Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, Çözüm Süreci'nde tarafları dürüst davranmaya davet etti.
Feyzioğlu, konferansın yapılacağı Manisa Büşükşehir Belediyesi Kültür Sitesi Lale Salonu'na CHP Manisa milletvekili aday adayı Cahit Kaplan, MHP Manisa milletvekili aday adayı ve Manisa Barosu eski Başkanı Zeynel Balkız ve Manisa Barosu'nun başkan adayları Serhan Çelik, Ali Arslan ve Şakir Balcı ile birlikte geldi. TBB Başkanı Feyzioğlu, konferans öncesi basının sorularını yanıtladı. Konuşmasına başlamadan önce yanındaki CHP ve MHP'li milletvekili aday adaylarını gösteren Feyzioğlu, bunun TBMM'ye örnek teşkil etmesi çağrısında bulunup, "Bu tabloyu parlamentoda da görsek Türkiye çağ atlar. CHP'den Manisa milletvekili aday adayı Cahit Kaplan, diğer yanımda MHP'den Manisa milletvekili aday adayı Zeynel Balkız, aynı zamanda Manisa Barosu'nun üç başkan adayı yanımda. Hepsiyle birlikte aynı sıradayız. İşte Türkiye bu. Anadolu bu. Biz hoşgörünün, sevginin, insanı merkeze alan bir yaşam biçiminin zaten toprağıyız. O toprakta yaşıyoruz. Bunları anlayan bir siyasete ihtiyacımız var. Bunu meclise taşıyan bir siyasi anlayışa ihtiyacımız var. Bende Manisa'da böyle bir tablonun ortasında yer almaktan gururluyum. Basın mensuplarımız da bu tabloyu, mecliste birbirlerinin gözünü oymaya çalışan siyasetçilere göstersin. Demek ki böyle bir tablo olabiliyormuş" diye konuştu.
"DIŞ POLİTİKADAKİ GELİŞMELER TÜRKİYE REJİMİNİ ETKİLİYOR"
Türkiye'nin dış politikalardan önemli derecede etkilendiğini altını çizen Feyzioğlu, "Türkiye'de hukuk dış politika ile çok içiçe yürüyor. Dış politikadaki gelişmeler Türkiye'nin rejimini, hukuk sistemini etkiliyor. Ortadoğu'nun sınırlarının değişmesi emperyal devletlerin bir takım menfaatleri uğruna yeni yapılandırmalar Türkiye'de de rejimi zorluyor. Hukuk devletinin ve adaletinin içinde bulunduğu durumu, insanlarımızın Manisa'da, Edirne'de ve Şırnak'ta aslında ne istediğini, bu isteklerin üzerine bir takım profesyonel siyasetçilerin neleri nasıl sömürdüklerini tartışmamız gerekir. Ülkenin, vatanın, milletiyle bölünmez bütünlüğünü nasıl sağlanacağını Türk Milletinin ve Atatürk'ün ışıklı yolunun bizim çıkış yolumuz olduğunu konuşmamız gerekir" ifadelerini kullandı.
"ANAYASANIN İLK 3 MADDESİ DEĞİŞTİREBİLİRİZ SÖZÜNÜ VERDİNİZ Mİ?"
Feyzioğlu, açıklamasında, Abdullah Öcalan'ın PKK'ya yaptığı silah bırakma çağırısı ve hükümete sunduğu belirtilen 10 maddelik metin hakkındaki görüşlerini de dile getirdi. Feyzioğlu şöyle devam etti: "2013 yılında Öcalan'ın İmralı'dan yazdığı söylenen ama benim daha sonra söylediğim ve 'Çıkış Yolu' kitabımda uzun uzun anlattığım bu mektup, 'Hükümetle birlikte yazılmıştır' dediğim bir mektup veya bir manifesto var. O zaten bir yol haritası. Dünkü 10 emri ya da 10 maddeyi bu yol haritası ile birlikte okumak lazım. Biz, Türkiye'de kimsenin burnunu kanamasını tabiiki istemeyiz. Bunu tartışmak söz konusu bile olmaz. Askerimizin, polisimizin, yurttaşlarımızın saçının teline zarar gelsin istemeyiz. Kan dursun istiyoruz. Tartışma yok bunda. Kanı durdurmak, toplumsal barışı sağlamak için ne yapılması gerekir, işte bu noktadayız. Bugün müzakere ya da 'çözüm süreci' denilen süreç, hükümetle ve özelde Tayip Erdoğan ile PKK arasında yürüyen, kimsenin içeriğini aslında bilmediği bir süreç. Nereden öğreniyoruz içeriğini veya tahmin edebiliyoruz. Yine hükümetten değil, 10 emri okuyanlardan öğreniyoruz. Yani, 'İmralı böyle dedi' diye öğreniyoruz. Abdullah Öcalan'ın mektubundan öğreniyoruz. Demokratik Türkiye, rejim değişikliği, anayasanın baştan sona değiştirilmesi gibi konular var. Bana birisini ağız dolu şunu söylemesi lazım, anayasa'nın ilk 3 maddesini değiştirmek istiyor musunuz? Yani, o 10 emirde anayasının ilk 3 maddesinin değiştirilmesi var mı? Müzakere masasında anayasanın ilk 3 maddesini 'değiştirebiliriz' sözü verdiniz mi? Bir bunu duyalım. 'Hayır, ilk 3 maddede bir değişiklik düşüncemiz yoktur?' desinler, ağız dolusu desinler devam edelim. Ama Türk Milleti'ni parçalara ayırıp, farklı milletler yaratıp, o farklı milletler üzerinden yeni bir yapılanma sonuç itibariyle Türkiye'yi bugünden de kötü koşullara zorlar."
TBB Başkanı Feyzioğlu, 2010 yılında yapılan anayasa değişikliğine 'Evet' diyen bazı kişilerin de hapse atıldığına da dikkati çekip, "2010'da, 'Yetmez ama evet' diye bir yola çıktık. Bir sandala bindirildik. Bugün 2010'da 'Yetmez ama evet' diyenlerin bir kısmı ya hapse girdi, zindana atıldı ya da 'Bin pişmanız' dedi, unutmayın bunu. Niye çünkü düşünmediler. Çünkü 'Bir kere olsun değişsin de, nasıl değişirse değişsin' dediler. Biz kalıcı bir toplumsal barış için tartışmak zorundayız. Tartışmayı, konuşmayı vatan hainliği, 'Sen barış istemiyor musun?' gibi bir duygusal saldırıyla, bir salvoyla karşılamak bu millete iyilik değildir. Biz tartışmak, konuşmak, öğrenmek istiyoruz. Bilmediğimiz bir konuda, bir karanlığın içinde ilerlemek istemiyoruz. 77 milyonu bir karanlık tünele kim götürüyor? Rehberimiz kimdir? Bunu bilmeden olumlu yorumlar yapmakta tereddütlü davranıyorum" dedi. Feyzioğlu basın mensuplarının sorularını yanıtladıktan sonra konferansın yapılacağı salona geçti. Feyzioğlu, salona ayakta alkışlanıp, "Faşizme karşı omuz omuza" sloganlarıyla karşılandı. Feyzioğlu, konuşmacı olduğu konferansta ismi anons edilene kadar kendisini dinlemeye gelenlerin arasında oturarak bekledi. Feyzioğlu, daha sonra "1 Mart Tezkeresi" ve "Türkiye'de demokrasi" konularında görüşlerini dile getirdi.