Spor Toto Süper Lig'de 2015-2016 sezonunun şampiyonu Beşiktaş'ın teknik direktörü Şenol Güneş, Trabzonspor'un yöneticilerinden merhum Kenan İskender'in kabrini, ardından da takımın eski teknik direktörlerinden Ahmet Suat Özyazıcı ve eski kulüp başkanlarından Özkan Sümer'i ziyaret etti.

Kabir başında bir süre dua eden Güneş, gazetecilere yaptığı açıklamada, İskender ile uzun yıllara dayanan ağabey-kardeş ilişkileri bulunduğunu belirterek, "Kenan ağabey, yöneticilik döneminde Trabzonspor için cansiperane çalıştı. Takıma sahip çıkan, kulübü her zaman işinden, ailesinden önde tutan biriydi. Biz de öyleydik. Bazı arkadaşların ağır eleştirilerine rağmen önceliği hep Trabzonspor'u büyütmekti." dedi.

Güneş, daha sonraki yıllarda Kore'ye ve diğer takımlara gittiğini anlatarak, "Yine o başarılı olmamı istiyordu ama hep doğru, ilkeli, düzgün bir iş yaparak başarılı olmamı istiyordu. Sağduyulu, her zaman verdiği mesajlarla bilgilerle hata yapmamı engelleyen bir kişiydi. Beni etkileyen bir insandı. Hayatımdaki özel insanlardan biriydi. Onun için ben bugün onunla konuşmaya geldim. Aramızdan ayrıldığını da düşünmüyorum, o her zaman yanımızda." diye konuştu.Saha sonucu ile gündemde olan olayı İskender ile paylaşmak istediğini dile getiren Güneş, "Beşiktaş gibi büyük bir camiada görev yaptığım için Süleyman ağabeye de gittim. Onun da benim üzerimde emeği var." ifadelerini kullandı.

Güneş, kupayı alınca sevindiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:"2010-2011 tartışılan, zaman zaman buradaki bazı arkadaşların da haksız eleştiri yaptığı bölüme de cevap vermek istiyorum. Şike süreci hiç gündeme gelmeden ben bir toplantı yapmıştım. O takımın başında bendim ve orada ne söylediklerim belli ve bugün de değişen bir şey yok. O zamanki hak ettiği kupayı almayan Trabzonspor'un, benim üzerimden speküle ederek kendi haklarını araması doğru değil. Bugün itibarıyla da şunu söyleyeyim, ben şehrimi ve Trabzonspor'u seviyorum ama Beşiktaş beni karşılıksız seviyor, gittiğim ilk günden beri sahip çıktı, orada da mutluyum şu anda."

Güneş, daha sonra Trabzonspor'un eski teknik direktörlerinden Ahmet Suat Özyazıcı'yı Beşirli Mahallesi'ndeki evinde ziyaret etti. Çeşitli sağlık sorunları bulunan Özyazıcı'nın durumuyla ilgili bilgi alan Şenol Güneş, geçmiş yıllarda yaşanan olaylar üzerine sohbet gerçekleştirdi.

Güneş, her şeyi Özyazıcı'dan öğrendiğini belirterek, şunları kaydetti: "Allah razı olsun Suat ağabey, Özkan ağabey bunlar bize varlığı ile çok katkı yaptı. O dönemler benim için tekerleğin bulunmasıyla arabanın modern hale getirilmesi gibi. Onlar tekerleği buldu, bana göre asıl icat önemli. Trabzon futbolu için bir milat onlar, çok büyük katkı yaptılar. Kendi bilgilerini oyuncuya, antrenöre aşıladılar. Biz de onların bilgilerinden nemalandık. Suat ağabeyin tarzıyla Özkan ağabeyin tarzının ortasını almaya çalıştım. Ben her ikisi ile oldum, biri kuzey ise biri güney, biri sıcak ise biri soğuk, ben ılık suda gittim, tam ortada oldum. Trabzonspor'un son şampiyonluğu 1984 yılında Suat ağabeyin dönemindeydi. Dün tesadüfen sabahleyin bir kanalda Beşiktaş'ın kupa törenine denk geldim. Trabzonspor'un son şampiyonluğunu da gösterdi, balıkçı motoruyla Trabzon'da sahilde gezmiştik. Şimdi yatla gezdik, aradaki fark o, ikisinde de denizdeydik yine."

