Sadece bir kromozom fark ve yüzlerce başarı

Servisini down sendromlu, mental ve otizmli çocuklardan oluşan bir ekibin yaptığı içerisinde yüzlerce güzel aktivitelerin olduğu hayat dolu Down Cafe’ye gittik.
KARŞI GAZETE | ÖZEL

Neler yaptıklarını gözlerimizle gördük, çabalarına hayran kalıp Karşı Gazete olarak üzerimize düşeni yapıp hikayelerini sizinle paylaşmak istedik.


“Yaşayan bir kafeyiz” ve “Aslında biz burada toplumu rehabilite ediyoruz” dedi Down Cafe’nin sorumlusu ve bütün çocukların aynı zamanda ablası olan Sibel Burunsuz. ‘Normal olan bu çocuklar’dedi, ‘Biz burada normal olmayan insanımıza dokunuyoruz.Burası dokunma, yaşama değme yeri’ dedi. Ve bize bir hikaye anlattı. Hikaye diyorum ama orada yaşananlar zaman üstü ve aynı zamanda yaşanmış şeyler.



Bir anne adayı gelmiş kafeye. Çocuğunun daha anne karnındayken down sendromu teşhisi konmasıyla ne yapacağını, ne düşüneceğini bilemeyen ve gözü yaşlı bir anne adayı. Eşi almış Down Cafe’ye getirmiş. O gün o kafede neler görüp neler yaşadıysa anne adayı kararsız bir şekilde ayrılmış. Ve bir buçuk yıl sonra kafeye tekrar geldiğinde Sibel Hanım onu hemen tanımış, kucağında dünya tatlısı bir down sendromlu bebeğiyle gelmiş. ‘ O gün iyi ki gelmişim buraya, iyi ki çocuğumu kucağıma almışım’ demiş.

5 yıl önce , onları  ‘sadece farklı’ diye tanımlamamız gereken down sendromlu bir kız çocuğuna sahip Saruhan Singen, 23 anne , 23 çocukla birlikte kurulmuş bu kafe. Saruhan Bey böyle bir yer açma fikrini bir çok yere götürmüş ancak en son Mustafa Sarıgül döneminin Şişli Belediyesi sahip çıkmış ve Mecidiyeköy Gülbağ Mahallesi’nde bulunan yeri onlara tahsis etmiş. Ayrıca şimdiki belediye ve başkan Hayri İnönü de desteğini esirgememiş.



Kafeyi kurmuşlar ama içini doldurmak için bin bir emek sarf etmişler. Kimi zaman yarışmalara katılıp beyaz eşya kazanmışlar, kimi zaman esnaftan destek almışlar kimi zaman annelerle bir olup kendi emekleriyle bir şeyler yapmışlar. Daha sonra da boş durmayıp dernekleşmişler ve Alternatif Yaşamı Destekleme Derneği ADER’i kurmuşlar. Tüm bunları fedakar annelerle birlikte yapmışlar.

Biz KARŞI GAZETE olarak gittik. Şirin mi şirin, işlerini bilen, işe yaramış olmaktan mutlu ‘farklı’ arkadaşlarımız servis yaptı. Mutfakta iki personel vardı ama anneler de orada çocuklarına destek oluyor hem de hiç durmadan bir şeylere yardım ediyorlardı. Bir de kafenin psikoloğu Hazal Hanım vardı. Mesainin bitimine doğru hep birlikte oturup resim yapıyorlardı.



‘Kamudaki engelli kadrosuna sadece fiziksel engelliler alınıyor’

Kafenin  sorumlusu Sibel Hanımla bir röportaj değil de adeta dertleşmiştik. ‘Kurulurken 23 çocukla başladık, daha sonra 30’un üstüne çıktık. İçimizden 7 arkadaşımız kafenin dışında farklı işlerde işe başladı.’ dedi Sibel Hanım. Kamu ve özel sektörde engelli çalışan kadrosu olduğunu, bu kadroya da sadece fiziksel engelli kişilerin alındığını söyledi üzülerek…

Orada servis elemanı olarak çalışan arkadaşların hepsi İZEV (İstanbul Zihinsel Engelliler için Eğitim ve Dayanışma Vakfı) ‘na üyeler. Ve kafe açılmadan çok önce Etiler Otelcilik okulundan sertifikalılar. Ayrıca o kadar hayat dolular ki mutlaka gidip görülmeliler.

Sibel Hanım Down Cafe için ‘burası yaşayan bir kafe’ dedi. Haklıydı. İnanılmaz güzel etkinlikler yaptıklarını anlattı. “Ritim dersleri alıp seminerlere katıldılar, resim yapıp o resimleri mozaiklere dönüştürdüler, tiyatro dersi alıp oyun sergilediler, yemek ve pasta kursu aldılar. Buradaki çocuklar harika işlere imza attılar.” dedi ve ekledi “Sosyal tesis gibi çalışıyoruz.”

