programına konuk oldu. Başkanlık dönemi boyunca Galatasaray'da yaşananlara dair önemli açıklamalarda bulunan ve merak edilen soruları cevaplayan Aysal, 25 Ekim'deki Olağanüstü Kongre'de yeniden başkan adayı olmayacağını açıkladı...
Başkan Aysal, "Benim daha önce bahsettiğim Galatasaray Global projesi var. Tüm masraflarını ben üstleneceğim ve görevdeki yönetime hediye edeceğim" şeklinde konuştu.
"Benim tüm ailem Galatasaraylı" diyen Aysal, "Hepsi devam etmemi istiyor. Ancak söylediğim dört ana sebep benim bu kararı almamı sağladı. Cemal Nalga olayında o zamanki başkan sayın Adnan Polat bu mesajı alsaydı sonrasında tatsız, ibrasız olaylar yaşanmayacaktı" şeklinde konuştu.
İşte Aysal'ın açıklamalarından satırbaşları...
"GEÇEN SENE DE 8 PUAN KAYBI"
"Geçen sene de 8 puan kaybıyla başladık. Bu sene 5 puan kaybımız var. Geçen Florya'yı ziyaretimde oyuncularla ve teknik kadroyla konuştum . Tamam ama sezonu şimdi başlatıyorsunuz. 0'lanmış olarak sezonu başlatalım dedim. Umarım bu mesajı tam olarak aldılar ve umuyorum taraftarımıza güzel neticeler hediye edecekler."
"TEPKİLERİ HOŞ GÖRMEK LAZIM"
"Oyuncularımızı kıymetini bilmemiz lazım. 90 dakika sahada ter döküyorlar ve en iyisini vermeye çalışıyorlar. Form ve konsantrasyon düşüklüğü olabiliyor. Taraftarlarımız hep zaferlere alıştığı için, sükutu hayale uğruyorlar ve ani reaksiyolar oluyor. Bu tip tepkilere çok aldıkmamak lazım ama bu yaşlarda çok çabuk etkilenebiliyorlar. Moral yıkıntısı yaşanacak olaylar değil. Taraftarların bu tip tepkilerini hoş görmek lazım."
"BANA DA İSTİFA DİYE BAĞIRDILAR"
"Sneijder de 2 maç üst üste kötü performans gösterirse aynı tepkiyi görür. Taraftarlardan isteğim daha toleranslı olmaları. Üstlerine böyle menfi bir şekilde etkileniyorlar. Bu gençliğin DNA'sında var. Kayserispor maçında yenildik ve taraftarlar bana istifa diye bağırdılar. Ben etkilendim. Taraftarların başarıda ve başarısızlıkta ciddi katkıları var bunu görmek lazım."
"EN İYİ KADRO G.SARAY'DA"
4. yıldız bu sene çok değişik bir ambians getirdi lige. Oyuncularımın bundan etkilenmemesi mümkün değil. Bu yavaş yavaş pozitif bir havaya, daha güzel maçları seyretmemize sebep olacaktır. İyi tarafından bakmak istiyorum. Şu anda en ufak bir endişem yok, takımın sene sonu başarıları yönünden. En zengin ve en iyi kadroya sahip takımız. Buradaki sorunumuz kaliteden ziyade sayımızın çokluğu. bence hem hoca yönünden bu bir handikap oluşturuyor, oyuncunun hepsini mutlu etmesi için herkese fırsat verme zorunluluğunu istiyor. Bu da değişik kadroyu sahaya sürmeye onu itiyor. Hocamız standart bir kadroyu seyircilerin önüne getirecek. Onda bir form eksikliği varsa o kadroda bir değişiklik yapacak.
"HOCANIN İSTEMEDİĞİ OYUNCU ALINMAZ"
"Tahmin ediyorum Prandelli, bu süreci hızla aşacak. Benim dönemimde, 40 ay içinde hocaların istemediği hiçbir oyuncu alınmamıştır.Listeleri onlar verir, kendi önerilerini kendileri verirler. Müzakereler yapılır, ben onaylarım ve transfer yapılıyor. Hoca bir oyuncuyu oynatmam diyorsa, öyle bir transfer katiyen yapmayız. Hiçbir yönetici de böyle bir riski alamaz."
