AKP Hükümeti'nin Türkiye'de boş duran tarım alanlarının ekilmesini teşvik etmek yerine; yurtdışından arazi kiralamayı ve bu arazilerde üretim yaptırmayı içeren 'Zihni Sinir' projesine tepki bitmiyor...
KARŞI GAZETE | ÖZEL
Hükümetin iki önemli ismi Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli ve ardından Tarım Bakanı Faruk Çelik'in açıkladığı "yurtdışından tarım arazisi kiralama" planı, uzmanları harekete geçirdi.
AKP'nin Etiyopya, Nijerya ve Sudan'dan tarım arazisi kiralamak ve bazı şirketlere bundan rant sağlamak hesabında olduğunu Karşı Gazete'ye açıklayan CHP Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu'nun ardından Tarım Ekonomisi Profesörü Doktor Tayfun Özkaya da projenin olumsuz yanlarını Karşı'ya anlattı.
YAĞLI TOHUMLARI YURTDIŞINDA YETİŞTİRECEKLERMİŞ...
AKP Hükümeti'nin özellikle yağlı tohum ( ay çiçeği, mısır, haşhaş, susam, kanola, pamuk, yer fıstığı, soya fasulyesi, fındık, ceviz, badem, fıstık vb.) ihracatına yüksek döviz ödemekten şikayetçi olduğunu vurgulayan Prof. Özkaya yurtdışından kiralanacak tarım arazilerinde yağlı tohum üretimi planlandığını belirtti. Özkaya şu uyarıları yaptı:
"TRAKYA'DA AYÇİÇEĞİ ÜRETİCİSİ, KİRALIK TOPRAKLA REKABET EDEMEZ"
"Bu işlemin sonucu düşündükleri kadar olumlu olmayabilir. Yağlı tohumları dışarda kiraladıkları topraklarda düşük maliyetle ürettiklerini ve Türkiye’ye ihraç ettiklerini varsayalım. Yurda bu ürünler geldiğinde belki de Trakya ve başka yörelerdeki ayçiçeği üreticileri ürün yetiştiremez (bu fiyatlarla rekabet edemez ) duruma düşebilir. Bu durumda tarımsal gelir azalacaktır. Girişimcilerin ise karı artacaktır.
"YURT DIŞINDAN GELEN ÜRÜN, YERLİ ÜRETİCİYİ BALTALAMAKTAN BAŞKA İŞE YARAMAZ"
Yurt dışında tarım yapan bir şirketin ülkemize faydası yok. Onun yurt dışındaki herhangi bir şirketten farkı yok. Mutlaka ürünlerini Türkiye’ye getirmesi gerekiyor şartı yok... Getirse bile bunun yerli üreticiyi baltalamaktan başka pek bir yararı olacağını sanmam.
TARIM İLAÇLI, KİMYASAL GÜBRELİ ÜRETİM YAPILACAK
Afrika ülkeleri vb. ülkelerde girişimciler tamamen endüstriyel tarım (tarım ilaçlı, kimyasal gübreli) yapacaklardır. Bu o ülkelerin doğasını da tahrip etme anlamına gelir. Bu arazileri işleyen Afrikalıların oralardan kovulması da söz konusu. Kısacası bu bir nevi emperyalizmdir. Sermaye ihracıdır.
"BAŞKA ÜLKE ARAZİLERİNİ ELE GEÇİRİP, DOĞASINI KİRLETİP, ENDÜSTRİYEL TARIM İLE İŞSİZ BIRAKACAKLAR"
Gıda fiyatlarında başlayan hızlı artışlar arazi gaspı için iştahları artırıyor. Bu arazileri ele geçiren şirketler ürünü, toprağı, doğayı kirleten, insanları işsiz bırakan endüstriyel tarım yöntemlerini kullanacaklardır. Bu soygun bir an önce durdurulmalı.
SUDANLILAR AÇLIKTAN ÖLÜRKEN, TOPRAKLARINI YABANCILAR KİRALIYOR
Bu soygundan en çok zarar görecek ülkelerden biri de Sudan... Sudan’da insanlar açlıktan ölürken arazilerini başka ülke ve şirketlere vermeye teşvik edilmekte."
DIŞARDAN TOPRAK KİRALAMAK YERİNE, YURTİÇİNDE TARIM GELİŞTİRİLMELİ
"Yurt içinde tarımı geliştirmek ve tarımdaki açığımızı daraltmak mümkün." diyen Prof. Özkaya, aynı durumun hayvancılık için de geçerli olduğu uyarısı yaptı. Özkaya, "Mera yasası, meraların ıslahı ve hayvancılığın gelişmesi için çıkarıldı ama yasa uygulanmıyor ve tam tersine meralar yağmalanıyor." sözleriyle hayvancılıktaki tehlikeye de işaret etti.
Burcu Oral Evren | karsigazete.com.tr