Taraf gazetesinin eski Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan Balyoz davası hakkında sert bir yazı yazarak meydan okudu.
İşte Ahmet Altan'ın o yazısı...
Bizim Mehmet Baransu’nun evini basmışlar, on saat aramışlar, gözaltına almışlar, sonra da mahkemeye sevk edip tutuklamışlar.
Niye yapmışlar bütün bunları, neymiş suçu?
“Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, devletin güvenliğine ilişkin belgeleri yok etmek, devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etmek, devletin gizli kalması gereken bilgilerini açıklamak.”
Örgüt kurmuş ama şimdilik “örgütün diğer üyelerini” saptayamamışlar.
Bir bavul dolusu belgeyi savcılığa teslim ettiği halde “devletin güvenliğine ilişkin belgeleri” yok ettiğini söylüyorlar, ne kadar belge vardı ki Baransu yok etti?
"NE ZAMANDAN BERİ DARBE PLANLARI DEVLETİN GÜVENLİĞİNE İLİŞKİN BİLGİ OLDU?"
En çok da Balyoz darbe planından “devletin güvenliğine ilişkin bilgi” ve “devletin gizli kalması gereken bilgileri” diye söz etmelerine bayıldım.
Ne zamandan beri darbe planları “devletin güvenliğine ilişkin belge” ve “devletin gizli kalması gereken bilgileri” olarak niteleniyor?
Ne zamandan beri olacak, hırsızlarla darbeciler hukuktan kurtulmak için kol kola girdiğinden beri…
Hırsızlık yaparken yakalanan bir iktidar, paçasını kurtarabilmek için hırsızlıktan da büyük suçlar işlemeye başlayınca, gidip darbecilere sığınmaya karar verdi.
"DAREBCİLER DE DİZLERİ KORKUDAN TİTREYE TİTREYE, HIRSIZ OLDUKLARINI..."
Ellerinde planlarıyla ortaya çıkan darbeciler de, dizleri korkudan titreye titreye, hırsız olduklarını açıkça bildikleri adamların arkasına utanmadan saklandılar…
Birlikte onların suçlarını ortaya çıkaranları suçlu ilan etmeye çalışıyorlar.
"ÇOLUK ÇOCUĞU BIRAKIN"
Önce işi bir netleştirelim.
Ben Taraf gazetesinin kurucularından biriyim, o gazeteyi beş yıl yönettim, Balyoz darbe planlarının basılmasına ben karar verdim.
O planları bin defa önüme getirseler bin defa da basarım.
Darbecilerin zorbalığından da, hırsızların zorbalığından da nefret ederim.
Bu duygum hiç değişmedi, hiç değişmeyecek.
Onun için çeşitli insanların isimlerini ortada dolaştırarak, Baransu’yu tutuklayarak meselenin etrafında dolaşmaktan vazgeçin.
Yasemin Çongar’ı, Baransu’yu, şimdi itirafçı olmuş çoluk çocuğu bir kenara bırakın.
"BİRKAÇ KURUŞ İÇİN BİR HIRSIZ ÇETESİNİN ODA HİZMETÇİLİĞİNE..."
O itirafçılar kendilerinin “kullanışlı aptal” olduklarını söyledikten sonra bizim de “kullanışlı aptal” olduğumuzu söylüyorlarmış.
O zavallı çocuklar, birkaç kuruş için bir hırsız çetesinin oda hizmetçiliğine soyundukları için hayat onlara alçaklıkla aptallıktan başka seçenek bırakmadı.
"APTAL OLDUKLARINI KABUL ETMEZLERSE..."
Daha yaşları kırka varmadan, alçaklıklarını itiraf etmemek için aptal olduklarını söylemek zorunda kaldılar.
Aptal olduklarını kabul etmezlerse, alçak olduklarını söylemek zorunda kalacaklar çünkü.
Zavallı çocuklar.
Onlarla uğraşmayın, onlar zaten sizin adamınız olmuş.
O haberi basan, o haberi basmaya karar veren, Balyoz’un bir darbe hazırlığı olduğundan bir an bile kuşku duymayan adam benim.
Hadi gelin bir konuşalım bakalım, Balyoz planları “devletin gizli kalması gereken” bilgisi miymiş?
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ...