18 Mart 2016 - 06:30
Girişi süslemeye, lafı uzatmaya gerek yok: Muhtereme bu kez hak veriyorum. Söylemi bire bir bu olmasa da mealen “Ben gidersem devlet biter” dediği malum. Doğru, o giderse devlet biter.
İdeolojik olarak hak vermiyor, aslında ettiği bu lafla kendini haklı çıkarıyor olmasını bile başlı başına siyasal bir eleştiriye kaynak ediyor olsam da sözünün arka planını okuyalım.
Muhteremin cumhurbaşkanı olduğunu ve bir devletin başı alındığında ne hale geldiğini, giderek daha çok benzediğimiz Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinden biliyoruz. Daha önce söylentiler yayıldığı gibi “kaçmasının” ya da birilerinin bize sözüm ona demokrasi getirmek için müdahalelerde bulunmasının memlekete fayda getirmeyeceğine inandığımı daha önce yazmıştım.
Fakat zaten kendisinin de kastı bu değil. Muhterem satır arasında, demokratik yollardan giderse de devletin biteceğini ima ediyor. İşte ben buna da hak veriyorum!
O giderse devlet biter; çünkü devlet umuru denen şey kalmadı. Tepeden tırnağa devletin en ücra hücrelerine kadar nüfuz edip tüm dokuyu değiştirdi. Artık memlekette on beş yıl öncesinin “devleti” yok. Müteahhit zihniyetine sıkışmış, yeni burjuvasına hizmet etmeye odaklanmış bir menfaat örüntüsü olarak “devlet” kavramı inşa edildi. Bu çarpık yapının mimarı da Muhterem. O giderse, onun kurduğu yeni devlet yapısı biter! Ha yerine nasıl bir garabet gelir, o da meçhul...
Öte yandan bu içe yayılmacı politikasını engelleyebilmek, önüne geçmek için biz ne yapabildik?
Nazende lider Bahçeli, seçim gecesinde çıkıp “ben koalisyona girmiyorum, kim kime girerse girsin” demeseydi, bugün Muhterem bu sözü temellendirebilir miydi?
Geçici bir azınlık koalisyonu bile kurulmuş olsa, hiç değilse bir sene boyunca tüm atamalar şekillendirilip “yıkılan devletin” ömrü uzatılamaz mıydı?
Kendisine sorsanız, elli yıl önceki ülkücü ezberden kurtulamayıp “Devlet zaten biziz” demeye devam ediyor. Devlet siz değilsiniz efendi! Sizin devletinizi yerle yeksan ettiler, gafletine doyma.
***
Muhteremle nazende liderin ortak paydaları devletin kendilerinden ibaret olduğu savına sıkı sıkıya bağlanmış olmaları. Lâkin nazende liderin nostaljik hezeyanına kibrit suyu döken Muhterem “kendi devletini” çoktan kendisi-olmadan-olmaz biçimde kurgulayıp yaşatmaya başladı bile.
Bu kez haklıdır. Muhterem giderse “devlet biter."