydın mitinginde söyledim. Ne zamanki diktatör bozuntusu dedim, bozuldu. Mahkemeye TBMM’de yaptığı yeminin kasedini göndereceğim.

Bunun bir başdanışmanı var. Şeref Malkoç. O da bir başka fırıldak. Partiden partiye geçer, başka partideyken kumarbaz devlet diyordu, saraya kapağı atmış. Ahlakı, namusu savunmak şerefi savunmak ne zamandan beri edepsizlik oldu? Birinin sana haddini bildirmesi lazım.

“VEBALİ OMUZLARINDA”

7 HAZİRAN’dan bu yana 200’ün üzerinde güvenlik görevlimiz şehit oldu. Şehir merkezleri silah deposu haline getirilirken vali ve kaymakamlara “Sakın dokunmayın” talimatını veren iktidar sahiplerini hiç mi sorgulamayacaksınız. Şehitlerimizin vebali onların omuzlarındadır. Kanları alınlarındadır.

Uzman er ve erbaşların asgari ücrete endeksli maaşları memur maaşlarına endeksli olacak. Böylece er ve erbaşlar asgari ücrette yapılan artıştan faydalanamayacak. Sen nasıl olur da bunların aylıklarına göz dikersin? Uzman er ve erbaşlara sesleniyorum, davanızı Anayasa Mahkemesi’ne taşıyacağız.

Kaynak: sozcu.com.tr / Başak Kaya