Son bir haftada Birleşik Haziran Hareketi üyesi dört kişinin “Hırsız, katil Erdoğan” sloganı attıkları gerekçesiyle, cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla katalog suçlar kapsamında tutuklanmasını avukatlar BirGün’e değerlendirdi.

Avukat Turgut Kazan yasalara ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına göre bir hakaret suçundan tutuklama gerçekleşmemesi gerektiğini söylerken “AİHM Türkiye’yi ısrarla hakaret suçuna hapis cezası yaptırımını kaldırmaya çağırmaktadır. Bu durumda hapis cezasını kaldırmayıp bir de tutuklamak kabul edilemeyecek, demokrasi ile bağdaştırılamayacak büyük bir ayıptır. Bu çağdışı ve ilkel yaklaşım terk edilmeli, Türkiye bu ayıptan kurtulmalıdır” dedi. Kazan, kamu görevlilerine ağır eleştiriler getirmenin ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini söylerken “AİHM, Bakdemir ile Türkiye kararında hakaret gerekçesiyle verilen yüksek tazminat cezasını bile adil yargılama hakkının ihlali olarak saymıştır” ifadelerini kullandı.

KATALOG SUÇ OLMAZ

Kazan, cumhurbaşkanına hakaret suçunun kesinlikle katalog suçlar arasında yer almadığını belirtirken verilen kararın yanlış olduğunu söyledi: “Bu uygulamalar ile ceberut bir dönem, bir korku imparatorluğu başlatılmıştır. Türk yargı sistemi hükümet ağırlıklı bir çizgiye çekildi. Böyle bir uygulama kabul edilemez.”

Kazan, çıkarılması planlanan yeni güvenlik paketiyle katalog suçlara toplantı ve gösteri yürüyüşleri yasası ve terörle mücadele yasası kapsamındaki yasaların da eklenmek istediğini hatırlatarak bunun yaratacağı tehlikeye dikkat çekti.

'HERKES DÜŞMAN GÖRÜLECEK'

Konuyla ilgili BirGün’e konuşan Avukat Ercan Kanar ise “Öyle bir noktaya geldik ki mahkemeler yasaların, Anayasa’nın ve Anayasa’nın da üstünde olan uluslararası sözleşmelerin savunmasını değil, iktidarın ve cumhurbaşkanının savunmasını yapıyor, bunu yargı kararı olarak topluma dayatmaya çalışıyor” ifadelerini kullandı. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin temel maddelerinin ihlal edildiğini söyleyen Kanar, “Faşist bir ortama doğru sürükleniyoruz. İç güvenlik yasa tasarısı da geçerse AK Parti kliğinin dışındaki herkes düşman muamelesi görecek” dedi.

KİŞİSEL KARARLAR ALINIYOR

Cumhurbaşkanına hakaret iddiasıyla bazı kişilerin tutuklu, bazı kişilerin de tutuksuz yargılanması hakkında “Türkiye’de yargı kararlarında istikrar yoktur. Bir davada beraat alırken aynı nitelikteki başka bir davada müebbet aldığımız çok oluyor” derken, bunun gerekçelerini şöyle sıraladı: “Yargı kurallara göre çalışmıyor, uluslararası hukuk değil kişisel saikler rehber alınıyor. Oysa yargıcın hem devletten, hem de kendi inanç ver görüşlerinden bağımsız karar vermesi gerekir.”

KALICI OHAL DURUMU

Kanar, Erdoğan’ın başkanlık hırsının pratiğe tam olarak yansımaya başladığını bu tutuklamalarla gördüğünü söylerken “Yeni uygulamalar, MİT yasası ve çıkarılmak istenen iç güvenlik paketi ile Türkiye’de bir rejim değişikliğine gidilecek. Kalıcı bir OHAL durumu tüm Türkiye’ye yerleşecek.

Bu tür rejimlerde ifade özgürlüğünün zerresinin olamayacağını 12 Eylül’de ve 90’lardaki OHAL’lerde gördük. Ancak onlar teorik olarak geçici rejimlerdi, AK Parti ise kalıcı ve kurumsallaştırılmış bir rejim haline getirecek. Bu faşist yasalarla Kürt halkına onurlu değil kokuşmuş bir uzlaşı dayatmak istiyor AK Parti. Bütün bunlara karşı tüm STK’lerin ayağa kalkması, tüm sendikaların genel greve gitmesi gerekir. Dünyadaki örneklerde de böyle olmuştur” ifadelerini kullandı

Kaynak: Onur Erem | BirGün