Karşı Gazete
#DemokrasiDüşmanlarınaKARŞI
Berberde aklımdan geçenler
Berbere sık gidiyorum. Çünkü saçlarım gür ve kalın telli. Eğer düzenli gitmezsem saçlarım ayakkabı fırçası görünümü alıyor. Saçlarım hakkında yazmayacağım. Merak etmeyin. Berbere gittiğimde aklımdan neler geçtiğine değineceğim. Bunun ne önemi var diye sorabilirsiniz. Önemi yok. Siz benim köşe yazılarımdan hayatın anlamına ilişkin dersler vermemi beklemiyorsunuz umarım.
Berbere gitme kararı ile başlayalım. Berbere gitme kararını vermem her zaman kötü bir ışıkta ve genellikle ev dışında bir yerde saçlarıma bakıp iç geçirmemi takip eder. Burada sanırım bir neden sonuç ilişkisi var. Her seferinde önce saçıma sonra da berbere gitmem gerekmesine hayıflanıp iki sefer iç çekerim.
Düzenli gittiğim İtalyan berber en iyisi ama motosiklet kullanma hevesi nedeniyle sürekli kaza yaptığı ve elini kolunu mütemadiyen kırıp çalışamadığı için senede birkaç kez görebiliyorum onu. Dolayısı ile seçmediğim ve tanımadığım berberler ve salonlara gitmek zorunda kalıyorum sıkça, kendi berberimin riskli spor sevdası yüzünden. İtalyan berberimi sevmemin nedeni tarif etmeme gerek duymadan bana yakışacak bir saç kesimi yapıyor. Daha önemlisi beni Gestapo subaylarına benzetmiyor kesimi ile.
Asıl meseleye gelelim. Berberde aklımdan neler geçiyor?
1. Berber bana dokunduracak mı? Türkiye'de doğup büyümüş tüm erkeklerde bu düşünce vardır. Herhangi bir ortamda berber deyin. Mutlaka berberin dokundurması meselesini açacak birisi çıkar.
2. Kafamın arkasını şekilsizce kesip, beni düz kafalı yapacak mı? İnanın uyarmazsam kesim konusunda hepsi bu hatayı yapıyor.
3. Berber koltuğunda nereye bakmalıyım? O kadar çok ayna var ki. Istersem kendi kafamın arkasını bile izleyebilirim. Ama bunu ister miyim? Bakacak bir şey bulmak lazım. Berbere veya kesilen saçlarıma bakarsam moralim bozulacak. Nereye baksam?
4. Havadan sudan konuşacağız ama dürüst mü, düşünceli mi, kibar mı olsam? Ustura onlarda kibar olmalıyım. Nefret söylemleri çıkınca nasıl kibar olabilirim? Soru mu sorsam? Berberden ayrıldıktan iki gün sonra o soru ile ne demek istediğimi anlarlar. Evet, soru sorayım ben.
5. Bu berber benim hakkımda ne düşünüyor? Nereden çıkarttı meyve toplama işinde olduğumu? Neden bana Trakyalı mısın diyor? Bu kodlu bir dil mi?
6. Saçımı bu kadar biçimsiz kestiklerinde yine de gülümseyebilmem ne kadar ilginç. Berbere mi geldim rol kesmeye mi? Olmadı bu saç niye diyemiyorum? Adam yerden toplayıp kafama mı yapıştıracak kestiği saçlarımı?
7. Bu saç sitili hakkında herkes ne düşünecek? Onlar da benim gördüğüm gibi görecekler mi durumu?
8. İç seslerin berberden çıkarken çatışır: Of be, sonuçta saç. Yine uzar. Bu kadar düşünmeye gerek var mı? Salak mısın Mustafa tabii ki önemli dış görünüş. Arkadaşlarının mal olduğunu kabul et. Ya ortam değiştir ya da en kısa zamanda yeniden berbere git. Bu faciayı düzeltsin.
