Eski Devlet Arşivleri Müdürü Prof. Dr. Atilla Çetin, dergiye yaptığı açıklamada bu konuda önemli bir iddiada bulundu. Dergi, Prof. Dr. Çetin'in iddiasını, "Osmanlı Arşivleri Vatikan'a mı Satıldı?" başlığı ile kapağına taşıdı.
Osmanlı arşiv belgelerinin 1931 yılında hurda kâğıt fiyatına satılması işinin, Bulgaristan tarihi ve Ermeni meselesi ile ilgili belgelerin Bulgaristan’a oradan da Vatikan’a kaçırılması ile ilgili bir tezgâh olduğu iddia edildi.
Yedikıta Tarih ve Kültür Dergisi'nin Ocak sayısında yer alan iddiaya göre; İstanbul Defterdarlığı’na ait 200 balya Maliye Arşivi’nin Bulgaristan’a satılması işi sıradan bir olay değil, planlı ve uzun süren bir istihbarat çalışmasının neticesinde gerçekleşti. Osmanlı Arşivi Uzmanı Kasım Hızlı ve Kırklareli Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Raşit Gündoğdu tarafından hazırlanan 'Okkası Üç Kuruşa Tarih Var' başlıklı dosyada bu konuda dikkat çekici bilgilere yer veriliyor.
"ARŞİVLERİ DİDİK DİDİK İNCELEMİŞ"
Yazıda özel yetiştirilen ve çok iyi Türkçe bilen o dönemde Albay olan Panço Doref’in Osmanlı Arşivleri’nin Ermeni Berger ailesinin kâğıt fabrikasına satılmasında önemli bir rolü olduğu vurgulanıyor. Galatasaray Lisesi Mezunu olan Panço Doref, Osmanlı Arşivleri’ne giderek hem Bulgar tarihi hem de Ermeni meselesi üzerine ciddi araştırmalarda bulunmuş. Buldukları belgelerden etkilenerek Bulgaristan hükümetiyle yazışmalarda bulunmuş. Arkasından yerli işbirlikçiler bularak arşiv belgelerinin Bulgaristan’a gönderilmesini konusunu tezgâhlamış.
“BU İŞ ŞUURLU BİR İHANETTİR”
Makalede bilgisine başvurulan Devlet Arşivleri Eski Genel Müdürü Prof. Dr. Atilla Çetin, Panço Doref’in faaliyetleri ve arşiv belgelerinin satılması konusunda şunları söylüyor:
"Bir Bulgar albayı yetiştirilmiş. Maliye arşivi depolarına gelerek ‘bunlar işe yaramaz’ vs. diyor. Hâlbuki albay gelip uzun süre istihbarat yapmış, işbirlikçileri bulmuşlar; ekibiyle önemli belgeleri ayırmışlar. Maliye ile anlaşıyorlar. O zaman Defterdar Şefik Bey ve bir de vali muavini Fazlı Güleç var. Onlarla görüşüyorlar. Şuurlu olarak o belgeleri almışlar. Bana bunu ilk görenlerden biri olan İbrahim Hakkı Konyalı (Son Posta Gazetesi) anlattı. ‘Bu şuurlu bir ihanettir’ dedi.”
“Bulgarların iyi Türkologları var, onlar hemen arşiv belgelerine el koydular, işe yarar belgeleri ayırdılar, milli kütüphanelerine aktardılar. Sonradan gördük ki; Bulgarlar çok iyi sahip çıkmışlar, çok iyi tasnif etmişler ve bizdekinden daha iyi korumuşlar. Bütün yabancı ülke Türkologları belgeleri çok iyi korurlar; kendi malları gibi. Şimdi Osmanlı arşivini götürmüşler Kağıthane’de rutubetli depolara, çürütecekler!”
"ERMENİ BELGELERİ 40 MİLYON LEVAYA VATİKAN’A SATILMIŞ!"
Yedikıta dergisinin haberinde, Osmanlı arşiv belgelerinin Bulgaristan tarafından Vatikan’a satılıp satılmadığı konusu da yer alıyor. Yazıda, Manisa milletvekili Refik Şevket Bey’in çok mühim Osmanlı arşiv vesikalarının Papalık tarafın satın alındığı bilgisini TBMM’de doğrulatmak için soru önergesi vermiş ise de dönemin Milli Eğitim Bakanı Reşit Galip'in, “Resmi Bir malumat yoktur.” cevabını verdiği ifade ediliyor.
Vatikan’ın elinde bulunan Osmanlı Arşiv vesikalarına dair Milliyet gazetesinin 18 Mayıs 1989 tarihinde Anadolu Ajansı Bürüksel bürosu tarafından geçilen haberde derginin sayfalarına taşınmış. Meşhur Fransız haftalık haber dergisi Le Nouvel Observateur’dan naklen yayınlanan habere göre Vatikan’ın elindeki Ermenilerle ilgili belgelerin büyük kısmı 1931 yılında Bulgarlardan alınmış.
Yazar M. Necati Özfatura da Türkiye Gazetesi'ndeki 23 Haziran 1995 tarihli köşe yazısında Vatikan’ın belgeler için 40 milyon Leva ödediğini kaydediyor. Devlet Arşivleri Eski Genel Müdürü Prof. Dr. Atilla Çetin ise bu iddiayı Osmanlı Arşiv belgelerinin satışının durdurulması için en büyük mücadeleyi veren Muallim Cevdet’e dayandırarak doğruluyor.
PANÇO DOREF KİMDİR?
Çok iyi Türkçesi olan, Bulgar Tarihi araştırmacılarından Panço Doref, Galatasaray Lisesi mezunu. Manastır ve Makedonya milletvekilliği yaptı. Bu dönemlerde, İttihat ve Terakki’nin güvenini kazanmak ve Türklerle Hıristiyanlar arasında iyi ilişkiler tesis etmek gayesiyle Osmanlı İttihat ve Terakki Partisini kurdu. İttihat ve Terakki Partisi’nin pek önem vermediği bu parti, 1910 yılındaki silah toplama girişimine karşı çıkınca kapatıldı. Balkan Savaşları’ndan sonra Makedonya’da komitacılık yapan Panço Doref, bilahere Bulgaristan’a göç etti.
Panço Doref, 1928 yılından sonra Osmanlı Arşivi’nde çalıştı, genellikle Bulgaristan tarihi ve Ermenistan meselesi ile ilgili araştırmalarda bulundu. 1931 yılındaki evrak satışından önce, Osmanlı Arşivlerinde Bulgaristan hakkında kıymetli vesikalar olduğuna dair Bulgaristan hükümetine mektuplar yazan Panço, evrakların satışından sonra da bu belgelerin Bulgaristan Milli Kütüphanesi’ne nakli konusunda önemli rol oynadı.