"AYRILIK DURUMUNDA PARA SORUN OLMAZ"
"Prandelli ile her zaman iki taraf da istemediği koşulda yolları ayırabilir. Cezai bir şart yok. İlk Fatih hocayla anlaşma da böyleydi, Mancini de böyleydi. Prandelli de böyle. Prandelli de ben de gönül adamıyız. Prensipler üzerine konuşuyoruz. Ayrılık durumunda para sorununun olacağını sanmıyorum. Prandeli'nin bir kredi dönemi var. Şu an o kredi dönemi içinde. Başarı değerlendirmek için şimdi çok erken."
AYRILAN YÖNETİCİLERLE PROBLEM VAR MI?
"En zor olan beşeri ilişkiler. İnsanları tanımak ve beraber yaşamak. hepimiz bu kulüplere hizmet ederken gönül bağıyla hizmet ederek paylaşıyoruz. Yönetim kurulu bu kişileri bir araya toplayan, kulüplerin yaşayan odağı. Bazen hoşnutsuzluklar, ikili ilişkilerde sürtüşmeler oluyor. Burada yanılabiliriz. Bazen seçimler beklentilerinizin ötesinde olabilir. Bunlara aldırmadan işinize bakmanız gerekir. 1. yönetimde çok iyi arkadaşlarım vardı, çok iyi çalıştık ve dostane ayrıldık. Bu dostane ilişkilerimiz devam ediyor. Şu anda yayını yapan arkadaşımız ısrarlı bir şekilde bu ismi vermiyor, bilmek dahi istemiyoruz. Günahı ve vebaliyle tüm arkadaşlarımı sevgiyle anıyorum. Bazen iyi şeyler yapıyoruz, bazen de yapamıyoruz."
ENGİN VE EBOUE NEDEN YOK?
"Engin'in sorunu ayrı. Engin neden kadro dışı kaldığını basına anlatarak doğrulamış oldu. Engin büyük takım oyuncusu olmadığını da kanıtladı bana göre. Eboue tamamen fiziki durumundan kaynaklanan sebeplerden oynatılmıyor. Düştüğü vakit kalkmayan. Çok sık düşen bir savunma oyuncusu, siz de biliyorsunuz. Savunma oyuncusu kalkamıyorsa, her düştüğü vakit kalkamayıp gol oluyorsa düşer. Hoca da bunlara bakarak kararını verdi."
MELO'NUN ALDIĞI CEZA
"Tedbirsizlik olarak görüyorum, bilinçli olmadığını düşünmek istiyorum. Hiç bir futbolcunun kulüp başkanına böyle laflar söylemesi kabul edilemez. Galatasaray mevzu bahis olduğu zaman TFF en ağır cezayı vermiştir. Bu bizim tarafımızdan normal karşılanan bir davranış olduğu için ayrı bir açıklama yapmayı lüzum görmüyorum. Bu bir temaşa sanatı tiyatro gibi. Futbol da böyle. Toplumun ve büyük camiaların zevkle seyrettiği, iyi maçlar seyretmek istediği ve bunun için büyük paralar harcağdığı dönemdeyiz... Üçlü çektirmek igibi onları eğlendirecek davranışlar bu tip şovlarda normal. Sabri de üçlü çektiriyordu. Melo üçlü çektirirken iyi, Sabri çektirirken kötü diyemeyiz. Çifte standart yapamayız."
"VOLKAN'İ İZLEDİK, EMRE VAR..."
