MHP Genel Merkezi'nin Bahçeli'nin talimatıyla 10 Temmuz kurultayı için hazırladığı kitapçıkta Akşener'i ve cemaati hedef alan ifadeler kullanıldı.
Genel Merkez, 135 sayfalık kitapta isim vermeden genel başkan adaylarından Meral Akşener ve cemaati hedef aldı.
Kitapta Akşener’in Fethullah Gülen tarafından dönemin Başbakanı Tansu Çiller’e önerildiği ve cemaatten yetiştiği iddialarına yer verildi. Kitapta özetle öne çıkan başlıklar şöyle:
"MHP’de birlik ve bütünlüğe halel getiren olağanüstü kurultaycılar kumpanyasının başını çekenler arasında, her ne kadar ‘aileden ülkücü’ olduklarını söyleseler de geçmişte hiçbir zaman milliyetçi - ülkücü hareketin içinde yer almamış, verdiğimiz mücadelede asla bulunmamış kimseler vardır. Siyasi çizgilerinde kırıklar, zikzaklar bulunmaktadır."
'GÜLEN CEMAATİYLE İRTİBATI VARDIR'
"MHP’ye genel başkan adayı olduğunu açıklayanlardan herhangi biri, gençlik yıllarında 12 Eylül öncesinde yaşanan kayıpları değerlendirirken şunları söylemişse kesinlikle Gülen cemaatiyle irtibatı vardır; ‘Bu kayıpları engellemenin yolu, toplumun bütün katmanları arasında farklı görüşler arasında sayın Gülen’in yapmaya çalıştığı gibi farklı dinler arasında konuşmanın, mutabık kalınabilecek noktaları ortaya koyabilmek için bir çalışma yapmanın kimseye zararının olmadığına, aksine faydasının olduğuna inanıyorum.’ Yukarıdaki ifadelerin sahibi bir kişi, daha sonraki tarihlerde Fethullah Gülen için ‘Hocaefendiyi bir gün herkes anlayacak! Ne mutlu şimdiden anlayana’ demişse paralel yapıdan yetişmiştir."
ÇİLLER’E GÜLEN ÖNERDİ
"Şayet bir politikacı, Fethullah Gülen tarafından Başbakan Tansu Çillere önerilmiş ve bu iş için ricacı ve elçi olarak gazeteci yazar Nurettin Veren görevlendirilmişse ki bu, o politikacının paralel yapıyla bağını ortaya koyar. Bir zamanlar cemaatin ikinci adamı olan Hüseyin Gülerce’nin ‘Cemaate, Fethullah Gülen’e, çok yakın bir isimdir, şahidi benim’ diye tarif birini tarif ediyorsa o kesinlikle paralel yapıyla ilişki içindedir. Cemaatin yazar ve yorumcusu Önder Aytaç’ın ‘O içimizden biri’ dediği kişi eğer aynı politikacıysa artık onun paralel yapıyla ilişkisinden şüphe kalmamıştır."
'TAYYİP ERDOĞAN'I YALNIZ BIRAKMADI'
"Eğer bir siyasetçi AKP’nin kuruluş aşamasında yer almış ve Tayyip Erdoğan’ı bir an bile yalnız bırakmamışsa vaktiyle başka denizlere yelken açmış demektir. Tayyip Erdoğan’la katıldığı Karadeniz gezisi sırasında ‘Geçmişte ülkücüydüm, ama bundan pişmanlık duymuyorum. Bana güzellikler kattığına inanıyorum. Ancak bugün kendimi, demokrat yanımın öne çıktığı bir birey olarak tanımlıyorum’ demişse o zaman ülkücülükten çoktan vazgeçmiştir."
'GÖNÜL BAĞI TEMELSİZ'
"AKP’nin kuruluş aşamasına katılma sebeplerinden birisini, MHP’nin içinde bulunduğu 57. hükümetin Türkiye’yi kötü yönetmesi olarak gösteren bir politikacının MHP ile sonradan kuracağı gönül bağı temelsizdir. Bu mizaçtaki bir politikacı 7 Haziran seçimlerinden 1 ay önce MHP’den milletvekili adayı yapıldığında, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli hakkında şu övgü dolu ifadeler kullanmışsa bu lidere vefa değil sadece övgü olarak değerlendirilir; ‘Devlet Bey tam bir Adanalıdır. Samimi ve inanmış bir demokrattır. Çok iyi de bir stratejik akla sahiptir. Satranç oyuncusudur, hep 5 hamle sonrasını görür. Bazı şeyleri göze alır, ama demokrasinin yanında durur.’ Bu sözleri sarf eden bir politikacı seçimlerde aday gösterilmediği için Bahçeli’ye kazan kaldırıyor, ağzına geleni sayıyorsa onda vefa duygusu ve ilkellikten eser yok demektir."
TARİKAT MODELİNDE SİYASETÇİ
"Her hâlleri, her tavırları tarikat modelinde bir siyasetçi olduklarını ortaya koyan bu kimseler; oyunu HDP’ye veren cemaatçi Nazlı Ilıcak tarafından şiddetle desteklenmektedir. Eğer bir politikacı teröristbaşı Öcalan üzerinden PKK’dan özür dilemişse partisinin ilkelerini çiğnemiş, hatta davasına ihanet etmiş demektir."
ARKASINDA KİN VE İNTİKAM VAR
"Bir dönem Bakanlık yapmış bir siyasetçinin faili meçhul cinayetlerle ilgili ‘Ne derseniz deyin hepsi kabulümdür’ şeklinde beyanda bulunması doğru değildir. Genel Başkanı Bahçeli için utanmadan ‘başparalelci’ tabirini kullanıyorsa bu, onun geleneksel ülkücü terbiyeden nasibini almadığını gösterir. Hele ‘yamuk’ tabirini kullanarak ağzını sık sık bozuyorsa onun kişiliği hakkında ciddi soru işaretlerine yol açar."
'HERKESİN GÖZÜ ÖNÜNDE EŞİNİ AZARLARSA'
"MHP’li olduğunu iddia eden bir politikacı bir ülkücüyü azarlayarak ‘Bir avuç geri zekâlı’ derse bu onun sadece ülkücü terbiyeden mahrum olmadığını, haddini bilmez biri olduğunu da ortaya koyar. Polis barikatı önünde kişisel eyleme kalkışırsa şov meraklısı demektir. Eşini herkesin gözü önünde azarlarsa, kişisel hırsları uğruna aile değerlerini ayaklar altına almış demektir. Gemerek Asliye Hukuk Mahkemesinin Hâkimi İlhan Işık’ı HSYK’ya şikâyet etmişse, çıkar uğruna Ülküdaşını gammazlamıştır.”
Bahçeli, üslup gereği genel başkan adayları ile igili isim vermiyor. Bahçeli’nin kitapta da kullandığı bu yöntemi “muhattaplık oluşmaması” için benimsediği kaydedildi.
Kaynak: Hürriyet Gazetesi - Umut ERDEM