MİT o ismi mahkemeye vermedi

MİT, Yeşil'in Şemdin Sakık'ı öldürme talebini MİT'e ileten subayın adını mahkemeye göndermedi.
Diyarbakır’da 1992 yılında Kürt yazar Musa Anter’in öldürülmesi, Orhan Miroğlu’nun yaralanmasıyla ilgili 4 sanığın yargılanmasına devam edildi. MİT Müsteşarlığı’nın geçen 24 Ocak tarihinden bu yana Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın Şemdin Sakık’ı öldürme talebini ilettiği subayın kimlik bilgilerini mahkemeye göndermediği ortaya çıktı.

Yazar Musa Anter’in öldürülmesi, Orhan Miroğlu’nun ise yaralanmasına ilişkin Hamit Yıldırım ve ‘Yeşil’ kod adlı Mahmut Yıldırım, hakkında yakalama kararı bulunan Aziz Turan (Abdulkadir Aygan) ile emekli Albay Savaş Gevrekçi’nin yargılandığı davaya, Diyarbakır 2′nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Duruşmaya dosyanın tek tutuklu sanığı Hamit Yıldırım ve tutuksuz sanık emekli Albay Savaş Gevrekçi katıldı. Duruşmada taraf avukatları ve Musa Anter’in oğlu Dicle Anter de hazır bulundu.

MİT O SUBAYIN KİMLİĞİNİ BİLDİRMEDİ, JİTEM ARŞİVİ GÖNDERİLMEDİ

Duruşmada ilk olarak mahkeme heyeti dosyaya gönderilen evrakları okudu. Mahkeme Başkanı, Milli İstihbarat Teşkilatı’na Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın Şemdin Sakık’ı öldürme talebini ileten jandarma istihbarat subayının adının bildirilmesine ilişkin geçen 24 Ocak tarihinde gönderilen talimata cevap verilmediğini açıkladı.

MİT’in bir önceki celse mahkemeye gönderdiği, “Yeşil’ kod adlı Mahmut Yıldırım bir jandarma yetkilisi aracılığıyla bize Şemdin Sakık’ı öldürme talebini iletti, kabul etmedik” yazısına atıf yapan mahkeme başkanı, “MİT’e yazı yazılarak bir önceki celse Şemdin Sakık’a ilişkin yazı cevabı eklenmek suretiyle Kutlu Savaş’ın hazırladığı Susurluk Raporu’nda ismi geçen jandarma yetkilisinin İstihbarat Komutanlığı’na vekalet eden kişi olduğu belirtildiğinden jandarma yetkilisinin kim olduğu hususunda bilgi ve belgelerin gönderilmesinin istenmesi için yazılan müzekkereye yanıt verilmedi” dedi.

Mahkeme Başkanı, bir önceki celse JİTEM arşivinin 1991-1993 yıllarına ilişkin bölümünün istenmesi talebine karşılık Jandarma Komutanlığı ve MİT Müsteşarlığı’na yazı yazılarak Musa Anter’in ölümüne ilişkin arşivlerin istendiğini, ancak yazıya cevap verilmediğini de bildirdi.

"YEŞİL’İN BEYRUT’A GİTTİĞİ İDDİALARI ARAŞTIRILSIN"

Evrakın okunmasının ardından Anter ailesinin avukatı Selim Okçuoğlu’na söz hakkı verildi. Yeşil’in daha önce Hasan Tanrıkulu ismiyle Ankara emniyetinde sorgulandığını belirten Okçuoğlu, “Mahmut Yıldırım’a silah verilip verilmediğinin jandarmadan da sorulmasını istiyoruz. 25 yıl boyunca istihbarat kurumlarına çalışan Mahmut Yıldırım hakkında bir belge bulunamaması ilginçtir. Yeşil’in yaşayıp yaşamadığı konusunda devletin hiç bilgisi yok. Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan bir dosyası istenmelidir. Yeşil’in 23 Kasım 1996′da Metin Atmaca ismiyle TK 137 sefer sayılı uçakla İstanbul’dan Beyrut’a gittiği iddiaları var. Bunun araştırılmasını istiyoruz” diye konuştu.

YEŞİL’İN MALVARLIĞINA EL KONULSUN

Daha sonra söz alan avukat Barış Yavuz ise Yeşil’in yurt içinde veya yurt dışında saklanıyorsa kaçak durumunda olduğunu savunarak, “Kaçak sanık hakkında kaçaklık kararı verdirilip, tutuklamaya başvurulması ve malvarlığına el konulmasını talep ediyoruz. İnterpol nezdinde aranması için hakkında tutuklama kararı olmasını talep ediyoruz” diye konuştu.

"BEN MUSA ANTER’İ VURMADIM"
Duruşmada söz hakkı verilen davanın tek tutuklu sanığı Hamit Yıldırım ise Musa Anter’i kesinlikle kendisinin vurmadığını belirterek, “Bu iftirayı üzerime atan Abdülkadır Aygan’dır. Ben JİTEM’e çalışmadım ve bu işlerin içinde olmadım. Benim üzerime hep yalan atıyorlar. Ben şehit ailesiyim ve haksız olarak hapisteyim” ifadelerini kullandı.

EMEKLİ ALBAY:KUTLU SAVAŞ YALAN SÖYLÜYOR

Kendisinden büyük olan birini öldürme durumunda olmadığını anlatan tutuksuz sanık emekli Albay Savaş Gevrekçi ise şunları söyledi:
“Yurt dışına kaçan adamın söyledikleri dışında tek bir delil yok. Ben çatışma yaşadığım zamanlarda bile çatıştığım insanları öldürmemiş biriyim. Benden büyük birini nasıl öldürebilirim? Kutlu Savaş MİT’e Yeşil’i söyleyen kişinin benim olduğumu raporda yazmış. Kutlu Savaş yalan söylüyor. Ben Yeşil’in Şemdin Sakık’ı öldürmek istediğini MİT’e bildirmedim. MİT ile hiç bir zaman temasım olmadı. Ben JİTEM’de çalışmadım. Sadece 4 ay vekaletim var.”

Daha sonra söz alan sanık avukatları da müvekkillerinin olaylarla ilgisinin bulunmadığını ve Abdülkadir Aygan’ın iftirasına uğradıklarını söyledi.

MİT’İN CEVABI BEKLENECEK

Duruşmada daha sonra ara kararlarını açıklayan mahkeme, sanık Hamit Yıldırım’ın tutukluluk halinin devamına hükmetti. Yeşil kod adlı Mahmet Yıldırım’a silah ruhsatı verilip verilmediğinin Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne sorulmasına karar veren mahkeme, MİT’in Şemdin Sakık bilgisini veren jandarma yetkilisinin kimliği ile ilgili yazısının beklenmesine hükmetti. Duruşma, eksiklerin giderilmesi için ertelendi.

AĞIRLAŞTIRILMIŞ ÖMÜR BOYU HAPİSLERİ İSTENİYOR

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, Hamit Yıldırım, ‘Yeşil’ kod adlı Mahmut Yıldırım, Aziz Turan (Abdulkadir Aygan) ve Savaş Gevrekçi, hakkında, “Taammüden adam öldürmekten” ağırlaştırılmış ömür boyu, “Halkı isyana ve birbirini öldürmeye teşvikten” de 20 yıla kadar hapis cezası isteniyor. (EDK)


    :

    :

    :

    :

    "MİT o ismi mahkemeye vermedi" hakkında Tweetler

    DİĞER GÜNDEM HABERLERİ