"Diğer kulüplerde de bu tip oyuncular var. Volkan'ı izledik demin önce. Emre Belözoğlu'nun davranışlarını da görüyoruz neler yaptıklarını. Neden Melo. Hep bir oyuncu üzerinden gitmek bana haksızlık olarak görünüyor. Ben disiplinsiz davranışlar hoşgören... Bir oyuncunun bu kadar üzerine gidildiği ve her hareketinin incelenip kasıtlı olarak üzerine gidildiğini görüyorsam, buna karşı tedbirli yaklaşmam gerekir. Tahrik ederseniz bu tip şeyler oluyor. Melo'ya benim verdiğim mesaj şuydu, sakin ol tahriklerden kaçın, kabiliyetinle sahada kalmaya çalış. Melo gerektiği tercübeyi edindi bizim sahalarımızda."
TERİM'İN AYRILIĞINDA YAŞANANLAR...
"Benim Fatih hocaya bir kırgınlığım var ama nefret düzeyinde değil. Ayrılma düzeyinde sorduğum soruların cevabını alamdım. Bunu imzalanmış bir kontratla televizyondan seyrettim. Milli takımda mı Galatasaray da mı oynamak istiyorsun dediğimde. TFF başkanını aradım ve görüştüm, sınırlı olarak 4 yıl hocamız oynayacak dedim. Bu sadece 4 maçlık dönem içindir. TFF başkanı da bana biz böyle konuşmamıştık. Ben bu olayı bir kere daha düşüneyim dedi. Telefonu kapattım uçağa atladım güneye indim. Güneye tekneme gittim ve televizyonu açtım, herkesin önünde kravatlar sözleşme imzalanıyordu. Ondan sonra ki dönemde de herhangi bir diyaloğumuz olmadı. Bu diyalogsuzluk da yönetim kararıyla noktalandı. Ben artık konrat noktasına geldiğinde olayı en son öğrenen ben olduğumu gördüğümde üzüldüm."
"CEO'MUZ FLORYA'YA GİTTİ VE..."
"Bizim CEO'muz Florya'ya gitti bir gün evvel. Diyalog kopukluğu var, gel başkanla konuşacağız dedi. Bana gösterilen adres, şu anda vaktim müsait değil. Müsait olduğumda ben ararım ama asistanımla görüşebilir isterse dedi. Benim hocayla her zaman ilişkilerim iyiydi. Onunla ayrılma gibi bir planım hiçbir zaman yoktu. 2 sene başarılı bir şekilde geçirmişiz. 3 seneyi niye geçirmeyelim. Mevsim başladıktan sonra yeni bir hocayı oraya monte etmek biizm için büyük bir riski. Kafası çalışan bir yönetici bu riski almazdı, ben de almadım doğrusu. Fatih hoca bana kimseyi şikayet etmedi. Bana hiç şu yönetici kötü, bu iyi demedi."
SMS'LER NASIL ORTAYA ÇIKTI?
"Türkiye'de hiçbir şey gizli kalmıyor. bu mesajları kimseye göndermedim ve vermedim. Benim telefonum her zaman ortada. Toplantıya girerken dışarı bırakıyorum. Bu mesajları göndermek benim lehime değildi. Bugün bile anlam veremediğim bir olaydı."
"ALİ DÜRÜST'E 'EKİP KUR' DEDİM"
"Seçime giderken Ali Dürüst'e sen git ekip kur, destek verelim dedim. Bugün de ilişkilerimiz çok iyidir. Demirören'le Fatih hoca hakkında yaptığım tek ve son konuşma, Fatih hocayla Florya'da beraber oturduğumda yaptığım konuşmadır."
