Şu an savaş çıkmaz.
Merak etmeyin daha var.

Bu iş, AK Kefenlilerin beyaz
çarşaflara bürünmesine benzemez.
Maazallah, öyle bir durumda topyekün
ölürüz ve direniriz.

Neyse biz içteki,,
CHP’deki savaşa bakalım.

Genel Başkan da,
Genel Başkanlığa aday olanlar da
değerli insanlar. Amiyane tabirle,
Adam gibi adamlar.

Sonda söyleyeceğimi
burada söyleyeceğim.
CHP’de yönetim krizi yok.
Sorun belli, her kafadan ayrı bir ses
çıkıyor.

Elbette liderine koşulsuz
biat edilmesin.

Sadece tartışmalar ulu orta yerine
evin içinde aile içinde yapılsın…
                  ***
Devam edeceğiz ama,
Esma Gümüş Ablamızın hoş görüsüne
sığınarak,  “Cumhuriyet Halk Partisi” başlıklı
makalesinden birkaç cümle aşıracağım.

Diyor ki Gümüş:
“Ülkedeki sol oyların tamamı alınmışsa,
buna rağmen bu oylar iktidar olmaya
yetmiyorsa, bunun sebep ve sonuç ilişkilerini
arayıp iktidar olmanın alternatiflerini
bulmak ve ona göre strateji geliştirmek
dururken, bir solcu nasıl olur da işin
en işgüzar kolaylıklarından olan olağanüstü
kurultayı düşmanından önce diline dolar?”

Ve devam ediyor:
“Hepimiz bilmeliyiz ki; Atatürk gibi
CHP de bu memleketin tarihinden ve
tabiatından doğmuştur. Atatürk’ten bu yana
ülkenin gerçek yurtseverleri, hayata ve
demokrasiye karşı hep samimi oldular.
Hayatın modernleşmesinde ve demokrasinin
güçlenmesinde en büyük pay CHP’nindir.
CHP, yönü değiştirilemeyecek kadar
coşkun akan bir nehirdir. Önemli olan hangi
damlanın nehrin neresinden aktığı değil,
nehrin kendi debisidir. Biz, Atatürk’ün,
yaşanmaya değer bir hayat varsa ülkede,
bu herkes içindir felsefesiyle bu partiyi
kurduğuna inanıyoruz. Partinin doğal lideri
sonsuza kadar Atatürk’tür. CHP, her önüne
gelenin liderliğine oynayabileceği bir parti
değildir. Olmamalıdır da. Partinin mevcut
oturmuş vizyonuna, ideolojisine, felsefesine
yeni ufuklar açmak, gelişmesine,
güçlenmesine katkıda bulunmak bu aşamada
başa geçmekten yeğdir.”

Alkışlıyorum.
Hem de ellerim çatlayıncaya kadar...
                  ***
Devam edelim…

Yukarıda arz ettiğim gibi
Mevcut Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu da,
“Adayız” diyen Muharrem İnce de,
Umut Oran da adam gibi adamdır.

Tüm teşkilat üyelerinin tamamına
yakını da öyledir…

RTE’ye karşı olan biri olarak derim ki,
Eğer Cumhuriyeti seviyorsak,
onu bize miras olarak bırakan başta
Mustafa Kemal Atatürk ve dava
arkadaşlarını seviyorsak, “Sağcı-Solcu,
İnançlı-İnançsız, Alevi-Sünni, Laz-Kürt,
Çerkez-Roman” ayrımı yapmaksızın
bir merkezde buluşmak hepimizin
yararınadır.

Eski Başbakanlarımızdan
Mesut Yılmaz da katıldığı bir toplantıda:
“Türkiye’de güçlü uzlaştırıcı merkez partisine
ihtiyaç var. AKP’ye alternatif merkez partisi
CHP olabilir” demişti…
                  ***
Kimin Genel Başkan olacağı
hiç önemli değil.

Yeter ki amaç aynı olsun.

Olaya bir futbol takımı gözüyle bakarsak
sanırım daha kolay anlatırım.
Hangi Teknik Direktör ve hangi futbolcu
takımının yenilmesini ister?

Arada ihanet edenler mi oldu?
Takımdan uzaklaştırırsın olur biter.
                  ***
Hatta tek parti olsun.

Çok seslilik ama tek
partilik bir sistem... 

Şaka yapmıyorum.
Aklımı da yemedim. Muhalefet bile
olacaksa kendi içinde olsun.
Vatandaşa yansıtılmasın.

Parti üyeleri bizleri hem içerde,
hem dışarıda temsil ettiği için,
iyi maaşlar alsın.

Vatandaş asgari ücretle
adam gibi geçinsin,

Çiftçilerimiz eksinler, biçsinler.

Okullar adam gibi eğitimler versin,

Hastaneler, camiler, cem evleri,
kiliseler, sinagoglar adam gibi
amacına hizmet etsin.
                  ***
Neyse hayalden uzaklaşalım
gerçeğe dönelim.

9 Eylül 1923’te kurulan ve
Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk partisi olan
CHP bugünkü durumunu hiç ama hiç
hak etmiyor.

Yapılması gereken çok basit yahu.
Kurulduğu günkü yani, Atatürk
çizgisine dönmesi…

Öyle kısır çekişmelerle
bir yere varılmaz.

Yıkmak kolay.
Önemli olan, zor günlerde birlik
olmak…

Merhum Alparslan Türkeş ne demişti:
“CHP Atatürk ilkelerinden ayrılmasaydı,
ben partiyi kurmazdım”

Başka söze gerek yok sanırım…

--------------------------------------------
TEŞEKKÜR

CHP Genel Başkan Yardımcısı
Sezgin Tanrıkulu’na,

“Hendek kazanlara da sesleniyorum;
hendekle, şiddetle Türkiye Kürt meselesini
çözemez. Demokratik siyaset alanına izin
vereceksin, alan açacaksın, saygı duyacaksın.
Kendi seçtiğiniz vekile saygı duyacaksınız.
Kendi seçtiğiniz partiye saygı duyacaksın"

dediği için…
--------------------------------------------