Burcu ORAL EVREN | RÖPORTAJ | KARŞI GAZETE
Yatağa mahkum, yürüyemiyor, evden dışarı çıkamıyor. Toplumun en sessiz çoğunluğunu oluşturanlarından sadece biri. Yüzde 95 engelli... Kas erimesi hastalığı var... Diyarbakırlı... 21 yaşında...Adı Şehmus...
Öyle çok büyük hayalleri yok. Belki de insan sıkışıp kalınca dört duvar arasına, hayalleri de öyle çok büyük olmuyor... Yaşayan bilir derler ya aynen öyle... Ya da dile getirmeye korkuyor isteklerini,
"alçakgönüllü dilekler" diliyor...
"BABANIN TARLASI VAR..."
Onun da en büyük hayali bir
PlayStation idi... İki kez Meclis Dilekçe Komisyonu'na başvurdu. İlkinde hayır cevabı aldı. Yılmadı! Bir kez daha başvurdu. Yine aynı cevap: "
Babanın tarlası var, yardıma muhtaç değilsin!"
Doğru ya... 7 kardeşler... İkisi aynı hastalık nedeniyle hayatını kaybetmiş... Biri evlenmiş, gitmiş...
"BABASININ TARLASI VAR, 270 BİN TL DE BORCU"
Babasının tarlası var... Ve 270 bin TL borcu... Bir de kalça protezi, bel fıtığı nedeniyle 4 yerden ameliyatlı bir beli... Tarlaya güç bela girip, üniversitede okuyan
iki erkek kardeşine ve
kendisi gibi kas erimesi nedeniyle evden çıkamayan 12 yaşındaki kız kardeşine bakıyor o baba...
İşte o
'tarla' nedeniyle PlayStation talebine olumlu yanıt vermiyor Meclis, Şehmus'un... Çıkamadığı odasında geçmeyen vaktini,
-biraz oyunla- geçirmek istemişti ama geçiremiyor...
Keşke mal varlığıyla birlikte, borç varlığını da araştırsalarmış... Ama kısmet işte...
"DUYARLI BİR OKURUMUZ HABERİMİZİ GÖRÜNCE..."
O dilekçe komisyonu kararını Karşı Gazete olarak biz haber yaptık...
"Engelli gencin hayali yine gerçek olmadı" diye de başlık attık.
Ama iyi insanlara dair anlatılanlar var ya... Genelde şehir efsanelerini anımsatır dinleyenlere... Bu kez öyle küçük bir hikayeye tanık olduk...
Duyarlı bir okurumuz haberimizi görünce Şehmus'a yardım etmek istedi... Biz de arayıp, adresini aldık Şehmus'un...
Sonra belki de bir rafta, eskiyerek, bir kez daha kullanılmayı bekleyen bir PlayStation, İstanbul'dan Diyarbakır'a gitti... Gitti ve Şehmuz'un
- çoğu kez evden çıkamadığı için - hapishaneye benzettiği, odasına dünyanın taaa öbür ucundan oyunlar girdi...
Nasıl oldu, devamını Şehmus anlatsın:
"ÖNCE BENİMLE DALGA GEÇİYORLAR SANDIM..."
"Telefon çaldı birgün... Kemal Kurumahmut ( Karşı Gazete Genel Yayın Yönetmeni). 'Karşı Gazete' dedi... Beni aradı, bana PlayStation hediye etmek isteyen biri olduğunu söyledi...
Ümitlendim, inanılmaz mutlu oldum önce... Ama sonra şüphelendim
'acaba bana şaka mı yapıyorlar, benimle dalga mı geçiyorlar' diye. Çünkü daha önce dört defa bunu yaşadım.
Dalga geçtiler benimle, hem de kendi arkadaşlarım... Aradıkları numarayı araştırınca kim olduklarını anladım, çok üzüldüm. O günden beri de görüşmüyorum onlarla...
"TEK HAYALİMDİ... GERÇEK OLDU..."