Şenol Güneş, bordo-mavili takımın eski teknik direktörlerinden ve kulüp başkanlarından Özkan Sümer ile de Beşirli Mahallesi'ndeki bir iş yerinde bir araya geldi. Sümer, Güneş'i kutlayarak, "Çok zor dönemler yaşıyoruz. Senin başarıların bizim üzüntülerimizi hafifleten bir neden, gerekçe. Şenol Güneş'in ne olduğunu Bursa'da, Beşiktaş'ta somut şekilde ortaya koyan bir sonuçtu. Bu anlaşılması net bir şey ama sadece anlayan anlar, biliyorsun. Çok çok güzel bir sezon." dedi.

Güneş, Sümer ve Özyazıcı'nın bu işin okulu olduğunu ifade ederek, "Ben her ikisinden de çok değerli şeyler aldığımı düşünüyorum. Hem sizi hem Trabzon'u hem kendimi temsilen iyi bir iş yaptıysam mutluyum, gururluyum. O yönden önce sizlere teşekkür ediyorum. Kendi adıma da şöyle mutluyum, vicdanen rahatım, oyuncu yönetiminde de bazı şeyler öğrendim hem de yarışmayı öğrendim." diye konuştu.

Trabzon'da da bu işi yaparken şehrin gelişmesi, yarışta önde olması için çalıştığını vurgulayan Güneş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Siz başkanlık, antrenörlük yaptınız aynı zamanda taraftarlık yapıyorsunuz. Nedir? Trabzonspor'un başarısızlığı sizi üzüyor, herkesi de üzer. Önemli olan ilkeli, prensipli, doğru yolda giden kulüpler olmamız gerekir. Özellikle Trabzonspor'un yapması gerekir çünkü onu yaparak başarılı oldu, siz de içinde bulundunuz. Zaman zaman bizi eleştirdiniz, gergin bir takım davranışlarımız oldu. Neydi amacınız? Bizim, oyuncuların daha iyi olmasını, kulübün daha iyi olmasını sağlamak. Kendi adınıza yapılan bir şey değildi, o yüzden saygınlığınız hep benim gözümde duruyor. Kupayla ilgili gelmedim, yılların teşekkürünü size sunmak istiyorum, çok teşekkür ediyorum. Uzun yıllar sonra bana bu imkanı vermek için katkı yaptınız."

"Benim de en büyük zenginliğim saha sonucu başarısından çok, bıraktığım izlerdir" diyen Güneş, şunları söyledi: "Ben sadece Türkiye için değil, Kore'de de bunları yaşadım. Bir yabancının da bana sevgiyle saygıyla bakmasının sebebi o futbol kültürünün, insan sevgisinin çok olmasından kaynaklanıyor. Yoksa saha sonucu itibarıyla tabii bir göstergedir ama dün itibarıyla Seul'ün başkanının, patronunun arayıp beni tebrik etmesi benim için çok önemli. Buradaki de beni aramasa bile benimle beraber seviniyor ama bir yabancının da sevinmesi güzel. İlginçtir orada maçlar benim doğum günüm olan haftaya denk gelirse hala kutlanıyor. Bundan güzel bir şey var mı? Futbolun bu tarafını seviyorum."

Güneş, başarının önemli olduğunu ancak bir süre sonra unutulduğunu anımsatarak, şunları kaydetti: "Geçen sene Galatasaray üç kupa aldı, bu sene bir sürü sıkıntı ile uğraşıyor. İyisi de kötüsü de geride kalıyor. Tabii kazanmak, emeğin karşılığını almak güzel bir şey ama orada takılıp kalmamak lazım. Devamlılık ve doğru işler yapmak önemli. Buradaki hocaların yaptığı oydu zaten. Doğru ilkeler, planlar, projeler olduğu zaman, sen çalışmanı iyi yaptığın zaman o mutlaka yerini bulur. En kötü anlamda ilahi adalet yerini buldurur. Siz haksızlığa uğrayabilirsiniz, yanlışlık yapabilirsiniz ama onlar mutlaka yerini bulur. Yeter ki siz orada ısrar edin, eğer ki doğrularınız varsa. Yanlışta ısrar ettiğiniz zaman alacağınız günlük başarılar sizi daha büyük tehlikeye atar. Bunun da örnekleri var. Ben aşağı yukarı 48 senedir bu işin içerisindeyim. Bu oyunu okuma işini nihayet öğrendiğimi düşünüyorum."