Burcu ORAL EVREN | KARŞI GAZETE ÖZEL

 

Dünyada yeni olmadığı gibi Türkiye'de de yeni değil dinleme ve dinlenme.

Mesela Yassıada tutanakları, Adnan Menderes'in 1960 darbesi öncesinde dinlendiğini ortaya çıkarmıştı.

2000’li yıllarla birlikte teknoloji gelişti, hayat dijitalleşti.  Kendileri teknoloji üretemeyen ülkeler, aldıkları teknoloji ile 'güvensiz' kurumlar oluşturdu. Avrupa ya da ABD kendi ürettiği teknolojinin içinde saklanan her türlü bilgiye, dünyanın bir ucundan tek bir tuşla ulaşır oldu. 

 

”1957`DEN  BERİ DİNLİYORLAR...”

 

CHP'nin dinlemeler  konusunu yakından takip eden ismi İzmir Milletvekili  Erdal Aksünger, Karşı Gazete'ye "nasıl dinlendiğimizi" anlattı. 

 

ABD'NİN TELEKULAK MERKEZİ, MECLİS'E SADECE 2 KM

 

NSA olarak anılan ABD Ulusal Güvenlik Kurumu, Aksünger'in iddiasına göre Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sadece 2 uzaklıkta.  Hatta TSK'ya ait tesislerin içinde konuşlu. Marshall yardımları karşılığında bu kurumun Türkiye'ye dayatıldığını belirten Aksünger, daha önce bu konunun araştırılması için yaptığı başvurulardan hiçbir sonuç alamadığını belirtiyor. Hükümetten ise bu iddiaya yanıt yok!  

 

ALMANYA, TÜRKLERİ KULLANIYOR

 

Aksünger'in verdiği bilgiler, 'dinleme'nin tarihine ışık tutuyor. 

 

"1950'lilerin başlarında Marshall yardımları ile Menderes döneminde ABD Ulusal Güvenlik, Türkiye'ye ilk adımını attı. Ortadoğu'daki algıyı yönetmek, ne olup bittiğini anlamak için izleme faaliyetlerine başladı. Bunun adı 'casusluk faaliyeti'dir. 1957'de Adnan Menderes 'bizim telefonları dinlemişler' demişti. 1970'lere gelince ise ABD Ulusal Güvenlik, Amerikan Başkanı'na bağlı en güçlü örgüt oluyor.  Bütçesi 200 milyar dolara dayalı, her türlü ekonomik imkana sahip bir örgüt... Başkana bağlı ama  bir bacağında da NATO var. NATO da CIA ve MI6 (İngiltere Gizli Haber Alma Örgütü) temelli bir örgüt olarak kuruluyor aslında. Bunlar her yere, "müttefik" numarasıyla yerleşti. Türkiye dahil... Almanya'nın ise tüm askeri düzeni İkinci Dünya Savaşı sonrası yerle bir edilmişti. Savaşı kazananlar, yeni dünya dizaynında Almanya'ya yer vermemişti... 70’lerde Avrupa uyandı... Casusluk ve ekonomik gücü birlikte kullanarak, az gelişmiş ülkelerde darbeler bile yaptırmayı başardılar. Almanya da 1970'lerin başında bu nedenle kendi haber alma örgütlerini harekete geçirdi. Bu örgütlerin içinde ise orada yoğunlaşmaya başlayan Türk nüfus da kullanıldı. 

 

Bence şimdi de Almanya'nın Türkiye'yi dinlemesine yardım edenler. Türk kimliği olanlar...

 

TÜRKİYE'Yİ HANGİ YÖNTEMLE DİNLİYORLAR?

 

Nasıl dinliyorlar? Zaten bu ülkelerin piyasaya sürdüğü teknolojiyi kullanıyorsun.  Onlar ürettikleri elbisenin etiketini uzaydan bile okuyor artık... Bu dinlemeler çok farklı şekillerde icra ediliyor. 

 

Mesela internet, ilk önce Amerikan Savunma Bakanlığı'nda kullanılan iç iletişim sistemidir; ABD, kullandıktan 25 yıl sonra piyasaya sunmuştur. Bu ne demek? Sizin bilgisayarlarınızdaki tüm dataları toplayabilir... Tüm kullandığınız bilgisayarlar aslında bir casusluk aracıdır. Üzerinde kamera varsa çeker, güncellenirken, içindeki datalar nereye gider?

 

KRİPTOLU TELEFON KODLARI MİT'İN ELİNDE

 

Erdoğan, "Kriptolu telefonumu dinlemişler" demişti. Kriptolu telefonu kim yapmıştı, TÜBİTAK... O telefonu Başbakan, bakanlar, valiler, Genelkurmay Başkanı kullanılır. O telefonlar da önce MİT'e gider; MİT, kodları alır... Acaba MİT'in içindeki bazı kişiler, bu kodları çözerek dinlemiş olamaz mı? MİT'in içindeki adamlar, bunu alamaz mı?