Anlattıkları o kadar çok hoşumuza gitti ki, modern hayatın telaşesine kapılıp dünyadaki güzellikleri unuttuğumuzu fark ettik. Ufacık şeylere takılıp asıl büyük dertleri göremediğimizi ve buradaki güzel yüreklerin aslında ne kadar büyük işler başardıklarını anladık.

‘Daha çok desteğe ihtiyacımız var, her gün binlerce down sendromlu çocuk doğuyor’

Şimdiye kadar TV ve gazetelerden çok kişi gelmiş, röportaj yapmış, haklarında yazmışlar. Hatta burayı örnek alıp bir çok yerde benzeri çalışmalar yapılmış. Konya, İzmir, Eskişehir, Denizli ve hatta yakın zamanda Üsküdar’da da down sendromlu arkadaşların çalıştığı bir kafe açıldı.

Sibel Hanım;  “Bunları duydukça çok mutlu oluyoruz. Bizde sadece down sendromlu değil, mental ve otizmli çocuklar da var.Böyle yerlerin açılması ailelere ve çocuklara umut oluyor.Bu kadar çok çocuğumuzu bir arada çalıştıramasak da dönüşümlü olarak mutlaka hepsini çalıştırıyoruz. Bize gelen herkesin gönlünü yapmaya çalışıyoruz. Çünkü burada sosyal yaşama dahil ettiğimiz 30 küsür çocuk var ama her gün binlercesi doğuyor.” dedi.



Down Cafe’de ev yemekleri yapılıyor. Ve evimizde nasıl temizlikten malzemelerin tazeliğine kadar dikkat ediyorsak burada da o kadar dikkat ediyorlar. Kafenin maddi geçimi sadece satılan yemeklerden sağlanıyor. Bu da her zaman yeterli olmuyor. Bu yüzden destek olmak için tablolarını derneğe bağışlayanlar, burada gelip etkinlik yapanlar, üniversiteli öğrencilerden sosyal sorumluluk projelerine dahil edenler oluyormuş. Ancak Sibel Hanım daha büyük desteğe ve sürekli olarak sponsorluğa ihtiyaçları olduğunu belirtti.

Büyük vakıf ve derneklere çok fazla destek olduğunu ancak kendilerinin belediyenin bina desteği dışında ekstra hiçbir desteklerinin olmadığını dile getirdi. Kafenin yerinin sapa bir yerde olması herkes tarafından bilinmelerine engel oluyor. Orası hem dernek binaları hem kafeleri, Sibel Hanımın tabiriyle ‘her şey’leri. Daha büyük ve görünür bir yere geçmek için destek bekliyorlar.

İnanılmaz güzel etkinlikler yapıyorlar. Gönüllü aşçılarla dünya mutfağından yemekler yapmışlar. Bu pazar yani 26 Mart tarihinde de Japon bir aşçı ile ‘Japon Mutfağı’ etkinlikleri var.

Dünyanın kötülüklerinden sıkılmış, ülkenin bu buhranlı zamanlarında ümitleriniz tükenmişse, iyilik yapmak istiyorsanız, işleriniz aksi gidiyor ve kendinizi başarısız hissediyorsanız ya da her ne kötü şey yaşadıysanız bırakın işinizi gücünüzü bir saatinizi ayırıp Down Kafe’ye gidin. Bir tatlı çaylarını içip lezzetli yemeklerini yiyin.Maddi manevi destek olun ve onlardan destek görün. O toplumun engelli diye itelediği pırıl pırıl gençlerin neler başardıklarını, hayata nasıl tutunduklarını görünce ve bu beş yıl içinde ne kadar olağanüstü şeyler yaşadıklarını dinleyince hiçbir derdiniz tasanız kalmayacaktır.

Ben burada sadece bir hikayeyi paylaştım, siz geri kalanını Sibel Hanım’dan dinleyin diye yazmadım. Sadece bir kromozom farkları ancak başarılmış bir sürü güzel işleri var. Unutmayalım sosyalleşmeye, kafamızın içindeki engel algısını değiştirmeye bizim ihtiyacımız var…

Facebook hesabı: Sayfa | Şişli Down Cafe
                             Grup | Şişli Belediyesi Down Cafe
İnstagram Hesabı: @sislidowncafe

ADER BAĞIŞ HESAP NO: İş Bankası Mecidiyeköy Şubesi
                                            1089  944601

Rabia Yavuz - Hayri M. Türe | karsigazete.com.tr

    :

    :

    :

    :

    "Sadece bir kromozom fark ve yüzlerce başarı " hakkında Tweetler

    DİĞER ÖZEL HABER HABERLERİ

    KARŞI VİDEO
    https://twitter.com/KarsiGazete