KARŞI GAZETE | RÖPORTAJ
Ardı ardına gelen
'sanatçıya baskı' haberlerini, kendisi de benzer uygulamalarla karşılaşan
oyuncu- rejisör Tuncer Yığcı, Karşı Gazete okurları için değerlendirdi...
SANATÇILARA SEÇİM ÖNCESİ SİSTEMATİK BASKI...
Zeki Alasya'nın ölümünün hemen ardından hakkında çıkan olumsuz haberler, tiyatro sanatçısı Levent Üzümcü'nün İstanbul Şehir Tiyatroları'ndan ihracı için başlatılan soruşturma,
baba- oğul Gökçeklerin, Tarık Akan hakkında suç duyurusunda bulunması...
Can Yücel'in oyunun Edirne Valiliği tarafından yasaklanması...
Fazıl Say'a baskının Katar'da devam etmesi... Sansür nedeniyle iptal edilen film festivalleri... Ve tüm bu gelişmelerin arka arkaya yaşanması...
Tüm bunlar hakkında sanatçı Tuncer Yığcı, ne düşünüyor?
"BU İKTİDARIN SANATA YÖNELİK YASA YAPMA GİRİŞİMLERİ, DÜPEDÜZ VANDALLIK!"
"Hayatında tiyatroya gitmemiş, opera bale nedir bilmeyen, müziği gürültü olarak algılayanların iktidarını yaşıyoruz. Bu sanatlardan habersiz insanların dönüp bu alanları düzenlemeye kalkışmaları, yasa yapma girişimleri düpedüz vandallıktır. Yasaklama olsa olsa bu yıkımcılığın en uç noktasıdır.
"SANATÇILARIN BU ZİHNİYETLE SAVAŞI YÜZYILLARDIR DEVAM EDİYOR..."
Biz sanatçılar onları çok iyi tanıyoruz. Kendileriyle savaşımımız yüzyıllardır devam ediyor. Hep kazandık. Bunu da bilmiyorlar. Yıkımcıların adını anan yok bugün. Ancak Can Yücel ölümsüzdür. Sanatın iktidarını sarsabilirler ama yıkamazlar.
"İKTİDARIN AMACI, MUHAFAZAKAR SANAT SÖYLEMİNİ OTURTMAK!"
İktidar muhafazakar sanat söylemini oturtmak için muhafazakar olmayan sanatı ve sanatçıları baskılamak, itip kakmak istiyor. Yaratacağı boşluğa o ne idüğü belirsiz sanat anlayışını yerleştirmeyi hayal ediyor. Halkın iktidarla tepelenen sanatçı arasındaki tercihi sanatçıdan yana yaptığını da bilmiyorlar. Öğrenecekler.
ÖDENEKLİ SANAT KURUMLARININ YASAL ZEMİNİ, SANATÇIYA KALKAN OLMALI!
Özellikle Levent Üzümcü ile ilgili durum ödenekli sanat kurumlarının yasal zeminleriyle ilgili vahim bir tabloyu ifade ediyor. Ödenekli sanat kurumlarının yasal altyapıları böylesi soruşturmalar için kalkan niteliği taşır. Örneğin Devlet Tiyatroları kendi yasasından gelen özerk yapısı nedeniyle bu tür bürokratik girişimlere dur diyebilmektedir. Yönetim kadroları sanatçıların ağırlıklı olduğu bir yapıdadır. Memur kökenli yöneticileri dahi Devlet Tiyatrosundandır. İç dinamikleri egemendir.
"UMARIM BU BUMERANG, MESLEKTAŞIM ÜZÜMCÜ'YÜ TEĞET GEÇER..."
Oysa yüz yıllık Şehir Tiyatroları, kendine bu süre içinde böyle yasal altyapısı olan bir kalkan oluşturamamıştır ne yazık ki. Bu boşluk bugün kurum için bir bumerang etkisi yaratmış görünüyor. Umuyorum ve diliyorum ki bu bumerang meslektaşım Levent Üzümcü'yü teğet geçer."
***
Tuncer Yığcı hakkında da; Ordu’da turnedeyken, kişisel Facebook hesabından yazdığı
“Ordu... Göreve...” sözleri nedeniyle, DT Genel Müdür Vekili Nejat Birecik tarafından soruşturma açılmıştı. Birecik, bu mesajı yazan Yığcı'nın
"TSK’yı kendisine ve DT’ye karşı kışkırtmaya" çalıştığını öne sürmüştü.
Tuncer Yığcı için,
“hakkında işlem yapılmasına yer olmadığına karar verilmiştir” denildi.
Fakat sonrasında soruşturma yön değiştirdi. Devlet Tiyatroları Genel Müdür vekili Nejat Birecik hakkında da Yığcı'nın şikayeti üzerine; “Ankara DT oyuncusu Tuncer Yığcı’nın disiplin soruşturması sürecinde hakkında gizli kalması gereken bilgileri kamuoyuna açıkladığı” gerekçesiyle soruşturma başlatıldı.