"DİVAN KURULU'NU RENCİDE EDİCİ BULDUM"
"Ben bunu rencide edici buldum. Şahsıma yönelik hazırlanmış olağanüstü divan kongresi olarak aldım. Ben tamamen değişik konulardan bahsetim ve ileriye dönük 3 önemli projemi anlattım.. Bunu genel kurula getirip onay talep edeceğimiz söyledim. Benden sonra divanda tartışmalar olmuş. benden sonra olağanüstü divan karar almş.. Bu ancak zor ve endişe verici durumlarda olur. Bu olay 4 sene evvel olduğu vakit. O zamanki başkanımız aynı mesajı alsaydı, o da hemen seçime giderdi. Ben bu mesajı tam olarak aldım, seçime gitmemin sebebi de divan kurulunda aldığım reaksiyonlar bir mesaj. Ben ciddi adamım, aldığım her kararda ciddiyimdir şaka yapmam. Mesajı net alırım ve net verirrm. Ertesi gün de yönetim kurulunda böyle bir kararı aldık. Bu bardağı taşıran damlaydı. Ligler başladığından beri ciddi medya saldırısı var. Bunların çoğu yanlış bilgiye dayalı saldırılar. Bu saldırıya camiamdan da gelenler var. Bu iş sonunda aile fertlerine kadar uzamaya başladı. Bu bir Galatasary başkanı olarak haysiyet kırıcı bir durum. Üçüncüsü zaten benim aylardan çektiğim, mesaj verdiğim haklinde duyuramadığım Türk sporunda genel bir problem var."
"BAŞARISIZLIK HERKESİNDİR"
"Ben taraftarımın desteğinden, genel kurulun desteğinden endişelenmiyorum. Divan kurulunun bana verdiği mesajlar çok önemli. Onlar benim istişare kurulum. Onlardan çıkan sesleri ihtar olacak kabul etmeliyim. Bu en son olayı duymazdan gelmem mümkün değil. Önemli olan başkanlık sistemi. Başkan ya başarılı ya da başarısızdır. Başarısızlığı yönetime atarak onların arkasına sığınmam. Başarısızlık herkesindir."
"TÜZÜĞE UYMAK ZORUNDAYIM"
"Olağanüstü divan kurulunu çağıran isimlerin başında Hayri Kozak var. Başkan bugün devam ediyor diyorsa birinci söyleminde ters düşüyor. Samimi bulmuyorum onu. Bizim tüzüğümüzün 93. maddesi. Bir yönetim kurulu ve başkan ve istifa ettiği vakit en geç 1 ay içinde seçime gider. Tüzüğe uymak zorundayım. 1.5 önce yapılan seçim de baskılı değildi. Herkes aynı haklara sahip. Bugün Alp Yalman'ın kurmuş olduğu ekip böyle bir sorunla karşı karşıya olsaydı böyle bir sorunla karşılaşmazlardı. 2 Ekime kadar bu imzaları toplarlar, ekiplerini kurarlar ve böyle bir sorunla karşılaşmazlar."
"ALP YALMAN'IN EKİBİ TECRÜBELİ"
"Alp Yalman ve ekibi tecrübeli bir ekip. En son divan kurulunda konuşan, tüm divan toplantılarına çıkıp bizi kritik eden isimler var... Sedat Doğan var. Tahmin ediyorum ki, başarılı yönetimler kurarlar. Galatasaray cazibesi olan kurum. Burayı yönetmek isteyecek çok kaliteli adaylar çıkacaktır. Benim kararım belirleyici olabilir. Alp Yalman tecrübeli bir yönetici."
VERGİ BORCU VAR MI?
