Komisyon Başkanı Keşir, kadın örgütlerini suçladı.
KARŞI GAZETE | ANKARA
Katıldığı bir televizyon yayınında kadın derneklerini 'evrakta sahtecilikle' suçladığı öne sürülen TBMM Boşanma Komisyonu (Aile Bütünlüğünü Olumsuz Etkileyen Unsurlar İle Boşanma Olaylarının Araştırılması Ve Aile Kurumunun Güçlendirilmesi İçin Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu) Başkanı, AKP Düzce milletvekili Ayşe Keşir'e Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu'ndan ( TKDF) tepki geldi.
Komisyonun taslak raporunda özellikle kız çocuklarının erken yaşta evlendirilmesine ilişkin bölümler eleştirilmiş ve kamuoyunda "çocukları tecavüzcüsüyle evlendiriyorlar" yorumlarına neden olan bazı ifadelerin, çıkarılması istenmişti.
Keşir'in tepkilerden rahatsız olduğunu ve komisyonun taslak raporu hakkında görüş bildiren ve eylem yapan kadın örgütlerini evrakta sahtecilik yapmakla itham ettiğini belirten TKDF Başkanı Canan Güllü ellerindeki raporun sahte olmadığını söyledi.
Komisyon Başkanı Keşir'in kadın örgütlerini itibarsızlaştırmak ve hedef göstermek amacında olduğunu öne süren Güllü şu açıklamayı yaptı.
'ELİMİZDEKİ RAPOR SAHTE DEĞİL GERÇEK"
"Elimizdeki rapor, Komisyon Başkanlığı’nın şerh yazmaları için komisyon üyelerine gönderdiği taslak rapordur.
Bu taslak raporun içerdiği maddelerden bazıları kadın örgütlerinin uzun yıllar mücadele ederek elde ettiği kazanımların kaybedilmesi demek olacağı için, kadın örgütleri rapor kesinleşmeden sürece müdahil olma gereği duymuş, bu doğrultuda açıklamalar ve eylemler yapmıştır.
1976 yılından beri gönüllük felsefesi ile çalışmakta olan kuruluşumuzu ve Türkiye kadın hareketine emek veren diğer kadın örgütlerini zan altında bırakan bu açıklamanın, Sayın Başkan tarafından bilerek ve isteyerek yapıldığının ve herhangi bir dil sürçmesi olmadığının farkındayız.
KADIN ÖRGÜTLERİ İTİBARSIZLAŞTIRILMAYA ÇALIŞILIYOR
Bu tarz açıklamalarla kamuoyunda güvenilirlikleri yüksek olan biz kadın örgütlerinin güven ve itibar kaybına uğramasının amaçlandığını düşünmekteyiz. Başkanın bu sözleri her türlü itiraza rağmen bağımsız kadın örgütlerine saygıdan uzak, kibirli bir yönetim anlayışının yeni bir göstergesidir; zira iktidar partisinin sistematik kadın düşmanı açıklamalarını ve kadın sivil toplum kuruluşlarına işbirliğinden uzak yaklaşımına ilişkin tarihimizi hatırlayınca böyle düşünmek için yeterince iyi nedenlerimiz bulunmaktadır.
HEDEF GÖSTERİLMEMİZ BİZİ YILDIRMAZ!
Kadınlar ve kamuoyu, haklar söz konusu olduğunda kime güveneceklerini gayet iyi bilmektedir. Amaç, kadın örgütlerinin sözünü değersizleştirmek, onları birbirine hedef göstermek ise, bunların bizi yıldıramayacağı bilinmelidir.
İLK GÜNKÜ İTİRAZLARIMIZIN ARKASINDAYIZ
Kadın mücadelesinde en çok dikkat ettiğimiz konulardan biri, kadınların birbiriyle mücadeleye enerjilerini harcamamasıdır. Bu nedenle sayın Keşir’in söylemlerinden doğan hukuki savunma hakkımızı saklı tutarak ve Avrupa Konseyi’nin Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye ilişkin Sözleşmesi (İstanbul Sözleşmesi)’nin kadına yönelik şiddette arabuluculuk ve uzlaştırma gibi kadınları anlaşmazlık gidermeye zorlayacak yöntemleri yasakladığını bir kez daha ısrarla hatırlatarak,
CİNSEL DOKUNULMAZLIĞA KARŞI SUÇLAR CEZASIZ KALMAMALI
- raporun taslak metnini talebi halinde kendisine gönderebileceğimizin ve rapora kadın haklarında bir geri adıma daha izin vermemek adına ilk günkü itirazlarımızın arkasında olduğumuzun,
- cinsel dokunulmazlığa karşı suçların asla cezasız kalmaması gerektiğinin,
-karakolların kadınlara eşit hizmet verecek şekilde mesai dışında çalışmasının gerekliliğinin, yoksulluk nafakasının sınırlandırılamayacağının, kadının mal paylaşım hakkının gasp edilemeyeceğinin, kız çocuklarının ve kadınların erken yaşta ve zorla evliliklerinin engellenmesine dair mekanizmalara acil ihtiyaç olduğunun ve
-Aile danışmanlığı konularında İlahiyat Fakültesi mezunlarına verilen yetkinin kadınları merhamet ve adalet duygusuna mahkum edeceğinin kamuoyu tarafından bilinmesini istiyoruz."
Burcu Oral Evren | karsigazete.com.tr