Gülen'in onursal başkanı olduğu GYV'den KPSS soruşturması hakkında açıklama.
Fethullah Gülen'in "Onursal Başkan" olduğu Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın Başkanı Mustafa Yeşil, KPSS soruşturmasıyla ilgili olarak, "Biz, KPSS tartışmaları etrafında Hizmet Hareketi'ne karşı üretilen bu son iddiaları, birkaç yıl evvel, "…bir savcı, üç polisle cemaati terör örgütü ve çete kapsamına sokabiliriz" şeklinde ifade edilen kumpasçı zihniyetin yeni bir uygulaması olarak değerlendiriyoruz" dedi.
Yeşil, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın yeni projelerini anlatmak ve gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunmak üzere Vakfın Üsküdar'da bulunan merkezinde basın toplantısı düzenledi.
"PROJE MAHKEMELER ETRAFINDA..."
Mustafa Yeşil, KPSS'deki yolsuzluk soruşturmasına değinerek, "Üzülerek belirtmeliyim ki, yolsuzluk ve hırsızlıklar günlük hayatımızın bir parçası haline geliyor. Oysa ki hırsızlığın hiçbir çeşidi kabul edilemez; sınav sorularının çalınması dahil. Ortada bir suç şüphesi varsa, bunun üzerine elbette gidilmelidir. Ancak iddia edilen suç üzerinden tam 5 yıl sonra, 'Proje Mahkemeler' etrafında oluşturulan KPSS soruşturmaları, talimatla başlayıp talimatla yürüyen bir süreç izlenimi bizde ağır basmaktadır" dedi.
Yeşil, devletin en temel sorun çözme mekanizmasının yargı olduğuna dikkat çekerek, "Bağımsızlık ve tarafsızlığından vazgeçmeye zorlanıyor ve baskıcı/otoriter siyasetin bir enstrümanına dönüştürülüyor. Biz, KPSS tartışmaları etrafında Hizmet Hareketi'ne karşı üretilen bu son iddiaları, birkaç yıl evvel, "…bir savcı, üç polisle cemaati terör örgütü ve çete kapsamına sokabiliriz" şeklinde ifade edilen kumpasçı zihniyetin yeni bir uygulaması olarak değerlendiriyoruz. Kendi vatandaşları tarafından Afrika'da açılan okulları bile kapatmaya çalışan bir hükümetin bunları yapmasında -yine üzülerek belirtelim ki- şaşılacak bir şey yoktur" diye konuştu.
Yeşil, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sözde Sümeyye Erdoğan suikastını vakfımızın Onursal Başkanı olan Sayın Gülen'e iftira edenler, şimdi de KPSS tartışmaları çerçevesinde Sn. Gülen'i suçlamakta ve 'itibar suikastı' yaparak kamuoyunu manipüle etmektedirler. Yürütülen psikolojik harekatın önemli bir ayağı olan 'havuz medyası' ise, Türkiye toplumu ile gerçekler arasına çekilmiş olan kalın bir perde görevi ifa etmektedir. Hazin manzara şudur: Türkiye, vatandaşına kumpas kurmaktan çekinmeyen bir zihniyet tarafından yönetilmektedir. Üzülerek görüyoruz ki, ülkemiz, Anayasa'da ifadesini bulan 'demokratik hukuk devleti'nden gittikçe uzaklaşmaktadır. Vatandaşın vergisiyle finanse edilen devlet kurumları vatandaşa hizmet götürmek için değil, onu dar ve anti-demokratik bir anlayışa biat ettirmek için kullanılmaktadır."
FETULLAH GÜLEN'İN MASON OLDUĞU İDDİALARI
Mustafa Yeşil, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Yeşil, bir gazetede bugün yayımlanan ve Fethullah Gülen'in "mason" olduğu iddialarının yer aldığı haberin sorulması üzerine, şunları kaydetti:
"Tabii üzülerek söyleyelim, bu süreç çok kirli; çok çirkin bir süreçte manşet atanlar, attıkları manşetlerde gerçek ve doğrudan uzak olanlar, herhalde yıllar sonra attıkları manşetlerin mahcubiyetini yaşayacaklardır muhakkak. Sayın Gülen'le ilgili mason iddiası meselesi... Bu ülkede mason olmayı ifade etmek suç değil. Ve kendinin mason olduğunu ifade eden kurum ve kuruluşlar da bu ülkede demokratik zeminde açık ve aleni şekilde zaten faaliyet göstermektedirler. Buna sözümüz yok. Ama bir insanın mason değilken mason yapılmasının muradı belli ki onu yıpratmak. Hele hele bu bilgi 75'lere, yani nereden bakarsanız aşağı yukarı 40 yıl öncesine kadar uzanan bir belge, hem de eskitilmiş bir kağıt üzerinden ve teknik olarak çok arızalı ve hatalı bilgi ve belge üzerinden bunu iddia etmeye çalışmalarını, muhtemelen sürekli bulundukları çizginin ayakta kalmaları adına gerekli olan, ihtiyaç duyulan her günlük yalan malzemelerinden birisi olarak görüyoruz.
"GİZLİ KARDİNAL DEDİLER, MOON TARİKATI MENSUBU DEDİLER..."