"Öyle bir şey yok. Sedat Doğan hukuk kısmına baktığı için mali işlerden çok bilgili değil. Ya da sürçü lisan olmuştur. Ödenmemiş bir vergimiz yok. Bizim vadeye ve takside bağlanmış taksitlerimiz var ve bunları ödüyoruz. Tüm şirketlerde böyledir. Taksitli borçlarınızı ödemezsiniz ödenmemiş vergi olur. Galatasaray'ı borçlandırdı gitmek istiyor onun için gidiyor diyorlar. Geldiğim zaman 328 milyon dolar borç alacak. Bugün aynı borç bende duruyor. Ben 3.5 yıl boyunca 84 milyon dolar faizlerini ve kur farkını ödedim. Bugün ne aldıysam o borcu artırmadan kucağımda ... Bugün Galatasaray'ı borcu almakla kalmayıp, kulübün 2018'e kadar isim hakkını tahsil etmiş ve onu harcamıştı. Ben 3 sene içinde bu paraları kullanamadım. Forma reklamının parasını, ilk sene kombineni.. Çöle geldim ve o çölde su aramak zorunda kaldı.. Sermaye artışı yapmak zorundaydık. 3. artışta herkes ayağa kalktığı için hükümet bunu reddetmek zorunda kaldı. Bu kabul edilseydi mevcut borç 70 milyon dolar aşağıya inecekti. Uygulamanın yanlışı yoktu. Bu konuyu denetleyen devlet kurumları var. SPK kulübümüzde 365 gün oturdular, bir aksilik olmadığı kararı aldılar. Biz öyle bir şey olsaydı caza alırdı ki ama alnımızın akıyla çıktık bu işten. "
"ADAY OLMAYACAĞIM"
Taraftarımıza ve genel kuruluma bana desteği için teşekkür ederim. 40 ay oldu, bir ayım daha var. Az evvel size 4 konudan bahsettim. Bu işleri göndermezden gelemem. Medyanın bana olan davranışı, divan, benim tek başıma halledemediğim, Türkiye'deki bağımsız kurumları, federasyonlar beklenti dışındaki şeyler yüzünden başkanlığa devam etmemin camia tarafından faydası olmayacağımı düşünüyorum. Bundan dolayı 25 Ekim'deki seçimde aday olmayacağım. Galatasaray'dan kopmam mümkün değil, destekleyeceğim bir ekip oaclaktır. Galatasaray için bambaşka bir projedir. Galatasraay global projesidir. G.Saray markasının tanınması, Avrupa'da yaşaması ve devamlılığını sürdürmesidiri. Kulüpten her hangi bir para almadan bu projeyi sonraki yönetime hediye edeceğim.
"ALİ DÜRÜST ADAY OLACAK MI?"
"Ailem devam etmemi istiyordu. Aldığım mesajlar bu kararı almam doğrultusunda beni yöneltti. Geçmiş dönemdeki hataları yapmak istemiyorum. Önümüzdeki günlerde bakacağız, şu anki aday iyi bir aday. İyi bir yarış olmasını diliyorum. Kim seçilirse seçilsin, benimle diyalog kurmayı isterlerse yardımcı olurum.. Başkan olarak aday olmadığını söyledi Ali Dürüst. Böyle bir görevi yüklenemem dedi. Başka bir pozisyon olursa güveneceğim bir ekiple çalışırım dedi. Süren de düşünmediğini söyledi. Benim başkan olmamda İnan Kıraç'ın bir etkisi yok. Sadece bunu bir televizyon kanalında açıklamasıyla ihale onun üstüne kaldı. "
"KAPICI BİLE OLURUM"
"Ben hayatımdan son derece memnunum. Bu iş o kadar ağrıma gitti ki. 3 Temmuz sürecinde olan olaylar. Burada işler çözülecekse kapıcı bile olurum. Kimseden talimat almayan kurulların sporu ve futbolu yönetmesini istiyorum. Bu tabii hakkımız. Ben işimi bırakarak 40 ay Galatasaray için çalıştım. Tek istediğimi hakkaniyetli bir yönetim. Gelmiş geçmiş tüm hocalarımdan menunum. Türk sporunun içinden geçtiği bu dönemden çok rahatsızım. Devam etme halim kalmadıysa bunun başlıca sebeplerinden birincisi budur... Haksızlık temellerine üzerine kurulu bir spor olmaz."
"AVRUPA'DA BAŞARI MUCİZE OLUR"
"Futbolda ilk defa bir play-off yaşadık. 3 Temmuz dolayısıyla suni bir yabancı kısıtlaması doğdu. Türk sporunun Avrupa'da temsil etme değeri düşürüldü. Biz Avrupa'da başarı yaratırsak mucize olur. Diğer futbollar 11 oyuncuyu sahaya sürerken, tüm oyuncuları yerli statüsünde oynatırken biz 5 oyuncumuzu kullanıyoruz ve diğerleri antrenmansız kalıyor. "