Miting ardından ise,
“Nutuk bitti gerçekler kendini gösterdi” denilecek gelişmeler yaşandı.
Başbakan Davutoğlu miting sonrası, üzerinde “
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık” yazan helikopteri ile Denizli Çardak Havaalanına gitmek üzere havalandı. O da ne? O havalanınca, havaalanına inecek olan Pegasus Havayollarına ait uçağın hava alanına inmesine izin verilmedi.
21.55’te İstanbul’a uçmak üzere Pegasus’a ait uçağı bekleyen vatandaş kimin umurunda? İnecek uçakta bulunan yolcuların fazladan havada seyahat etmesi kimin umurunda? Onların inişini havaalanında bekleyenlerin ne önemi vardı ki! Ne de olsa söz konusu olan başbakandı.
Bu ülkede vatandaş değil devlet ve devlet adamları önemliydi. On yıllardır defalarca yaşayarak öğrenmiştik; bu ülkede vatandaşın nutukta kıymetli gerçekte devlet adamı karşısında hazır ola geçmesi gereken rütbesiz asker olduğunu.
ANONSTAKİ İTİRAF!
Başbakanın havalanan helikopteri Çardak Havaalanına ulaştı. Başbakan helikopterden indi. Havaalanı çalışanlarına ve bekleme salonundan kendisini izleyen bizlere el salladı. Sonra, tıpkı helikopterdeki gibi üzerinde, “Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık” yazan uçağa geçti. O sırada bir anons: “Lütfen dikkat! İstanbul Sabiha Gökçen Havaalanına gidecek uçak olan Pegasus Havayollarına ait PC287 sefer sayılı uçağın uçuşu, operasyonel sebeplerle 22.15’e tehir edilmiştir. Anlayışınız için teşekkür ederiz.”
Operasyonel sebep gözümüzün önünde oluyordu. Başbakan uçuyordu vatandaş bekletiliyordu. Anonsu duyar duymaz sorularıma sorular eklendi.
- Üzerinde ‘Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık’ yazan uçakla... Bizim paramızla alınmış, bizim paramızla yakıtı sağlanmış uçak nasıl olur da AKP mitingi için kullanılabilir? Ve biz nasıl olur da bunu dert etmez ve hesabını sormayız?
- Firma yetkilileri nasıl olur da, anlayışımızdan bu kadar emin olup, “Anlayışınız için teşekkürler” anonsunu bu kadar rahat yapabilirler?
- Vatandaş olarak bize sadece ‘Hazır ola geçmek’ düştüğünü nasıl olur da bu kadar kanıksamış olabiliriz?
BU MESAJ HİÇ İKNA EDİCİ DEĞİL!
Bu ülkede şimdilik bu soruları sormanın çok yersiz olduğunu düşünüp sorularıma ara vermiştim ki telefonuma gelen mesaj beni yeniden tetikledi.
Mesaj Pegasus’tan geliyordu. “İstanbul’daki yoğun hava trafiği nedeniyle uçuş 21.55 yerine 22.15’te yapılacaktır.”
İyi de az önceki anons başka bir şey diyordu. Üstelik görmüştük. Az önce Başbakanlık uçağı, bir Başbakanlık helikopteri, iki askeri helikopter pisti işgal ediyordu. Operasyonel sebepten dolayı başka bir uçuşa izin verilemezdi.
Öyle ya; rötarlı seferlerin hebasını soramadığımız bir ülkede başbakan için ertelenen 20 dakikalık gecikmenin hesabı mı olur (!)
Vatandaş kim ki?
Sabiha Gökçen’e geç inmiş olmak demek, İstanbul dışındaki bu alandan şehre gelebilmek için gece yarısını bulmak demek. O, 20 dakikalık gecikme son otobüse, minibüse yetişememek demek. Servislerle gelinen Taksim’den eve taksi ile gitmek zorunda kalmak demek.
“Başbakan bize saygı gösterip uçuşunu boş bir zamana alsaydı demenin ne gereği var! Uçağa binen taksiye de binsin değil mi?
Kaynak: Evrensel / Bülent FALAKAOĞLU