"Kuzey Kürdistan'ın özgürlüğü için yola çıkmış bir siyasi partiyiz" diyen Özçelik, "Biz Türkiye ve Kürdistan’ın özgür, eşit birliği çerçevesinde dünyanın farklı bölgelerinde uygulanmış ‘federe yapı’ ile olabileceğini düşünüyoruz. Irak Kürdistan bölgesinde bunun somut örneği vardır. Bu yapı, Türkiye ile Kürdistan’ın ortaklığı olarak uygulanabilir.” ifadelerini kullandı.
Türkiye’de "özerklik" tartışmaları devam ederken "federe devlet" diyen Kürt siyasi hareketi, partileşme yolunda adım attı.
İçişleri Bakanlığı’na yaptığı kuruluş başvurusuna resmi yanıt alamadıkları için savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını açıklayan Kürdistan Özgürlük Partisi Genel Başkanı Mustafa Özçelik, Amerika’nın Sesi’ne, “Kuzey Kürdistan’ın özgürlüğü için yola çıkmış bir siyasi partiyiz” dedi.
Kürdistan Özgürlük Partisi ya da Kürtçe adıyla (Partiya Azadiya Kurdistanê – PAK), Pazartesi günü Türkiye’deki ‘Siyasi Partiler Kanunu’ uyarınca kuruluş dilekçesini ve 115 kişilik kurucular kurulu listesini İçişleri Bakanlığı’na sundu. Ancak aradan 48 saat geçmesine rağmen İçişleri Bakanlığı, KÖP (PAK) ile ilgili kuruluşu resmileştirecek “dosya alındı belgesi”ni vermedi. Bu gelişme üzerine KÖP (PAK) Yönetimi, İçişleri Bakanlığı aleyhine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Şimdi İçişleri Bakanlığı tarafından KÖP (PAK) Yönetimi’ne doğrudan veya savcılık kanalıyla nasıl yanıt verileceği merak konusu.
AKP’Lİ ŞAHİN’E “ANAYASA MAHKEMESİ” BENZETMESİ
Amerika’nın Sesi’nin sorularını yanıtlayan Kürdistan Özgürlük Partisi (PAK) Genel Başkanı Mustafa Özçelik, İçişleri Bakanlığı’nın kuruluş aşamasındaki engellemesini şöyle anlattı:
“Biz bütün kurucularımızla ilgili belgeleri hazırlayarak başvurumuzu sunduk. Ancak İçişleri Bakanlığı bize kanun uyarınca alındı belgesi vermeliydi. Ama İçişleri Bakanlığı Genel Sekreteri bakanlıkta olmadığı gerekçesiyle bu belge bize verilmedi. İçişleri Bakanlığı, o belgeyi kanun uyarınca vermek zorunda. Ama biliyorsunuz AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Pazar günü PAK’ın kurulamayacağını söyledi. Kendisini Anayasa Mahkemesi yerine koyarak, düşünce-ifade ve örgütlenme özgürlüğüne aykırı bir yaklaşım sergiledi. Doğrusu İçişleri Bakanlığı’nın alındı belgesini vermeyişinin böyle bir yaklaşımla ilgili var mı bilemiyorum. Ancak Siyasi Partiler Kanunu’na göre bu belge verilmek zorundadır.”
YA DAVA AÇILIŞRSA...
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca partileri hakkında kapatma davası açılma ihtimali ile ilgili soruyu cevaplandıran Özçelik, “Türkiye partiler mezarlığı olan bir ülke. Bu konuda başsavcılık böyle bir dava açabilir. Ama Anayasa’nın 90. maddesi ve Türkiye’nin imzaladığı uluslararası sözleşmeler uyarınca biz böyle bir partinin yasal olarak kurulabileceğini söylüyoruz. Herhangi bir dava açıldığında Türkiye’deki düşünce ve örgütlenme özgürlüklerini geliştirmek için çalışmaları yapacağız” dedi.
Bu noktada, Türkiye’de Kürdistan adıyla kurulan 2’nci siyasi parti olduklarını anımsatan Özçelik, Türkiye Kürdistan Demokrat Partisi’nin bakanlıkça bekletildiğini anımsattı.
HDP’DEN FARKI NEREDE?
Peki Kürdistan Özgürlük Partisi, HDP ile hangi konularda görüş ayrılığı yaşıyor? Bu noktada, Özçelik, PAK’ın HDP’den farklı ve özgün olduğu iddiasını savunuyor. Özçelik, “Biz bağımsız, kendi siyasal çizgisi olan bir partiyiz. Biz Kürt Sorunu’nun çözümüne, Kürdistan’ın özgürlüğüne, kendi bireysel özgürlüğünü özgün bir programımız vardır. Kendimizi o ya da şu partiyle karşılaştırmıyoruz. Kendimizi çözümde taraf olarak görüyoruz” diye konuştu.
HDP’nin parti toplantılarında dev resmini astığı ve liderliğini sıkça vurguladı Abdullah Öcalan’a yaklaşımda ise, PAK’ın da HDP gibi “serbest kalmalı” görüşünü savunduğu görülüyor. Bu konuda Özçelik, “Abdullah Öcalan tabiî ki PKK Lideri’dir. İmralı’da tutukludur. Biz Öcalan da dahil tüm tutsakların, yurtdışındaki sürgündekilerin ve dağdakilerin özgürce siyaset yapabilecekleri bir ortamı talep ediyoruz. Öcalan’ın tabii serbest kalması gerektiğini düşünüyoruz” dedi.
“BARZANİ İLE BAĞIMIZ YOKTUR”
PAK olarak 2015 Genel Seçimleri için hazırlık yapacaklarını kaydeden Özçelik, “Kürdistan toplumunda çok seslilik vardır. Kürdistan Özgürlük Partisi derinlerden gelen sesi görerek bu örgütlenmeye yönelmiştir. Ama Kürdistan’da bu anlamda çok ciddi bir potansiyel vardır. Bu noktada da oy alacağımızı düşünüyoruz” dedi.
HDP veya Halkların Demokratik Kongresi (HDK) veya Demokratik Toplum Kongresi (DTK) ile bağları olmadığını da dile getiren Özçelik, Irak’taki Bölgesel Kürt Yönetimi ile Barzani yönetimiyle aralarında herhangi bir bağlantı olup olmadığı yönündeki soruya ise şöyle yanıt verdi:
“Barzani veya Güney Kürdistan’daki hiçbir siyasi parti ile bağımız yoktur. Güney Kürdistan, bütün Kürtler’in kazandığı federe devlet yapısıdır. Oradaki tüm siyasi partiler bizim kardeşimizdir. Biz Kürdistan’ın bütün parçalarındaki mücadeleyi kendi mücadelemiz olarak görüyoruz. Oralara yönelmiş her saldırıyı da bize yönelmiş kabul ediyoruz. Biz kendimizi Kuzey Kürdistan’ın özgürlüğü için yola çıkmış bir parti olarak görüyoruz.”
Şimdi Kürdistan Özgürlük Partisi, İçişleri Bakanlığı’ndan gelecek yanıtı beklerken; aynı zamanda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na bakanlık aleyhine yaptığı suç duyurusu başvurusunu takip etmeyi sürdürüyor.