 

TİB'İ KURAN ERDOĞAN, NEDEN KAPATMAK İSTEDİ?

 

Erdoğan, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nı (TİB) kendisi kurdu... TİB'de öyle kayıtlar mevcut ki, şimdi o kayıtları yok etmek istiyor. TİB'in 1500'e yakın sunucusu var.  Bunların 50 tanesi cemaatçiyse, kalanı değil... Mesele tutulan kayıtlardan kaynaklı. Her yer şifrelidir belki ama o şifrelerin yapıldığı programlar yabancı kaynaklı ise yabancılar da şifreleri  açabilir. İş kayıtları almakta... 

 

Uydular, sinyal yakalamalar üzerinden de dinleyebilirler.  

 

Bir de yurt dışından getirilen kriptolu telefonlar var. Onların çalışması için ise ABD'den kodlar alınıyor ve Bilgi Teknolojileri Kurumu'na (BTK) veriliyor. BTK, bu konuşmaları kaydedebilir... Sonra o kayıtları birileri alabilir...

 

"TÜRKİYE ZAAFİYET YAŞIYOR"

 

Dinlemeleri yapanlar, suç bulmak için yapmıyor sadece... Siyasal dizaynlar için yapmıyor...

Borsayı manipüle etmek, ihale almak için de dinliyorlar. 'O ihaleye girme, senin şu konuşmandan haberim var' diyorlar icabında... Bunları,  araştırma komisyonuna gelen istihbaratçılar  anlattı. 

 

YUNANİSTAN DA DİNLEDİ...

 

Yunanistan Başbakanı da 'Ankara'yı dinledik' demişti. Tepki ne oldu? Müstakbel Başbakan Davutoğlu, o zaman Dışişleri Bakanı idi... Hiç! Tepki vermedik. 

 

SNOWDEN UNUTULDU

 

Rusya'da bir NSA ajanı çıktı 'Türkiye dahil çok yeri dinledik' dedi.  Bunun üzerine gidildi mi?

Rusya, Snowden'ı iade etti mi, hayır!

 

"ALMANYA ADETA ÖRTBAS EDİLDİ"

 

Yunanistan, Snowden,  Almanya... Ama bizde bu olaylarla ilgili ciddi açıklama yok. Türkiye'yi yöneten adamlardan ses çıkmadı. Akla şu gelir o zaman: bunların elinde çok ciddi, yönetimi sıkıştıracak datalar var. MİT'in zaafiyetleri mesela...  Reyhanlı, Antep patlaması, IŞİD saldırılarında gördük... İddia o ki, aldıkları istihbaratı kullanmadılar... Saldırıları engellemediler... Belki de bunun kanıtı var Almanya'da!

 

 "HÜKÜMET, BU ÜLKEYE İHANET EDİYOR"

 

Almanya'ya bir nota verilmemesi, rezalettir! Buna ses çıkarmadığında göre Hükümet, ancak bu ülkeye ihanet ediyor olabilir. Başbakan, Genelkurmay Başkanı, Dışişleri Bakanı zaten dinlenmiş... Bu sorgulanmıyorsa, ihanet ediliyor demektir.  Milli menfaatlerden söz eden insanlar nerede? 

 

Ya da ortada ciddi tehdit var. Bazı şahsi, özel datalar olabilir. Rüşvet, yolsuzluk, bankalardaki paralar, yabancı ülke bankalarıyla ilişkileri, ihaleler, borsa manipülasyonları...

 

"RUSYA İLE NÜKLEER ANTLAŞMA NİYE O ŞARTLARDA YAPILDI?"

 

Mesela Rusya ile yapılan nükleer antlaşmada, biz  Rusya'daki fiyatın 4 katını ve 17 yıl süreyle ödemeyi nasıl kabul ettik?

 

"HESABI ALMAN MUHALEFETİ SORUYOR"

 

Yolsuzluk operasyonu sırasında ortaya çıkan dinlemeler mesela... Bunlar da ellerinde olabilir...  O zaman bu davaların tamamı başka bir platforma oturabilir. Bir maslahatgüzarı çağırıp 'ayıp oldu' demekten çok öte bir tepki verilmeliydi. Benzer olaylarda ilgili ülkeler  nota vermiştir. Bu olayda ise Alman Yeşilleri ve Sosyal Demokratları, hükümetlerine 'bunu açıklayın' demiştir, hesap sormuştur... Ama bizim ülkemizde kimsenin rahatsızlığı yoktur!"

Burcu Oral Evren | KARŞIGAZETE.COM