İşin doğrusu, Sayın Gülen'e biliyorsunuz bu ülkede farklı zihniyette insanlar, kimisi 'gizli kardinal' dedi, kimisi 'Moon tarikatı mensubu' dedi. Şu anlarda, son dönemde, meşhur 'Yurtdışına çıkınca şeriat devleti getirecek, ülke içine gelince gizli Hıristiyan'... Yani çift taraflı; nasıl, nerede, ne tutarsa anlayışıyla sürekli olarak kavramlar üzerinden bir yıpratma projesinin bir parçası. Çok çirkin, çok sevimsiz... Ne yapanları, ne ona alet olanları asla tasvip etmiyoruz ama olayın tabii ki hukuki bir süreci vardır, hukuki süreç de takip edilecektir. Zannediyorum bunlarla ilgili Hocaefendi'nin avukatları bir açıklama yapmış. Tabii ki bunun hukukun işlediği kadarıyla da arkası izlenecektir."
"GÜLEN'İN İSMİNE KAYITLI HERHANGİ BİR GAYRİMENKULÜ YOKTUR"
Bir gazetecinin, vakfın sahip olduğu Kuzguncuk'ta bulunan bir yalının, vakfın Onursal Başkanı Fethullah Gülen'in 'Hiç malım yok' sözüne aykırı olup olmadığını sorması üzerine, Yeşil, şöyle yanıt verdi:
"Bu ülkede hiçkimse, hukuksuz bir şekilde, hele hele bundan 3 sene önceye kadar, hukuksuz bir şekilde kimse hiçkimsenin yerini ne işgal edebilir, ne oturabilir. Belki sizin bilginiz yok; orası gerçekten dümdüz bir arazi olarak ihaleye veya teklife açıldığında, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı kamu yararı statüsünde bir vakıftır, bu tarz vakıfların belli projelerde öncellikleri olduğunu ifade etmek gerekir; orasını yeniden tepeden tırnağa inşa etmek kaydıyla 23 yıllık bir kiralama sözleşmesi ve anlaşması bilgilerde, belgelerde mevcuttur. Vakıflar Genel Müdürlüğü veya vakıflara gidildiğinde, bunların bilgilerini, belgelerini almak mümkün. Bizde de onların bilgileri, belgeleri mevcut. Arzu ederseniz, örnekleri verilir, incelersiniz. Zaten böyle bir suç varsa, suçu işleyen vakıflardır. Onu sormak lazım, 'Siz böyle bir suç işlemişseniz, böyle bir belgeyi nasıl vermişsiniz?'. Onu sormak lazım, kuralsız ve hukuksuz. Bu mümkün mü ve 'Bu 5 yıl sonra mı aklınıza geliyor?' diye sorarlar adama. Sayın Gülen'in ismine kayıtlı herhangi bir gayrimenkulü yoktur. Bu ilgili söylediğiniz yalı da Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın üzerine ve tamamen sosyal faaliyet ve kültür faaliyet endeksli. Zaten o yalıyı maksadı dışında kullandığınızda suç işlemiş olursunuz. Orada şahsi bir mesken olarak kullanılmış olsa, dediğiniz doğru. Ama orada şu anda ulusal ve uluslararası her türlü kültürel, sosyal aktiviteler yapılmakta ve orası yine tamamen millete hizmet eden bir kurum, kuruluş olarak faaliyet göstermekte."
"MAALESEF HUKUK DIŞI VE ZORBACA BİR YAKLAŞIMLA VAKIF ORADAN TAHLİYE EDİLMİŞTİR"
Mustafa Yeşil ayrıca, Eyüp'te bulunan Kara Süleyman Tekkesi'ni de 10 yıllığına kiraladıklarını belirterek, "Maalesef hukuk dışı ve zorbaca bir yaklaşımla vakıf oradan tahliye edilmiştir. Mahkeme, bununla alakalı kiracılık kararının tespitinden sonra, vakfın oraya yerleştirilmesiyle alakalı, icra müdürlüğü ilgili arkadaşları sokmasına rağmen, üzülerek söyleyelim, vakıfların ilgili yetkilileri 20 kişiyle o ilgili Kara Süleyman Tekkesi'ni basmış ve arkadaşlarımız mahkeme kararını göstermelerine rağmen cebren onları oradan çıkarmışlardır. Çıkarmadan önce de, bir mahkeme kararı söz konusu, polisin desteği talep edilmiş ama beklenen destek de maalesef bu noktada alınamamıştır. Bunu da üzülerek söyleyelim" diye konuştu.
1 MAYIS'A KATILACAKLAR MI?
Yeşil, 1 Mayıs kutlamalarına katılıp katılmayacakları yönündeki soruya ise "Türkiye'de süreçler o kadar farklı ve hızlı seyrediyor ki, eğer katılımımızın, ülkenin hem birliğine, hem birlikteliğine, hem duygu, düşünce, fikirde beraberliğine hizmet edeceğini düşünürsek, katılırız. Ama bu toplumda ayrıştırıcı ve bölücü bir yaklaşımı tetikleyici olursa, tabii ki ona karşı biraz daha tedbirli oluruz diye düşünüyorum" yanıtını verdi.
Kaynak: Gülseli Kenarlı - İdris Tiftikçi / DHA