Buradan çıkarılacak sonuç nedir? Annemin sıkça söylediği gibi: Düşün düşün boktur işin. Bazen yürüyüp gitmek lazım kimseyi kırmadan, zararın neresinden dönersek kârdır diyerek. Kimseler beğenmesin yeni yolunmuş saçlarımı. Önemli değil, sizi temin ederim ki. Var mı benden bir tane daha? Yok!
Berbere gitme kararı ile başlayalım. Berbere gitme kararını vermem her zaman kötü bir ışıkta ve genellikle ev dışında bir yerde saçlarıma bakıp iç geçirmemi takip eder. Burada sanırım bir neden sonuç ilişkisi var. Her seferinde önce saçıma sonra da berbere gitmem gerekmesine hayıflanıp iki sefer iç çekerim.
Düzenli gittiğim İtalyan berber en iyisi ama motosiklet kullanma hevesi nedeniyle sürekli kaza yaptığı ve elini kolunu mütemadiyen kırıp çalışamadığı için senede birkaç kez görebiliyorum onu. Dolayısı ile seçmediğim ve tanımadığım berberler ve salonlara gitmek zorunda kalıyorum sıkça, kendi berberimin riskli spor sevdası yüzünden. İtalyan berberimi sevmemin nedeni tarif etmeme gerek duymadan bana yakışacak bir saç kesimi yapıyor. Daha önemlisi beni Gestapo subaylarına benzetmiyor kesimi ile.
Asıl meseleye gelelim. Berberde aklımdan neler geçiyor?
1. Berber bana dokunduracak mı? Türkiye'de doğup büyümüş tüm erkeklerde bu düşünce vardır. Herhangi bir ortamda berber deyin. Mutlaka berberin dokundurması meselesini açacak birisi çıkar.
2. Kafamın arkasını şekilsizce kesip, beni düz kafalı yapacak mı? İnanın uyarmazsam kesim konusunda hepsi bu hatayı yapıyor.
3. Berber koltuğunda nereye bakmalıyım? O kadar çok ayna var ki. Istersem kendi kafamın arkasını bile izleyebilirim. Ama bunu ister miyim? Bakacak bir şey bulmak lazım. Berbere veya kesilen saçlarıma bakarsam moralim bozulacak. Nereye baksam?
4. Havadan sudan konuşacağız ama dürüst mü, düşünceli mi, kibar mı olsam? Ustura onlarda kibar olmalıyım. Nefret söylemleri çıkınca nasıl kibar olabilirim? Soru mu sorsam? Berberden ayrıldıktan iki gün sonra o soru ile ne demek istediğimi anlarlar. Evet, soru sorayım ben.
5. Bu berber benim hakkımda ne düşünüyor? Nereden çıkarttı meyve toplama işinde olduğumu? Neden bana Trakyalı mısın diyor? Bu kodlu bir dil mi?
6. Saçımı bu kadar biçimsiz kestiklerinde yine de gülümseyebilmem ne kadar ilginç. Berbere mi geldim rol kesmeye mi? Olmadı bu saç niye diyemiyorum? Adam yerden toplayıp kafama mı yapıştıracak kestiği saçlarımı?
7. Bu saç sitili hakkında herkes ne düşünecek? Onlar da benim gördüğüm gibi görecekler mi durumu?
8. İç seslerin berberden çıkarken çatışır: Of be, sonuçta saç. Yine uzar. Bu kadar düşünmeye gerek var mı? Salak mısın Mustafa tabii ki önemli dış görünüş. Arkadaşlarının mal olduğunu kabul et. Ya ortam değiştir ya da en kısa zamanda yeniden berbere git. Bu faciayı düzeltsin.
Buradan çıkarılacak sonuç nedir? Annemin sıkça söylediği gibi: Düşün düşün boktur işin. Bazen yürüyüp gitmek lazım kimseyi kırmadan, zararın neresinden dönersek kârdır diyerek. Kimseler beğenmesin yeni yolunmuş saçlarımı. Önemli değil, sizi temin ederim ki. Var mı benden bir tane daha? Yok!
OKUYUCU YORUMLARI
YAZARIN DİĞER YAZILARI