Ben çok yere yazdım ama adam yerine koyup, cevap bile vermediler... Bütün gün evde oturuyorum, canım sıkılıyor... Sağolsunlar bu
PlayStation geldi... Allah razı olsun... Tek hayalim gerçek oldu... Bunu bana gönderen
Coşkun Bey'e çok teşekkür ediyorum. Konuştum kendisiyle, çok hakikatli bir adammış... Kendi maddi durumu da öyle çok iyi değil ama kendi PlayStation'ını hediye etti bana. Çift kollu, hem soğutucusu da var. Oyunlara da para vermiyorum öyle çok... Yüklüyorsun, oynuyorsun...
"UNUTMAYACAĞIM ÖMÜR BOYU"
Ona çok dua ettim, unutmayacağım ömür boyu... O benim canım sıkılmasın diye kendi durumuna rağmen bunu bana hediye etti. Çok sağolsun... Dile getiremiyorum duygularımı ...
"BAYRAM HARÇLIKLARIMLA AKÜLÜ SANDALYE ALDIM, HALA BORCUM VAR"
İşte böyle sıkıntılı bir günde geldi PlayStation... Benim vakit geçirmemi sağlıyor, bazen de kitap okuyorum hayat böyle geçiyor...
Yeni bir akülü sandalye aldım... Onun borcu var, onu da kapatmaya çalışıyorum... Onu alana kadar hiç dolaşamıyorum. 5 bin TL ye aldım yaklaşık 2900 lirasını Devlet karşılıyor, diğer bölümünü ben karşılıyorum. Bayram harçlıklarım vardı o para ile ödedim bir kısmını. Yaklaşık 900 TL eksiği kaldı...
21 yaşındayım, hayata yenilgilerle başladım, sevdiğimi de kaybettim zaten para yüzünden...
"SEVDİĞİMLE BAŞLIK PARASI YÜZÜNDEN EVLENEMEDİM"
Başlık parası yüzünden kaybettim... Evlenecektim, 7 bin TL istediler. Ama 3 bin TL'sini ödedim, sonrasını veremedim... Aydınlığımı karanlığa çevirdim... Sonra karanlığımı, aydınlığa çevirdim ama olmadı... Çamurlu yollarda kayboldum, bir türlü yolumu bulamadım, yol gösteren de olmadı... Vermediler sevdiğimi... 3 bin liramı da geri alamadım.
Bir yıldır da bir de bu sıkıntıyı yaşıyorum. Başbakanlığa binlerce mail attım, hiçbiri yerini bulmadı. Suya atılan taş gibi, hiç geri gelmedi... Yalçın Akdoğan'ı bile aradım, not bıraktım sekreterine ama geri dönüş yapılmadı...
"AH BİR ASANSÖRÜMÜZ OLSA..."
Şu an tek bir ihtiyacım var o da bir asansör. Evimiz iki katlı... Benim bir arkadaşım var bazen beni aşağıya indiriyor ama bazen aylarca dışarı çıkamıyorum.
12 yaşındaki kız kardeşim hiç inemiyor... Babam kalça protezi olduğu için bizi taşıyamıyor... Annemin zaten gücü yok. Belki bir asansör olsa, kimsenin yardımına muhtaç olmadan dışarı çıkabiliriz... Kardeşim sürekli evde hapis, okuma yazması da yok. Evde oynuyor ama her gün dışarı çıkamadığı için ağlıyor...
"KİMSE BENİ ADAM YERİNE KOYMUYOR"
Bir de Başbakan Davutoğlu ile görüşmek istiyorum. Acaba gerçek olur mu? 25 Ocak'ta Diyarbakır'a gelmişti il kongresine. Korumalar beni zorla dışarı çıkardı. O soğukta dışarda kaldım. Çok zoruma gitti. Eve geldim, 4 gün boyunca hasta yattım. Üzülüyorum... Kimse beni adam yerine koymuyor..."
KARSIGAZETE.COM.TR